Hayal

567 63 4
                                    


Bina boyunca koştum çıkış yeri aramaya çalışıyordum fakat pek bulabildiğim söylenemezdi. Peşime düşmüş bile olabilirlerdi. Tüm odaların kapılarını açıp baktım, çoğu boştu bazılarında ise önlüklü insanlar vardı. Mac, pixie ve Lea'yı bulmaya çalışıyordum onlara sormam gereken bir çok soru vardı. Sorularımı sorduktan sonra ihanet ettikleri için yumruk atabilirdim tabi. Koridor boyunca koştum, sağ tarafa doğru döndüğüm de karşıma büyük kapılı bir yer çıktı. Kapının kilitli olduğunu tahmin ettiğimden direk kapının kolunu buzla kırdım. Kapıyı tekmeleyerek açıp içeriye girdim. Tam düşündüğüm gibi herkes buradaydı. Tutsak değillerdi ve hallerinden gayet memnunlardı. Hepsi aniden odaya giren bana bakıyorlardı ama hiç biri beni gördüğüne mutlu olmuş gibi görünmüyordu.
Tabii bunları düşünürken arkamdan gelen ayak sesleri artmıştı.
"Burada ne işin var Dess? Neden bize ayak uydur muyorsun? Hepimiz burada kurtulmak için çabalıyoruz." dedi Mac. İç çektim.
"Neyden kurtulmak için benden mi? Bunlara alet olduğunuza inanamıyorum. Kendi özgürlüğünüze umudunuzu yani beni sattınız!" dedim.
"Biz sadece gerçekleri gördük." dedi Pixie
"O gördüklerinizi anlatsanıza zaten iki dakika sonra yakalanıp öleceğim bari son dakikalarım da gerçek olan bir şeyler duyayım." dedim. Hepsi başını yere çevirdi.
"Sen hep tek başınaydın dess. Bu yüzden bizi aklına kazıdın. İlk olayı başlatan sendin büyük yıkım senin suçun." dedi.
"Anlatın!" diye direttim fakat pek istekli görünmüyorlardı. O sırada arkamdan bir el omzumu yakaladı.
"Dess lütfen beni dinle." dedi. Arkamı döndüğüm de Gilanı gördüm nefes nefese kalmıştı.
"Buradan gitmen lazım." dedi
"Gideceğim tabi gerekli cevapları alır almaz." dedim.
"Anlamıyorsun onlar sana ihanet etti. Mac,pixie ve lea hepsi." dedi. Bana ihanet ettiklerini biliyordum bu ne saçmalıyordu?
"Bana ihanet ettiklerini biliyorum ama gerekli cevapları almam lazım." benle gilan konuşurken kızlar sadece bizi izliyordu hiç bir tepki göstermiyorlardı.
"Buradan gidersek sana her şeyi anlatacağım dess onlara ihtiyacın yok ve hiç ihtiyacın olmadı." dedi.
"Gitmenize izin vereceğimizi mi sanıyorsun?" diye bağırdı lea ve aniden odayı alevler sardı. Aptal lea! Ateşler kendine zarar vermeyebilirdi fakat mac ve pixie ateşin ortasında kalmışlardı.
"Lanet olsun!" dedim ve onlara doğru yürüdüm. Gilan kolumu yakaladı ve beni geri çekti.
"İyi ve kötüyü ayırt edemiyorsun değil mi? Kızlara yaklaşmandan anladığım üzere geçmişi hatırlayamamışsın. Hatırlasaydın yüzlerine bakamazdın." dedi ve devam etti. "Lea bu kadar yeter baştan başlayacağız." dedi.
"Her şeyi her zaman mahvettin Dess!" dedi pixie sinirle. Mac den hiç bir ses çıkmıyordu ki çok geçmeden konuştu.
"Umarım her şeyi hatırladıktan sonra bizi unutursun " dedi. Diğerlerinin aksine sinirle değil bir umutla söylemişti. Ne olduğunu kavramam uzun sürmedi fakat idrak edebilmek saatlerimi alacak gibiydi. Bu da bir oyundu. Başından beri benim oradan kaçmamı umuyorlardı. Arkadan içeri silahlı adamlar ve chad girdi. Adamlar bana yaklaşınca hiç bir tepki vermeden teslim oldum. Sadece lea pixie ve mac'in yüzlerine bakıyordum. Utanmıyorlardı sadece endişe vardı yüzlerinde. Adamların beni almalarına izin vermemin tek bir sebebi vardı. Gilanın tek bir sözü. 'Kızlara yaklaşmandan anladığım üzere geçmişi hatırlayamamışsın. Hatırlasaydın yüzlerine bakamazdın.'
Belkide her şey hatırlamam da bitiyordu. O zaman bende hatırlayacaktım.

