Güven

681 70 3
                                    

       Rastgele bir eve girdim. İlk gördüğüm koltuğa uzandım. Bize bir şey yaptıklarını ilk başta zaten dosyalarımızı okuduğumda anlamıştım. Fakat kendi kanım üzerine yaptığım testlerde hiç bir şey çıkmamıştı. Yoksa her şey bir oyun muydu? Deney, aşı ve bunların hepsi bir kandırmaca mıydı?
       Elimdeki aşıya baktım. Ne olursa olsun bunu kullanmayacaktım. Ama kızların kullanıp kullanmamalarına bir şey diyemezdim, zaten beni dinlemezlerdi.  Tüm şehirdeki aşıları bulmam lazımdı. Belki bir şey bulabilirdik.
       Uzandığım koltukta kalkıp oturma pozisyonuna geçtim. Reaksiyonlar büyük ihtimal güçler olmalıydı. Ve bildiğim kadarıyla kızlar arasında sadece ben böyle şeyler yapabiliyordum. Bu konu hakkında internetten okuduklarımı aklıma getirdim. Bir çok kinezi çeşidi vardı. Benimkinin hangisi olduğunu bulmam lazımdı.
       Ben ilk olarak odamda ki yastıkları havaya kaldırmıştım. Büyük ihtimal telekinezi olmalıydı. Fakat başka bir şeylerde olmalıydı. İlk oyunlarda sadece aklımdan düşünerek adam öldürmüştüm, bu da nekrokinezi olmalıydı. Ama bu nasıl oluyor... Diye düşünürken dışarıdan bağırma sesi duydum. Biri beni çağırıyordu. Hızla cama doğru gittim. Ash etrafta sağa sola koşarak beni çağırıyordu. Camı açıp bağırdım;
"Ne oldu Ash?"
Ash ilk başta sesin nereden geldiğini anlayamadıysa da sonra bana baktı.
        "Çabuk gel! O iyi değil!" diye bağırdı. İlk başta kim diye soracak olsam da vazgeçip aşağı indim. Ash ile beraber evlerine gittik. İçeri girdiğimde lea ayaklanmıştı. Bizi banyoya yönlendirdi. Banyonun tüm halıları kan doluydu. Pixie lavabonun önünde eğilmişti.
        "Neler oluyor?" diye sordum yanına giderken.
Pixie bana doğru döndü burnundan aşağısı hep kandı ve hala kanıyordu. Tek burnundan değil aynı zamanda ağzından da kan geliyordu. Elini ağzına tuttu. Öne doğru gidip pixieyi tuttum. Durup dururken olabilecek normal bir şey değildi bu. Özellikle ağzından kan gelmesi normal değildi. Aklımdan bir çok senaryo geçti. Reaksiyonlar! Birden aklıma gelmişti. Belkide reaksiyonlar benim sandığımın aksine güçler değildi. Belkide aynen böyle bir şeydi. Hemen cebimi yokladım. Aldığım aşı oradaydı. Çıkartıp pixie nin kolunu açtım umarım işe yarardı. Aşıyı vurmam ile pixie yere düştü. Nabzını kontrol edince sadece bayıldığını anlamıştım.
        Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Lea, ash ve Mac kapının önünde bekliyorlardı. Lea ağlamıştı. Mac ise ağlamak üzereydi. Ayağa kalkıp kapıya doğru gittim. Mac'in kolumu tutmasıyla olduğum yerde kaldım.
         "Gitme. Özür dilerim Dess. Seni hep düşman olarak görüyoruz fakat hepimiz aynı taraftayız. Lütfen önceden dediklerime kulak asma bizimle kal." dedi Ash kapının eşiğinde evet anlamında başını sallıyordu fakat Lea dan hiç ses çıkmıyordu. Ne yapacağımı bilemedim.
Tek başıma olmayı sevsem de hepimizi kurtarmalıydım. İç çektim ve başımı salladım. Lea banyodan çıkıp bir odaya girdi. Mac ve Ash pixie yi kontrol ederlerken salona gittim. Masanın üstünde Aşılar vardı. Pixie ye olanları düşündüm. Hepimiz böyle olacaktık belli ki ama benim farklı bir tahminim vardı. Kızlar toplandığın da her şeyi anlatacaktım.
        Saate baktım. Henüz sabahın onuydu. Koltuğa oturup bekleyecekken aklıma Lea takıldı. Neden üstüme gelmişti? Bence ben Mac'i karanlıkta nasıl gördüysem o da beni görmüştü. Lea'nın girdiği odanın önüne gelip kapıyı çaldım hiç bir ses gelmeyince kapıyı açıp girdim. Lea yatağa uzanmış tavana bakıyordu. Yatağın kenarına gelip oturdum.
         "Lea? Neler olduğunu anlatır mısın?" diye sordum. Lea yüzünü ekşitti.
         "Dess, boş ver tamam mı? Biraz düşününce bu olanların da bir aldatmaca olduğuna inanmaya başlıyorum. " dedi
         "Ne oldu Lea? Ne gördün?" diye sordum.
Dikkatle bana baktı.
         "Karanlıktan bir ses geldi. Senin sesindi, seni aramaya çalıştım. En sonunda karşıdan bana doğru gelmeye başladın. Sevincimle sana sarıldım o sırada karnımda keskin bir acı hissettim. Eğilip baktığımda karnıma saplanmış bıçağı gördüm. Sana baktığımda gülümseyip geri çekildin. Neden? Diye sordum her şeyi anlattın. " dedi bunları söylerken tavana bakıyordu. Sonra bana döndü.
        "Bütün bu olanların altında senin olduğunu, bizi buraya koyanlardan birinin sen olduğunu söyledin ve buna benzer şeyler." dedi.
Başımı salladım.
        "Bizi birbirimizden ayırıp düşman yapmaya çalıştılar demek." dedim ve durdum ve böyle olsaydı hepimizin güçleri ortaya çıkardı. Ayağa kalktım.
        "Salona geliyor musun?" diye sordum. Başını sallayıp;
        "Birazdan." dedi ben tam çıkacakken arkamdan seslendi.
        "Özür dilerim Dess. Sana güvenmediğim için." dedi. Gülümseyip başımı salladım.
        Salona gittiğim de pixie daha yeni ayılmıştı. Mac ve Ash pixie ye bakıyorlardı. Salona girip oturdum.
        "Dess, teşekkür ederim." dedi Pixie. Cevap vermedim. Başımı sallamakla yetindim. Burada kalmakla doğru bir karar mı vermiştim? Diye düşünüp duruyordum.
        Bu sefer konuşan Mac oldu.
         "Dess, kendi iğnenden mi vurdun pixie'ye." diye sordu. Başımı evet anlamında salladım. Pixie uzanıp masanın önünde ki aşıdan bir tanesini alıp bana uzattı.
        "Hayır pixie o senin aşın. Notta yazdığı gibi şehri araştırınca bir kaç iğne daha bulmuştum şansıma birisi cebimdeydi. Yani meraklanma." dedim iğneyi geri çevirirken. Mutlu olmuş gibiydi. İlk kez söylediğim bir yalandan ötürü bu kadar mutluydum. Tabiki de başka aşılar bulduğum yalandı, kendi aşımı vurmuştum pixie ye ama sorun değildi yani tahminime göre bende komplikasyon oluşmayacaktı. Bunları düşünürken elimde oluşan ani yanma hissiyle elime baktım. Mac, pixie ve Ash de şaşkınlıkla parmaklarıma bakıyorlardı. Parmaklarımın uçları aynı bir mumun ateşine benzer bir şekilde yanıyordu ve tabiki de parmaklarımda ateşten dolayı kavruluyordu.yanmanın acısıyla fazla dayanamayıp çığlık attım Ash ani bir şekilde mutfağa koşup su getirdi ve elimin üstüne döktü. Ateş sönmüştü, elimi kaldırıp baktım. Parmak uçlarım yanmıştı. Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu.
          "Neler oluyor?" diye sordu Mac. Cevap vermedim. Zaten verecek düzgün bir cevabım da yoktu. Mac ayağa kalkıp yanıma geldi.
          "Neler oluyor Dess?" diye soruyu yineledi.
          "Bilmiyorum." deyip gözlerimi kaçırdım.
Çıldıracak gibiydi. Bir şey söylemesine izin vermeden banyoya gidip krem aldım. Parmaklarıma sürdüm. Kırık olan elim artık ağrımıyordu. Tekrar salona döndüğüm de Lea da gelmişti.
           Gidip camın önünde ki sandalyeye camı arkama alacak şekilde oturdum.
          "Ee? Bir şey demeyecek misin?" diye sordu Ash. İç geçirdim.
          "Ne bilmek istiyorsunuz?" diye soruya soruyla cevap verdim.
          "Senin bildiğin her şeyi." dedi Mac. Belkide söylemenin zamanı gelmişti. Bilmeleri lazımdı. Onlara güveniyor muydum? Hayır. Kendime bile güvenmiyordum.
          "Tamam. Sanalgerçeklik oyunlarında ilk kurtulan bendim hatırlıyorsunuz dimi? Kurtulduğum da herkesi öldüren ben değildim. Herkes zaten ölüydü. Yani be-" diyecekken pixie sözümü kesti.
          "Dur bir dakika ölümüydüler? Peki sen neden kendi üstüne aldın?" diye sordu.
           "Sözümü kesmeyin lütfen. Ben pek kendi üstüme aldım denemez. Siz öyle inanmak istediniz. Neyse laboratuvarda bir kaç dosya buldum. Dosyalar bizimle ilgiliydi. Biz bir deneyin parçasıymışız ve hepimize bir çeşit aşı uygulamışlar. Bu aşıların bizde nasıl bir etki göstereceğini anlamak için böyle deneyler yaptıklarını biliyorum. İlk deneyde duygularımızı öne çıkararak aşının etkisini öğrenmeyi planladılar fakat ilk deneyde aşı sadece birimizde açığa çıktı. Bu yüzden de şuan 2. Aşama deneylerinde olmalıyız yani onların B planın dayız." dedim ve durdum.
          "Her şeyi tam olarak idrak edemesem de anladım. Peki ilk aşamada aşının etkisi nasıl ortaya çıktı? " diye sordu Ash.
          "Ya da kimde?" diye soruya devam etti Mac.
İç çektim. Ben olduğumu nasıl söyleyecektim? Bilmediğimi söylersem bana inanmazlardı.
         "Sendin değil mi Dess?" diye sordu Lea. Başımı salladım. Yine herkes o suskun haline geri dönmüştü.
         "Tam olarak bu aşıların etkilerini anlamış değilim şimdilik bu etkilerin bir çeşit kinezi (bir çeşit beyin gücü ile herhangi bir maddeyi kontrol edebilme ) türü olduğunu sanıyorum. En azından benim ki öyle. Sizinkini henüz bilmiyoruz. Hatırlarsan Mackenzie, hortum olduğu gün seni ağaçtan indirmemiştim. Dediğim gibi aşı bir çeşit duygudan ortaya çıkıyordu. Benimki kibir di. Senin ki ise sinir bunu fark etmek kolaydı sorun açığa çıkarmaktaydı.
           Tekrar tahmin ettiğim üzere aşını etkisi ortaya çıkarsa aşı ya ihtiyacımız kamayacak, yani ne kadar çabuk aşı etkisini gösterirse pixie gibi bir komplikasyon oluşmadan burdan çıkabiliriz." sözümü bitirdiğimde ne söyleyecekerini bulamamış şekilde bana bakıyorlardı. En sonunda hepsi başını salarken Lea nın tepkisiz kalması dikkatimi çekmişti.
            Bana anlattığı olay beli etmese de bana karşı bir şüphe oluşturmuştu. Ama güven kazanmakla uğraşamazdım. Önceliğim buradan nasıl çıkılacağını bulmaktı.
         


Gizem Şelalesi: Yok Oluş...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin