Uyandığında kahvaltıya yardım etmek istedi ama Gülseren izin vermedi. Bu evde dışlanmaya alışsa iyi ederdi çünkü bunlar daha iyi zamanlarıydı. Halil'in yanına gidip uyanıp uyanmadığını kontrol etti. Uyanmıştı ve tavanı seyrediyordu. Feyza'nın odaya girdiğini bile fark etmemişti. Yavaşça yanına yaklaşıp ' Günaydın.' Dedi. Halil hiç korkmadan kafasını çevirdi ve ' Sana da günaydın." Deyip Feyza'yı yanına çağırdı.
" Seslenseydiniz, sizi alırdım. Canınız sıkılmıştır."
" Teşekkür ederim Feyza."
" Niçin?"
" Beni vicdan azabından kurtardığın için. Anahtarı kolpacıya verip gidebilirdin ama sen cesurca davranıp bize her şeyi anlattın. Sen olmasaydın ben hala vicdan azabı çekecektim."
" Bilmeniz gerektiğini düşündüm, hepinizin. "
" Sen oğlumu kafana takma. Ben senin arkandayım. Bundan sonra sende benim bir kızımsın." Annesi ve babası öldüğünden beri arkadaşları dışında ailesiymiş gibi davranmamıştı hiç kimse. Samimiyetine, içtenliğine gönülden inanıyordu. Küçükken babasına baktığı gibi baktı ve gülümsedi.
" Teşekkür ederim. Annemden babamdan sonra hiç kimse bana kızım dememişti. Bana bundan daha güzel bir şey veremezdiniz. Çok teşekkür ederim." Deyip sarıldı. Gözyaşları yastığa damlarken bir babanın sıcaklığını yıllar sonra tekrardan hissetmişti. Kendini toparlayıp gözlerini sildikten sonra " Ben birini çağırayım da sizi kaldırsın. Kahvaltı hazır." Deyip odadan çıktı ve bir koruma çağırdı.
Halil'e kahvaltısını yaptırırken Özgür yapmacık bir gülümsemeyle bakıyordu. Feyza başına neler geleceğini bilmiyordu. Aslında merak da etmiyordu. Onun canını yakan tek şey Özgür'ün gerçekten kendisinin aciz, pis, şerefsiz bir hırsız olduğunu düşünmesiydi. Eğer gerçekten böyle düşünüyorsa Özgür ne yaparsa yapsın canını daha fazla yakamazdı.
Özgür'ün planı, Doğan'ın doğum gününde Feyza'yı canından bezdirmekti. Olayları akışına bırakıp neler olacağını görecekti. Feyza'nın hislerinden emin olmak istiyordu ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Onu kızdırıp birden patlamasını sağlamak istiyordu. Sinirlendirip gerçek hislerini öğrenmek istiyordu ve Feyza konuşana kadar bu yoldan devam edecekti.
Kahvelerini bahçede içerlerken Feyza'nın telefonu çaldı. Telefona baktıktan sonra Özgür'e baktı. Bu saatten sonra Kolpacı için çalışacak değildi.
" Arayan Kolpacı. Ne yapayım Özgür Bey?"
" Hoparlörü aç. Sakın bir şey çaktırma. Dikkatli konuş." Feyza telefonu açıp sesi hoparlöre verdi.
" Alo, Kolpacı."
" Senin gibi becerikli bir hırsız nasıl olur da bir ayıyı bulamaz."
" O kadar kolay değil. Ayı Özgür Bey'in odasında. Giremiyorum odaya."
" Kadınlığını kullan sende."
" Ne."
" Kadınlığını, dişiliğini kullan Özgür'ün aklını başından al. " Özgür sinirle Feyza'ya bakıyordu.
" Benim böyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun."
" Arkadaşlarını düşünüyorsan yapacaksın. Bundan sonra hırsızlık yapmayacağım da demiştin ama..."
" Uzatma, bir yolunu bulup ayıyı alacağım. "
" Acele et sabrımın sonlarına geldin." Deyip suratına kapattı telefonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibar Feyza
Ficção GeralBaşka çaresi yoktu. O eve girip hırsızlık yapacaktı. Kendisinden bir oyuncak ayı çalması istendi. Feyza için oldukça basit ve kolay bir iş gibi görünse de başında felçli bir adam, büyümüş de küçülmüş bir çocuk, sakin bir enişte, iyi niyetli bir kad...