13-/ İş birliği/

277 21 1
                                    


" Efeeeeee." Diye bağırdı Feyza. Bahçeye çıkmış saklambaç oynuyorlardı. Bir ağacın arkasında Efe'nin gölgesini gördü Feyza. Sessizce yanına gidip ' seni gördüm' diye bağırınca ikisi de sobe yapılacak yere doğru koşmaya başladılar. Yaklaştıkları sırada Feyza geri çekildi ve oyunu Efe kazandı.

Efe'yi kollarının arasına alıp döndürmeye başladı. İkisinin de gülmekten karınları ağrıdı. Efe'yi yere bırakınca kendisini çimenlerin üstüne attı. Efe'de hemen yanına uzandı.

" Sen yorulmak nedir bilmez misin? Sabahtan beri oynamadığımız oyun kalmadı."

" ne yapayım hafta sonu gelince canım sıkılıyor. Okul olduğu zaman hiç değilse Aleyna'yı görüyorum."

" Hala seninle konuşmuyor mu?"

" Öyle, arada bir."

" Ne yapalım biliyor musun? Aleyna'yı buraya çağıralım."

" İyi de nasıl? "

" Yaptığımız not değiştirme işi anlaşılmış. Konuşmamız lazım de. Gelmek zorunda kalacak."

" Harika bir fikir. Hemen arıyorum." Deyip yattığı yerden kalktı Efe. İçeriye doğru koşmaya başladı.

Feyza gözlerini kapatmış güneşin tenine vurmasına izin verirken bir karanlık oluştu. Gözlerini açtığında Özgür tepesindeydi. Doğrulmaya çalıştı ama Özgür engel oldu. O da Feyza'nın yanına uzanıp ellerini ensesinde birleştirdi.

" Hava çok güzel." dedi Feyza.

" Öyle. Ama sayende biraz halsizim."

" Neden? Ben ne yaptım?"

" Dün dereye düşmeseydin hastalanmayacaktım."

" Ben komple dereye düştüm bir şey olmadı da siz sadece dizlerinize kadar ıslanınca mı hastalandınız?"

" Senin bağışıklık sistemin iyiyse benim kabahatim mi yani? Beni bu hale sen getirdin sen iyileştireceksin."

" Nasıl?"

" Hemşire olan sensin bul bir yolunu."

" Ne dersem yapacaksınız ama."

" Sen ne dersen o olacak bugün." Feyza bu durumu kullanmak istedi.

" Gelin benimle. Özgür Çağlar'ı iyileştirme operasyonuna resmen başlamış bulunmaktayız." Dedi ve ayağa kalktı Feyza. Ardından Özgür kalkıp Feyza'yı takip etti. Aslında o kadar da kötü değildi ama Feyza'yla beraber vakit geçirmek istiyordu.

Mutfağa gittiklerinde Feyza dolaptan bir şeyler çıkartıp bunları karıştırdı.

" O kocakarı ilacını bana içirmeyi düşünmüyorsun değil mi?"

" Kocakarı ilacı değil. Ben hastalandığımda annem yapardı bunu. Çok iyi gelirdi. Açın ağzınızı." Deyip dolu kaşığı Özgür'ün ağzına doğru uzattı.

" İçinde ne var onun?"

" Liman, bal, karabiber."

" Ben onu hayatta yemem."

" Ne dersem onu yapacaktınız. Unutmayın." Deyince mecbur ağzını açtı. Feyza dolu kaşığı Özgür'e yedirince, Özgür ilk başta yüzünü buruştursa da sonrasında tadını beğenmeye başladı. Hatta ikinci kaşığı aldı.

" İyileşme çabalarının birinci bölümü bitti. İkinci bölümü bekleyin lütfen." Özgür Feyza'ya sırıtırken Efe heyecanla mutfağa girdi.

Kibar FeyzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin