SUSMA

152 6 0
                                    

(medyada ki fotografların telif hakları saklıdır. İzinsiz kullanmazyınız. Kullananlara gerekli yasal işlemler yapılacaktır.)

Uzun zamandır kendimde değildim. Ne bir sedir ne de bir soluk. Evde bir başka nefese bile yer yoktu. Herseyini kaybetmiş bir insanın yaşama sebebi kalmaz. Yok olmak ister. Hayatla vedalaşmak o kadar da zor gelmez. Çünkü en sevdiklerine bile veda etmiştir. Küçük,minicik bir umudum vardı benim. Ellerinden kayıp gitti. Yaşamak istemiyordum. Zaten bir ölüden farksızdım. Nefes almalıydım. Bu odada o kadar çok şey yaşanmıştı ki... Burada yaşamak istemiyordum. Bahçeye doğru hızlı adımlar atmaya başlamıştım. Bir adım attım sonra bir adım daha... Ayağıma takılan o resim daha fazla yurumeme engel oldu. Üzerinde Emir in kanı vardı. O gün yaşananlar tüm gerçekliği ile beynimde yankılandı. Ateş halâ ortada yoktu. Bense artık duramazdım. Birşeyler yapmalıyım.

Ertesi gün yetimhaneye gittim. Bütün anılar teker teker canlanıyordu. Bir köşede Emir bana çiçek veriyordu. Diğer bir köşede diğer çocuklara karşı beni savunuyordu. Herşeyi hatırlıyordum. Kalbim alev alev alev yanıyordu.

-Hosgeldin Deniz.

Bu ses beni gerçek hayata döndürmüştü.

-Siz kimsiniz.

+Gel Deniz. Beni takip et. Artık bütün gerçekleri öğrenme vakti geldi.

Uzun bir patika yoldan geçmiştik. Bu tıpkı Emir in küçük evine giden patika yol gibiydi. Fakat bu sefer yolun sonunda derin bir uçurum vardı. Ve minik bir bank bizi bekliyordu.

Adam orta yaslarda, oldukça fakir görünüyordu. Nerdeyse bütün kıyafetleri eskimişti. Buna rağmen koşulsuz güven veriyordu. Banka önce kendi oturdu. Sonra benim oturmam için işaret etti. Oturana kadar bekledi ve konuşmaya başladı.

-Bu hikayenin sonuna geldik Deniz. Yıllarca süren, bitmek bilmeyen nefret en sonunda Emir in canını aldı.

Oldukça solgun görünüyordu. Derin bir o kadar sessiz bir nefes aldı ve devam etti.

- Babalarınız büyük bir şirketin ortaklarıydı. Emir babasının hatalarının bedelini ödemek zorunda kaldı. Seninle bağı tesadüf değildi. Herşeyi annesi planladı. Onun gözlerini kin kaplamıştı. Oyleki kendi cocugunu intikam için yetimhaneye verdi. Fakat bir noktayı sakın unutma evladım Emir sana gerçekten aşık oldu.

Tek kelime edemiyordum. Ateş bunca zamandır doğruyu söylüyordu. Ona haksızlık etmistim. Ama Emir in bana aşık olduğu gerçeği etrafımda dolaşıyordu. O ise konuşmaya devam ediyordu.

-Emir in kalbinde derin bir acı ve intikam duygusu vardı. Fakat sen onu değiştirdin. Seni tanıktan sonra bambaşka bir insan oldu. Senden onu bağışlamanı  istiyorum.

Bağışlamak mı? Bu adam neyden bahsediyordu.

+Siz kimsiniz?

Hızla yanımdan uzaklaşmıştı. Ateş....
O bu zamana kadar beni korumak istemişti. Ona hiçbir zaman inanmadım. Hep nefret duydum. Onu bulmak zorundaydım. Koşmaya başladım. Nefes almayı dahi unutmuştum. Sadece koşuyordum. Düşünmekten vazgeçmiştim. Birden derin bir acı hissettim. Kalbim durmuştu. Artık tek bir adım dahi atamıyordum. Gözlerim kararmıştı. Hızla yere düştüm. Artık hareket edemiyordum. Bilincimi kaybetmiştim.


*                        *                     *

-Nerdeyim ben? İmdat! Sesimi duyan yok mu? Yardım edin!

Kocaman bir boşluk içinde savruluyordum. Artık ne olacağı umrumda değildi. Bir beden bana doğru yaklaşıyordu. Bunu hissediyordum. Fakat gözlerim bağlıydı. Kim olduğunu göremiyordum. Ya da kaç kişi olduklarını. Sadece koşuyordum. Şimdi ise buradayımdım. Birden çok eskilerden bir koku duydum. Hayır gerçek olamazdı. Bu imkânsızdı.

- Ateş! Sen misin?

BENİM KÜÇÜK MELEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin