Istanbul'un en iyi üniversitelerinden birine gidiyorduk. Herkes en pahalı giysilerini giymiş,en pahalı arabalarla geliyordu bir bir. Gösteriş yapmak bu okulun ilk dersinde çoktan öğretilmiş bile.Ateşle aynı okulda olsak da bölümleriniz ayrıydı. O kimya okuyordu. Bense güzel sanatları kazanmıştım. Dans benim için herşeydi. Bütün sevinclerimi, üzüntülerimi dansla anlatıyordum. Konusmaktan daha onemliydi benim için dans.
Ateş çoktan derse girmisti. Ben ilk günden bu okulun bana göre olmadığını anlamıştım. Gösteriş meraklısı insan yığınından başka bir şey göremiyordum. Biraz hava almak için dışarı çıkacaktım ki boş bir sınıfta dans eden bir adam gözüme çarptı. Onu izlemekten kendimi alamadım. Uzun zamandır böyle birini hiç görmemiştim. Sanki orada tek değildi. Onunla aynı ritimde dans eden bir başkasıda vardı. Müzik sustu. O yeşil gözler benimkilerle buluştu.
-Şey.. Afedersiniz. Ben.. Şey.. Buradan geçiyordum. Ve sizi gördüm. Yani siz çok güzel dansediyordunuz. Ben sizi izlemek istedim.
Kendimi rezil etmeyi başarmıştım.
Kocaman gülümsedi. O an ne kadar yakışıklı olduğunu farkettim. Elini uzattı.
-Emir...
-Efendim.
Yine kendimi rezil etmeyi başardım. Tanrım nasıl başarıyordum bu kadar aptal olmayı.
- Ah!Evet. Deniz. Memnun oldum. Elini sıkmıştım. Birden avuçlarımın içi yanmaya başladı. Bana neler oluyordu bir türlü anlayamıyordum.
- Deniz!
Bu ses rüyadan uyanmama yetti.
-Ateş sen derste değil miydin?
Ateşin bakışları ikimizinde iliklerine kadar işlemişti.
-Sanırım burada olmamı beklemiyordun. Her neyse ders bitti eve dönüyoruz.
Çoktan sınıftan çıkmıştık bile. Kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki arabaya gelene kadar kıpkırmızı olmuştu.
- Ateş! Yeter! Dur artık! Canımı acıtıyorsun.
Hızla arabaya bindirdi. Kapıyı o kadar hızla çarpmıştı ki rüzgâr saçlarımda uçma etkisi yaratmıştı.
-Neler oluyor Ateş?
Ateş hala konuşmuyordu. Nefes verişi o kadar hızlıydı ki. Neredeyse soluk soluğa kalmıştı.
-Ateş yeter artık ya neler olduğunu anlat ya da...
Cümlemi tamamlayamadan gaza bastı.
-Çıldırdın mı sen? Yavaşla Ateş.
Frene bastı. Neredeyse ikimizde camdan dışarı fırlayacaktık.
-Bir daha o adamla görüşmeyeceksin.
Ateş'ın bu sözleri beni daha da çılgına çevirmişti.
- Ne? Bu mu yani? Az önce ikimizi de öldürüyordun Ateş. Saçma sapan korumacı tavırlarından vazgeç.
Az önce suratıma çarptığı kapıyı şimdi ben çarptım. Ve arabadan indim. Kendime bir taksi bulup eve gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KÜÇÜK MELEĞİM
Lãng mạnEğer birgün yalnız hissedersen sakın korkma ben hep yanında olacağım...