YALAN

297 12 0
                                    

Ona ilk defa yalan söylemek zorundaydım. Buna mecburdum. Yapmak zorundaydım. Yoksa geri dönüşü olmayan bir yola girecektim. Belki de Ates'i sonsuza dek kaybedecektim. O benim en iyi dostumdu. Onsuz bir hayatı daha önce hiç düşünmemiştim. O olmadan nasıl bir hayat yaşardım hiç bilmiyorum. En zor günlerimi Ateş sayesinde anlatmıştım. Canım bir şeye sıkılsa o hemen gelirdi. Ne zaman bu kadar uzaklaşmıştık? Ateşle görünmeyen duvarlarımız vardı şimdi. Çocukluk anılarımız birlikte mutlu olduğumuz heran acıyla kıvranıyordu. Ben bir türlü Emir'in etkisinden kurtulamıyordum. Yıllardır oradaymış gibi... Çok kısa sürede alışmıştım ona. Gitmesini istemiyordum. Ondan gelecek tek bir haberi gün boyu bekliyordum. Okulda onu görmek için deli gibi tüm gün gezinip duruyordum. Ben ne zaman bu hale gelmiştim? Oysa bir hafta önceye kadar huzurlu bir hayatım vardı. O lanet olası yemek herşeyi mahvetti. Dostumu elimden aldı, hayallerimi yerle bir etti.

-Gezdim.
Bi hayatımda söylediğim en saçma yalandı.

-Ne demek gezdim. Nereyi? Bunca saat nereyi gezmiş olabilirsin?

Ateş ardı ardına sorularını sıralıyordu.

-Gezdim işte. Nereyi bulduysam oraya girdim. Kendimi dinlemem gerekiyordu. Nefes almam lazımdı. Biraz olsun beni anlamaya çalışamaz mısın?

Bu defa yalanım  iknâ  edici olmuştu. Ateş'e karşı şimdi daha da suçluydum. Ona ilk kez yalan söylemiştim. O ise artık sakindi. Yaptıklarından pisman gibiydi.

-Bunu bir daha yapma. Ne olursa olsun ben aradığımda o telefon açılacak!

Ateş yüzüme bakmadan konuşuyordu. Biliyordum. Onun beni dediler gibi sevdiğini biliyordum. Ama ondan uzak durmalıydım. Kalbim başkası için atarken ona iyi davranmam haksızlık olurdu. Ah Ateş neden, neden bi hale geldik?

Emredersin!

Ateş'e fırsat vermeden koştum ve içeri girdim.

       *    *    *

Uyumak hiç bu kadar zor olmamıştı. Geceler katlanarak artıyordu sanki. Hayatımın ortasında duran bu sorunu nasıl çözeceğimi bilemiyordum. Yatağın içinde saatler geçirmiştim. Yine de aklımdaki saçmalıklardan kurtulup uykuya dalamamıştım. Neredeyse sabah olmak üzereydi. Okumaya fırsat bulamadığım kitaplardan bir tanesini elime aldım. Vakit buldukça sahaflara gider eski kitapları toplardım. Hepsinde ayrı bir yaşanmışlık bulurdum. Belki bir sözün altı cizilmis olurdu belkide bir itiraf...Kitabın varlığından bile haberim yoktu. Yıllar önce almış olmalıydım.Kitabın ismi Yasak Aşktı. Tam olarak benim durumumu  özetleyen bir kitaptı doğrusu. Daha okumadan içim ısınmıştı. Rastgele bir sayfa açtım ve okumaya başladım. Yirmibeş yaslarında bir kızın  sevmediği bir adamla evlenmesini anlatıyordu. Sayfaları biraz daha karıştırdım. Son sayfalarda bir mektupla karşılaştım. Çok önceden yazılmış olmalı ki mürekkepleri hafif silinmişti. Kısa bir mektuptu. Fakat çok düzgün yazılmıştı.

Sevgilim;

Biliyorum senden ayrılmak ölümden bir kapı açacak bana. Her günüm ateşler içinde geçecek. Seninle herşeyin üstünden gelebilirdik. İnan ki asla vazgeçmedim senden. Benim hırçın sevgilim. Senden senin için vazgeçiyorum. Ve sana benden son bir şey bırakıyorum. Bende kalmasının bir anlamı yok.

Cumhuriyet mah. Sevgi sokak. Meryem ana kilisesi.

Büyük çınarın altındaki taşla sakladım.
       Elveda
      Rose...

  Okuduklarımın farkına varmam saatlerimi aldı. Meraklanmıştım. Kim bilir neler yaşamışlardı. Beynimin içini durmadan kemirmeye başlamıştı. Ateş' e söylesem bunun bir saçmalık olduğunu söylerdi. Sabahın erken saatleri olduğundan bizimkiler uyuyorlardı. Yoksa hayatta evden dışarı çıkmama izin vermezlerdi. Hemde son olanlardan sonra. Bense sessizce kaçış planımı uyguladım. Ve Emir'in daha önce vermiş olduğu adrese gittim.

BENİM KÜÇÜK MELEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin