EVE DÖNÜŞ

203 6 0
                                    

( Medyadaki Deniz.)

Her insanın ait olduğu bir yer vardır. İnsanlar evine,eşyalarına, sevdiklerine bağlanır. Benim evimin bir kokusu vardı. Bu kokuyu eve geldiğim ilk gün almıştım. Buruk bir yasemin kokardı benim evim. Eskilere dönderirdi birden. Bahçedeki papatyaya bir kelebek konardı. O kadar özgürdü ki kimse ona ulaşamazdı. Ama o kelebek çok yalnızdı. Başına birşey gelse onun için endişelenecek kimsesi yoktu. Her canlı gibi onunda eksik yanları vardı. Benim eksik yanım neydi? Ailem,Emir, gerçek aşk,koşulsuz sevgi... Tüm bunlar benim hayatımın eksik yanlarıydı.

Uzun zaman sonra evimdeydim. Çok acı çekmiştim. Artık yürüyebiliyordum. Tek istediğim Emir'i bulmaktı. Fakat halâ yalnız değildim. Uçaktan iner inmez annemin bağırmasına maruz kaldım. Kocaman kucaklamalar... Fakat hepsinin de altı boştu. Hepsi sahteydi. Bir çığlık daha koptu. Bu seferki parmağımdaki yüzük içindi.

-Sana inanamıyorum Deniz. Bize mutlu haberi neden daha önce vermediniz.

Annem şaşırmış gibi yapsada rolünü iyi oynayamıyordu. İkimizde onun herseyden haberi olduğunu biliyorduk.

-Herşey yoluna girecek merak etme tatlım.

Babamın sahte sözleri canımı daha çok acıtıyordu. Çünkü yoluna giren sey Ateşle benim evlenmemdi. O zaman herkes mutlu olacaktı. Bir kişi hariç. Ben evime,odama gitmek için can atıyordum. Odamda sonsuza kadar çıkmak istemiyordum.

-Çok geçmiş olsun Denizcigim iyileşmene çok sevindik.

Ateş 'in ailesi de görevlerini tamamlamış oldu. Bütün sahne tamamdı. Artık perde kapanabilirdi.

-Hadi ama! Çocukları ayakta tutmayalım. Deniz zaten yorgun.

Annem tüm gözleri üzerimden uzaklaştırmayı başarmıştı. Sonunda biri beni düşünmüştü. Gerçekten çok yorgundum. Ates'in lüks arabası havaalanında hazır bekletiliyordu. Beni dikkatle arabaya bindirdikten sonra evimin unuttuğum yollarında gitmeye başladık. Evde benim için hazırlanan aparatlar kaldırılmamıştı. Her ihtimal göz önünde tutulmuştu. Odama ilk adımı atacaktım. Herşey bıraktığım gibiydi. Dinlemem gerekiyordu. Yatağım benim için özenle hazırlanmıştı. Yatağımda yatmak hiç bu kadar huzurlu olmamıştı. Herkes odadan çıkarken sormam gereken bir şey vardı.

-Anne!

+Efendim canım.

-Seninle biraz yalnız konuşabilir miyiz?

Ateş tedirgin olmuştu. Bu nerden çıktı der gibi bakıyordu. Annem durumu kendince toparlamaya çalışıyordu.

-Tabi tatlım. Anne kız biraz dertleşelim.

Herkes odadan çıktığında annem soran gözlerle bana bakıyordu. Benim sormaya cesaretim yoktu. Ama öğrenmezsem çıldıracaktım.

-Anne ben ölüyorum. Dayanamıyorum artık. Ne olur bana yardım et. Emir nerde?

Annem suskundu. Gözlerinde umutsuz bir buğu vardı.

-Yapamam. İstesemde sana yardım edemem bebeğim.

Annem yorgun görünüyordu.

-Ne demek istiyorsun. Birşey biliyorsan ne olur söyle anne. En azından ona ne olduğunu söyle. Bunu bilmeye hakkım var.

+ Bilmiyorum. Sende daha fazla ısrar etme. Unut Emir'i. Bak Ateş'le sözlendiniz. Bunun üstüne düşün.

Annemle konuşmak hiçbirşeyi değiştirmemişti. Ne yapacağımı bilmez haldeydim. Evden dışarı çıkamıyorum. Evde yardım isteyebileceğim kimsem yoktu. Tek bir çarem kalmıştı. Son umut... Telefonuma sarılıp sınıftan birinin rastgele numarasını aradım.

BENİM KÜÇÜK MELEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin