18-/ Yüzleşme /

286 23 0
                                    


" Feyza nerdesin? Birden ortadan kayboldun ve seni çok merak ediyoruz. En azından iyi olup olmadığını söyle. Seninle konuşmam gereken önemli bir şey var. Çık gel artık." Bu, Özgür'ün Feyza'nın telefonuna bıraktığı yüz otuz ikinci mesajdı. Bir haftadır eve gelmemişti ve haber alınamamıştı. Mahalledeki evine de bakmıştı ama bulamamıştı. Arkadaşlarına ulaşmaya çalıştı, onlarda ortalarda yoktu. Düşündüğü şey ise Feyza her şeyi öğrendi ve çekti gitti. En azından kendisiyle konuşmasını beklerdi. Aramadığı yer kalmamıştı. Onun için endişeleniyordu.

" Özgür bi haber yok mu?"

" Yok. Her yere baktım. Arkadaşlarını aradım ama..."

" Özgür, belli ki her şeyi öğrendi ve gitti. Kendini daha fazla hırpalama."

" Enişte, ben Feyza'yı bulacağım. Onu bulmadan bana huzur yok. Sonra gitmek isterse izin vereceğim ama önce iyi olup olmadığını öğreneceğim."

" Sen bu kıza fena tutulmuşsun Özgür. Ne diyeyim ben sana." Özgür konuşmak istemiyordu. Konuştukça içi daha çok acıyordu. Odasına çıkacaktı ki Feyza'nın odasına girmek istedi. O gittiğinden beri ona ait hiçbir şey görmemişti. Odanın kapısını kapatıp yatağa oturdu. Ona olan hisleri ne zaman bu kadar derinleşmişti? Ne zamandan beri bir kız için üzülür olmuştu?

" Özgür... Özgür..." Eniştesi merdivenlerden sesleniyordu. Kapıyı açıp eşiğinde durdu.

" Ne var enişte?"

" Bi kaza olmuş... Bi kadın cesedi bulmuşlar... Feyza'ya benziyormuş..."

" Nerdeymiş."

" Otobanda." Özgür eniştesini ittirerek hışımla aşağıya indi. arabanın gazını kökleyip yola çıktı. Ya gerçekten öldüyse... Ya onu bir daha göremezse... Nasıl dayanacaktı buna... Kalbini yerinden söküyorlardı sanki. Bütün vücudu kasılmıştı, direksiyonu bile zor tutuyordu. Artık Feyza olmadan yaşayamazdı. Belki de ailesine olanları öğrendi kendisine zarar verdi. Daha önce öğrenmiş olsaydı eğer onun gitmesine izin vermezdi. Hatta ona aşık olacağını bilse üzmezdi de...

Arabayı çalışır vaziyette bırakıp polislerin yanına doğru koştu. Polisler şeritli alana girmesine izin vermedi. O da polisleri sert bir şekilde ittirip şeritli alana girdi. Yerde yatan bir ceset vardı ve üzeri örtülüydü. Korka korka yanına gitti. Üstündeki örtüyü kaldırıp suratına baktı.

Rahatlamıştı. Bu Feyza değildi. Ama yinede ortalarda yoktu. Birkaç polis gelip Özgür'ü cesedin yanından aldı. İfadesini alıp yolladılar. Bi ruhmuş gibi gidiyordu...

***

" Bir haftadır boğazından doğru düzgün bir şey geçmedi Feyza. Şu çorbayı iç bari."

" İçim almıyo Zehir. Çek şunu."

" Sen böyle yapınca ailen geri gelmeyecek. "

" biliyorum ama içimde bir ağırlık var. Hiçbir şey yapmak istemiyorum." Kolpacının ailesini öldürdüğünü öğrendiğinden beri hiçbir şey yapmamıştı. Normal bir trafik kazasında öldüklerini bildiğinde de acı çekmişti ama canlı canlı yakıldıklarını duyduğunda içindeki acı tarif edilemezdi.

Villadakilerin, kendisinin ortadan kaybolmasına nasıl bir tepki verdiğini merak ediyordu. Özgür kim bilir neler düşünmüştü. Onların bu durumdan haberi var mı yok mu bilmiyordu. Feyza düşünceleriyle boğuşurken Ertuğrul ve Fatih'te yanlarına geldi. Arkadaşları da Feyza'yı kendine getirmek için uğraşıp durmuşlardı ama hiçbir sonuç alamadılar.

Kibar FeyzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin