Emir benim herşeyim, gizli bahçemdi. Sorularla dolu kilitli kutumdu. Ateş benim hayatımken hayatımı çalan olmuştu. Ne yazık ki çocukluğumdan beri bu kalp çok hırpalanmıştı. Dokunsan kırılacaktı. İlk kez güvendiğim herşeyimi feda edebileceğim adam bile soru işaretiyle dolmuştu. Merak her dakika damarlarımda biraz daha hızlı akmaya başlıyordu. O an yığılıp kaldığımın farkında bile değildim. Ambulansın sesi derin bir rüyadan uyanmama neden olmuştu. Emir yerde yatıyordu. Hava kararmıştı. Ne kadar süredir orada olduğunu kestiremiyordum. Bense Emir düştükten sonra neler olduğunu hatırlamıyordum. Ateş ? Sahi o nerelerdeydi? Ne sesi ne de burada olduğuna dair bir iz vardı. Sonunda ambulans sesi dışında kendini de göstermişti. Işıkları üzerime yansıyor, gözlerimi alıyordu. Kafamın içinde sesler ugulduyordu. Koşan insanlar, polisler. Çok derinlerden sesler geliyordu. "Nabzı çok düşük. Acele edelim arkadaşlar."
Biraz sonra daha yakından bir ses beni kendime getirmişti.
- Bayan bizimle gelmeniz gerekiyor. Burada neler olduğunu anlamamız gerekli.
Yanımda tam karşımda bir polis memuru duruyordu. Ve muhtemel bir sonuçtur ki beni suçluyordu. Kolumdan tuttu ve beni bilmediğim bir yolculuğa sürükledi.
Kendimi koca bir boşluğun içinde hissediyordum. Durmadan ard arda gelen sorular zihnimin içinde yankılanıyordu. Hiçbirinin cevabı bende yoktu. Ben Emir'i seviyordum. Ama son olanlardan sonra Emir de benim için uçsuz bucaksız bir deniz olmuştu. Deli gibi ona kavuşmak isterken dalgalarında bogulmaktan korkuyordum. Sonunda beni bırakmışlardı. Anlaşılan iyi görünmüyordum. Nasıl iyi olabilirdim ki? Kendimi yok olmuş hissetmekten bıkmıştım. Ateş sanki yok olmuştu. Hiçbir yerde yoktu. Ne bir iz ne de bir ses... Sanki orada sadece Emirle ben varmışım gibi...
İfademi imzaladıktan sonra hastaneye gittim. Orada öylece yatıyordu. Kalkmasını, kafamdaki milyonlarca soruyu cevaplamasını istiyordum. Ona olan aşkım artık belirsizliğe dönüşüyordu. Aşkım sorularımın arasında kayboluyordu. Neredeyse sabah olmak üzereydi. Ama saatin kaç olduğunu hatırlamakta zorluk çekiyordum. Beynim durmadan başka mekanlarda dolaşıyordu. Bir banttan diğerine geçmek saniyeler sürmüyordu. Emir'in uyanmasını beklerken bir an uyuyakalmıştım. Rüya mı gerçek mi olduğunu ayırt edemedigim bir ses içinde bulundugum acıklı duruma yeniden dönmeme neden olmuştu.
-Deniz... Uyanman lazım. Konusmamız gereken önemli şeyler var.
Tam karşımda duruyordu. Bunca saçma şeyi yaptıktan sonra hicbirsey olmamış gibi uyanmamı söyleyen Ateşti. İstemsizce sıçramıştım. Ates'in yakasına yapışıp hesap soracaktım. Bana yaptığı herşey için hesap verecekti.
- Sen benim hayatımı mahvettin. Tüm bu olanlar düzelsin. Senin yüzünü bir daha asla görmeyeceğim. Ne olursa olsun seninle bir daha asla yüz yüze gelmeyecegiz.
+Dinle Deniz bilmediğin çok şey var.
Yanıma oturmuş oylece susuyordu. Bense her geçen saniye kendimi tutmakta zorlanıyordum. Bağırmak istiyordum. Bana yaşattığı herşeyi dünyaya haykırmak istiyordum.
- Anlat Ateş... Anlat.
+Siz yıllar önce aynı yetimhanedeydiniz Deniz. Emirle sen orda birlikteydiniz. Senin hatırlamaman çok normal çünkü büyük bir tramva yaşıyordun. Uzun süre ilaç tedavisi gördün. Sana bütün kötü anılarını tek tek unuturdular.
-Bütün bunların Emirle ilgisi ne Ateş? Ondan neden bu kadar nefret ediyorsun?
+ Bizim şirketin bir ortağı daha vardı. Yıllar önce baban,babam ve Emir'in babası kurmuştu. Şirket çok zor günler geçirdi. İflas eşiğine geldik. Sebebi de neydi biliyor musun? Emir'in babası... Yıllarca kumar oynayıp şirketten para sızdırdığı ortaya çıktı. Babalarımız şirketi kurtarmak için çok uğraştı. Emir'in babasını hapse attılar. Orada kavgaya karışmış. Bıçaklamışlar. Babası orada öldü. Annesi bizden nefret ediyordu. Emir'i de öyle yetiştirdi. Baban sonra şirketten ortaklığını ayırdı. Seni evlatlık edindikten sonra herşeyleri sen oldun. Hayatını sana adadı.
Şimdi sen Emir'in seni sevdiğini sana aşık olduğunu mu sanıyorsun. Sen onun intikam planısın. Uyan artık Deniz. Seni seven insanlara yüz çevirmekten vazgeç.
Duyduklarım kalbime bir bir saplanıyordu. İnanmak istemiyordum.
-Sana inanmıyorum Ateş. Bana bunları daha öncede anlatabilirdin.
+Evet. Herşeyi anlatıp onun saçma oyununa son verebilirdim. Ama baban sana bunları anlatmamı istemedi. Eskiye dönmeni,aynı şeyleri bir daha yaşamanı istemedi. Şimdi anlıyor musun?
Kalbim beynimin içinde atıyordu. Her saniyesi ruhumun derinliklerine kazınan aşkımın yalan olduğu düşüncesi bile beni yıkmıştı. Ateş hep beni düşünmüştü. Ne kadar hırçınlık yaparsa yapsın heran beni düşünerek hareket etmişti. Ama mantıksız olan şeyler vardı. Emir benden ailemden intikam almak istiyorsa neden beni hayata bağlamıştı. Canından can vererek yeniden nefes almamı sağlamıştı. Yanlış giden şeyler vardı. Olmaması gereken... Ateşin anlattığı hikayede eksik yanlar vardı. Bunu ona soramazdım. Sorsam da doğruyu söylemeyecekti. Hayatımın koca bir yalan olduğunu biliyordum ama bu kadarını ben bile tahmin edemezdim. Emirle karşılaşmamız, bana olan ilgisi herşey tek tek planlanmıştı. Artık kimseye güvenim kalmamıştı. Kendimde bile bu hayata göğüs gerecek kadar cesareti göremiyordum. Bana dogruları anlatacak tek bir kişi vardı. Babama gitmeliydim. Hemen...
* * *
Ateş' e karşı nasıl davranmam gerektiğini artık bilmiyordum. Kimin hangi amaçla bana yaklaştığını bilmiyordum. Bütün güvenim alt-üst olmuştu. Herkes ,herşey yalan olsada Emir'e karşı şüphe duyuyor olmam hayatımın yıkım noktasıydı. Güvendiğim tek insanda ellerimin arasından kayıp gitmişti. Emir orada öyle yatarken benim Ateşi yok etmem,adını,varlığını silmem gerekiyordu. Fakat buna gucum yoktu. Doğrusunu söylemek gerekirse hakkımda yoktu. Ateş belkide baştan beri haklıydı. En başta ona güvenmemekle hata etmiştim. Kalbime düşen bu acı bedenimi yakıyordu. Beynimdeki kurt durmadan her bir düşünceyi kemiriyordu. Gücüm son damlalarını artırıyordu kendi çölüne. Düşer düşmez kuruyup gidiyordu. Ben mutlu olmayı özlemiştim. Yaşadığım güzel günleri....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KÜÇÜK MELEĞİM
RomanceEğer birgün yalnız hissedersen sakın korkma ben hep yanında olacağım...