ONU TANIYORUM

313 15 0
                                    

Sesin sahibini çok iyi tanıyordum. Ama onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Emir tam olarak karşımda duruyordu. Bir soru daha sorması gerekti kendime gelmem için.
-Bu saatte burada ne işin var?
Artık birşeyler söylemeliyim.
-Ben nereye gideceğimi bilemedim. Kendimi burada buldum.
Sözlerim kafasını daha çok karıştırmıştı.

-Herşey yolunda mı?

Yolunda mıydı? Tabiki değildi. Dostum sandığım adam yıllarca beni istemiş. Annem babam kabul ettiğim insanlar şimdi beni yem olarak kullanıyor. Nasıl iyi olabilirim ki?

-Konuşmak ister misin?

Sanırım benim akıl hastası falan olduğumu düşündü. Gerçekten deli gibi davranıyordum.

-İnsanlar... Ailem bile bana en uzakmış. Bugün kimsemin olmadığını fark ettim.

Emir kollarımdan tutup beni yere atılmış birkaç minderin üzerine oturttu. Kendi de yanıma bir minder çekip oturdu.

-Düzelecektir. Korkma. Sen güçlü bir kızsın. Eminim üstesinden gelebilirsin. Dedi.

Bense kendimi unutmuş onu düşünüyordum. Deli gibi merak ediyordum kim olduğunu.

-Peki sen kimsin? Neden buradasın?

Sonunda sormuştum. Öğrenecektim kim olduğunu.

-Adımı artık biliyorsun. Adım Emir. Geçen yıla kadar Amerika da yaşıyordum. Çok yalnız olduğumu hissedince de ülkeme,ailemin yanına döndüm. Burada ders vereceğim. Sanırım seninle de daha sık görüşeceğiz. Muhtemelen bir dönem boyunca derslerine gireceğim.

-Hoca olacak kadar yaşlı degilsin.

Bu sorumla onu güldürmeyi başarmıştım.

-Doğru. 28 yaşındayım. Burada fazla kalmayı düşünmüyorum zaten. Geçici ış gibi düşün. Kendi dans okulumu açmayı düşünüyorum.

Kendimi ona kaptırmıştım. Engel olamıyordum. Her konuşmasında nefesi değiyordu tenime.

  O ise benim hakkımda çoktan bir sürü şey öğrenmişti. Bu bilgilere okul kayıtlarından kolayca ulaşabilirdi. O yüzden bildikleri beni hiç şaşırtmıştı. Şimdiden onun öğrencisi olduğumu,yaşımı ve bunun gibi detayları biliyordu. Önemli olan beni merak etmiş olmasıydı. Beni önemsemiş  ve hakkımda bilgi toplamıştı.

-Telefonun  çalıyor.

Emirin sözleri ona ne kadar da dikkatli baktığımı fark ettirdi. Arayan Ateşti. Ona öylesine kırgındım ki... Yıllarca kandırmıştı  beni. Telefonu sessizce aldım ve Emire döndüm.

-Önemsiz biri.

-Bu saatte seni merak edip aradığına göre önemsiz olamaz.

Emir birşeyler hissetmişti. Evet hicbirsey yolunda gitmiyordu. Arayan evlenmem düşünülen adamdı. Ama bunlar nasıl anlatılırdı.

- Gerçekten bu saatte konuşmaya değecek biri değil.

Onu geçiştirmeye çalışıyordum.

-Bak ne diyeceğim. Senin canın sıkkın. Benim de birşeyler yanmaya ihtiyacım var.

Elimden tuttu. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Sormak aklıma bile gelmemişti. Beni öylesine etkilemişti ki itiraz etmeden heryere gidebilirdim. Yarım saatlik bir yolun ardından ormanlık bir yola saptı. Arabayı kenara çekti. Patika sayılabilecek dar ve dönemeçli bir yolda on dakika kadar yürüdük. Geldiğimiz yer bunca yola değerdi.

-Bu gerçekten harika...

Söyleyebileceğim tek şey bu oldu. Yıldızlar yanı başımdaydı. Etrafta bir sürü ateş böceği vardı. Onların ışıltısı yıldızlara karışıyor. Yerle gök birarada gibi görünüyordu. Emir başarmıştı. Artık kimseyi düşünmüyordum. Etrafta hiç ışık olmadığından yanı başımdaki kulübeyi bile fark edememiştim. Emir bır gaz lambası alıp yaktı. Yol uzun burda kalmak istersin diye düşündüm. Bense şaşkın şaşkın ona bakıyordum. İçeri zevkli birinin elinden döşenmişti. Deri koltuklar,şömine... Bir kulübe için hiç fena değildi.

-Sen şu yatakta yapabilirsin. Ben içerideki koltukta olacağım. Birşeye ihtiyacın olursa seslen.

Odadan çıkınca camdan dışarı baktım. Herseyden uzakta olmak iyi gelmişti. O kadar yorgundum ki başımı yastığa koyup derin bir uykuya daldım.

BENİM KÜÇÜK MELEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin