Neredeyse bir saattir şehirde Mac ve Pixie yi arıyorduk. Lea bıkkınlıkla sordu.
"Ya dediğin gibi olmadıysa belkide kurtulmuşlardır? "Dedi bir umutla. Güldüm.
"Belkide ölmüşlerdir? Belkileri uzatarak bir yere varamazsın." dedim. Gözlerini devirdi.
"Sanki şimdi bir yere varabildik!" dedi alayla. İç geçirdim. Hala daha halsizdim. Lea tereddütle sordu.
"Nasıl her şeyi hatırlayacağız Dess? "
Başımı salladım.
"Aslında şimdiye kadar hatırlamamız lazımdı. Her şey çok garip ilerliyor Lea. Hiç birimiz eskiden olduğumuz kişi değiliz." dedim.
"Hm, doğru. Eskisi kadar psikopat değilsin." dedi.
"Hatırlatırım Lea sen de katil oldun! Şimdi her şeyin sorumluluğunu üstüme atmaya çalışma sakın! " diye çıkıştım. Lea çıkışmamı beklemiyor gibi hareketsiz kalmıştı.
Burada ki herkes başıma beladan başka bir şey getirmiyordu. Onlar olmasaydı kurtulmuş olurdum çoktan ama yok benim onlara yardım etmem gerekiyordu değil mi?
Giderken geçmişimi düşünmeye başladım. Belki düşünmek hatırlamama yardımcı olurdu. Ama pek bir işe yarıyor gibi gözükmüyordu. Lea yanımda sessizce yürüyordu. Ne düşündüğü hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Dess?" diye seslendi. Düşüncelerimden kurtulup Leaya baktım.
"Bir şey sormam lazım, bu güçler konusunda." dedi lea.
"Sor ama bende pek bir şey bilmiyorum." diye hatırlattım. Başını salladı.
"Benim gücüm tam olarak ne? Yanmak mı?" diye sordu. Bu soruyu ciddi sorması beni güldürmüştü.
"Yanmak değil tabiki de. Ateşi kontrol etmek olmalı ama ateş sana zarar vermiyor." dedim.
"Peki senin gücün tam olarak ne?" diye sordu.
"Şey pek emin olamasam da sanırım cisimleri kontrol edebilme." dedim.
"Peki geçen gün parmaklarının yanması?" diye sordu. Bu soruyla afallamıştım ki sorularına devam etti.
"Diğer oyunlardaki gücün? Birine dokunmadan öldüre biliyordun. Aslında bu bana göre bir güç değil lanet ama neyse." dedi.
"Sorun fazla gücüm olması değil. Kimseye bahsetmedim ama bu güçler bana zarar getirdi. Kolumu kırdım geçen gün parmaklarım alev aldığında senin gibi yarasız kurtulmadım. Parmaklarım gerçekten yandı. Belkide güçleri kullanmamalıyız." dedim
"Ha? Ne diyorsun sen? Onları mahvedecek güç bu. İhtiyacımız var." dedi
"Lea emin değilim. Bende tam olarak anlayamıyorum."dedim.
"Bence sende nasıl bir güç varsa büyük bir yıkım getirecek. Aa bir düşünsene bizi buraya koyanları yok edebilirsin!" diye sevinçle hayaller kuruyordu Lea. Ama ben Lea' nın yıkım sözünde takılı kalmıştım. Nasıl bir yıkımdan bahsediyordu?
O anda başıma saplanan ani bir ağrı ile olduğum yerde kaldım. Lea yanıma gelirken ben hatırlıyordum. Geçmişi. Mac ile bir klubedeydik. En fazla 10 yaşlarında olmalıydık. Nefes nefese kalmıştık, ben endişe ile etrafı kontrol ediyordum. Mac bir anda konuştu.
"Onları ben öldürdüm Dess." dedi şaşkınlıkla baktım.
"Hayır, başka bir açıklaması olmalı." dedim Mac inatla başını salladı.
"Ne yaptığımı biliyorum Dess." dedi
"Onlara yıldırım çarptı Mac." diye uyardım.
"İşte o yıldırımı ben yaptım." dedi.
"Şst. Rahatla Mac. Hepsi ölmeyi hak ettiler." dedim.Hatıram burada bitmişti. Etrafa baktım, Lea önümde durmuş yine ne oldu der gibi bakıyordu.
"Hatırladım Lea." dedim. İç çekti ve bıkkınlıkla sordu.
"Neyi?"
"Mac'in gücünü! Yıkım getiren güç onunkiydi." dedim. Lea dikkatle bana baktı.
"Peki Mac'in gücü ne?" diye sordu.
"Elektrik. " dedim ve durdum. Hala aklıma takılan konular vardı. Ben ile Mac o küçük yaşta nasıl bir birimizi tanıyorduk?
"Hadi eve gidelim Dess, kızları böyle bulabileceğimizi pek sanmıyorduk zaten." dedi ve kalkmama yardım etti beraber evin yolunu tutmuşken düşünmeye çalışıyordum fakat yapamıyordum.Akşamın ilk karanlığıyla birlikte siren sesi etrafta yayıldı. Yine ne olacak diye camdan bakıyordum ama en ufak bir canlanma yoktu. Lea koltukta oturmuş ateş yakmaya çalışıyordu.
"Sakin ol Lea, çok fazla düşünüyorsun. Düşünme sadece yap." dedim sırıttı.
"Çok basitse sen yapsana." dedi. Başımı salladım.
"Çok tehlikeli." dedim.
"Gerçekten çok değiştin Dess. Eskiden tanıdığım cesur, zeki kız gitmiş gibi." dedi
"Ne olmasını bekliyordun? İnsanları öldürüp dolanmam hoşuna mı gidiyordu? Sorumsuzca davranışlar sergiliyordum şimdi ise tedbirliyim." dedim.
"Hepimiz yeterince tedbirliyiz. Senin bir anda karar verip uyguladığında her şey normal ilerliyordu. Sen korkuyorsun diye burada kaldık." dedi. Derin nefes aldım haklı olabilirdi fakat çoğu kişinin ölümüne neden olan güç benimse burada kullanmam takdirinde hepimiz ölürdük.
"Birilerine zarar vermekten korkma Dess. Buradan çıkamazsak bariz bir şekilde ölürüz zaten." dedi aklımı okumuş gibi.
"Lea tek sorun ölmemiz değil. Bilgi edinmeliyiz her şeyle ilgili, bu yüzden uzatıyorum." dedim. Lea yüzünü buruşturdu.
"Dess, her şeyden önce buradan kurtulmamız lazım. Gücün varsa kullanmaktan korkma." dedi elimi cama vurdum.
"Şunu tekrarlamaktan vazgeç! Korkmuyorum Lea! Beni kontrol etmelerini istemiyorum. Bir tane daha Ash vakası istemiyorum! Bu güçler iyi bir şey olsaydı burada olmazdık." dedim. Lea sessizce konuştu.
"Eski Dess'i istiyorum, ona hayrandım. Şimdikine değil." dedi. Ve devam etti.
"Hatırlıyor musun? Geçen gün güçlerin olmasına rağmen az daha reaksiyon geçirip ölüyordun. Belki fark etmedin fakat bu olay bize güçlere sahip olsak bile reaksiyon geçirebileceğimizi gösterdi." dedi devam etmesine gerek kalmadan sözünü bitirdim.
"Yani hepimiz yavaş yavaş ölüyoruz." dedim ve devam ettim."Hiç böyle düşündün mü? Bizi bu saçma yerlere sadece kontrol edilip edilemeyeceğimizi anlamak için koymuşlar, aksi takdirde öleceğiz."
Lea başını salladı.
"Bence-" diye Devam edecekken, bir anda camlar içeri doğru patladı. Cam kırıkları üzerime saçılırken ellerimizi yüzümüze siper ettik. Bacaklarım dan gövdeme kadar bir çok yerime cam kırıkları saplanmıştı. Yan dönüp Leaya bakmaya çalıştım. Akıllılık edip koltuğun arka tarafına saklanmıştı ama saklanana kadar çoğu yerine cam saplanmıştı bile. Cam kırıkları bittiğinde camın neden patladığını öğrenmiş olduk.
Çok şiddetli rüzgar vardı. Evin içindeki vazoları deviriyordu. Yavaş yavaş ellerimi gözlerimden çektim. Cama doğru zorlada olsa yürümeye çalıştım. Etrafa baktığımda bir tane büyük hortumun eve doğru geldiğini gördüm. Acaba yıkılır mı diye düşünmeme gerek kalmadı çünkü şehirde hortumun geçtiği yerde hiç bir ev sağlam değildi. Leanın yanına gittim, kolundan tuttugum gibi evden dışarı çıkarttım.
Nereye gidebileceğimizi bile bilmiyorduk. Lea ile vücudumuza saplanan camları çıkarttık. Devam edip binadan çıktık.
"Dess şimdi ne yapacağız!" diye endişeyle sordu Lea.
Ben ise donmuş bir şekilde duruyordum. Kurtuluşumuz yoktu! Şehrin 4 bir yanından hortumlar etrafımızı kuşatmıştı.
"Buradan çıkamayız Lea." dedim umutsuzca...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizem Şelalesi: Yok Oluş...
FantasyOlayların üzerinden tam olarak altı ay geçmişti. Herşey normale dönmüştü. Tabi o siren sesini duyana kadar! Her şehirde acil durumlar için yapılmış bir sığınak ve herkesi uyarmak için bir siren bulunur. Bu siren sesini hiç duymayacağımı sanırdım. O...