Apar topar beni siyah kapılı bir odaya getirdiler. İçeri tam bir ameliyathanedi. Ortada bir sedye, yanda kalp monitör cihazı ve adını bilmediğim çeşitli hastane aletleri.
Güldüm.
"Ne yani beynimi mi açacaksınız?" diye alayla sordum. Chad sahte bir gülüşle yanıtladı.
"Hayır beynini açmayacağız. Sadece seni bir kaç dakikalığına öldüreceğiz." dedi.
"Anladım. Demek her şeyi hatırlayabilmem için kalbimi bir kaç dakikalığına durduracaksınız. Fakat bilimsel açıdan bu deneyin hiç bir kesinliği yok ve deneklerin hepsi öldü." dedim.
"Vay, chernobil faciasını biliyorsun. Demek tamamen unutmamışsın. Sen ölmeyeceksin o güçler sende boşuna yok ne de olsa o faciayı başlatan sendin. Peki o facia öncesi ne olduğunu biliyor musun? Sen bir denektin ve güçler kazanmam başarılı bir denek olduğunu kanıtlar nitelikte." dedi. Ani bir şokla konuşamadım. Denektim. Ben? Düşünmeye ve anlamaya çalıştım fakat geçmişe dair pek bir şey aklıma gelmedi.
Odanın içinde göz gezdirdim. Köşede gilan duruyordu başından beri pek istekli değildi. Bana acıyormuş gibi bakıyordu.
"Bana acıma Gilan bu çok utanç verici" dedim ve devam ettim. "Ne de olsa ben Destinyim bu kadar kolay ölmemi bekleyemezsin."

Adamlardan ikisi kollarımdan tutup beni sürükleyecekken durdum.
"Bırakın ben yapabilirim." diye çıkıştım. Sedye ye yaklaşıp üstüne çıktım. Uzandığım sırada chad eğildi
"Bir şey sormak istiyorum. Buraya geldiğinden beri kimseye güvendin mi? Mac de dahil?" diye sordu.
"Kendime bile güvenmedim" diye cevap verdim.
"Pekala zeki olduğunu itiraf ediyorum peki neden bunu bilerek her seferinde teslim oldun bize" diye sordu. Gülümsedim.
"Ben istediğim an buradan kurtulabilirim beni hiç bir zaman tehdit edemediniz. Benim en büyük düşmanım yine benim. Sadece gerçeklere ulaşmak için buradayım" dedim başını salladı ve geri çekildi.
"Başlatın!" diye emir verdi. Hemşirenin biri koluma hızlıca bir iğne batırdı ve 10 dan geriye saymaya başladı. Henuz 3 saniyede gözlerim ağırlaştı ve karanlığa gömüldüm. Aniden kalbime bıcak saplanmış gibi bir acı hissedince öldüğümü anladım.

❤Üzgünüm baya geç yayınladım doğaçlama yazdığımdan dolayı hikaye de takılı kalmıştı tabi bu bölüm biraz saçma oldu gibi affınıza sığınıyorum. Umarım gelecek bölüm daha iyi olur 😃

Gizem Şelalesi: Yok Oluş...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin