30-/ İsteme Töreni /

171 7 0
                                    

O malum gün gelip çatmıştı. Özgür'le evlilik adına atacağı ilk adımdı bu isteme töreni. Sabah erkenden kalkmış yiyecekleri hazırlamış, çay bardaklarını sıralamıştı. Hemen bir duşa girdi. En sevdiği duş jelini kullandı. Her şeyiyle bu akşam çok özel olmalıydı ve ona göre hazırlanmalıydı. Banyodan çıktıktan sonra saçını kuruladı, üstünü giyindi. Saçını öreceği sırada kapı çalındı.

Gelenler kardeşleriydi. Onlarda sabah erkenden kalkıp hazırlıklar için son alışverişi yapmışlardı.

Aynı tatlı koşuşturma Çağlar villası içinde geçerliydi. Özgür, heyecandan bütün gece uyuyamamıştı. Hatta gecenin bir yarısı Feyza'yı aramayı bile düşünmüştü ama belki uyuyordur diye aramadı. Uyandırmaya kıyamadı. Takım elbisesini üçüncü kez Gülseren'e ütületti. Seyhan ise diğerlerinin giyeceği kıyafetlerle ilgileniyordu. Bu sırada Efe ortalarda koşturup mutfaktan kurabiye alıp kaçmakla meşguldü.

" Kravat takmak zorunda mıyım?" Bekir ve Halil aynı anda sordu.

" Çocukluk yapmayın lütfen. Efe bile kravat takacak. Siz mızmızlanıyorsunuz. Küçücük çocuktan utanın." Seyhan kravat konusunda çok kararlıydı.

" Aman iyi be. Bari giderken tak kravatımı kızım. Şimdiden boğma beni. " Halil kravattan nefret ediyordu. Seyhan birazda kendine bakmak için yukarı çıkarken Özgür aşağıya indi.

" Ooo Damat Bey yakıyorsunuz." Dedi Bekir.

" Teşekkür ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Teşekkür ederim. Sizlerde aynı şekilde." Bu gece onun gecesiydi ama nezaketi de elden bırakmamak gerekirdi.

" Sen bizi boş ver oğlum. En yakışıklımız olman gerekiyor ki Feyza seni görünce bir kez daha aşık olsun."

" Biz birbirimizi her gördüğümüzde tekrar tekrar aşık oluyoruz zaten. " Bu durumu seviyordu işte.

" Ooooooo. Sen abayı çok fena yakmışsın Özgür. Birkaç ay önceki Özgür değilsin artık. Feyza sayesinde. Hepimizin bakış açısını değiştirdi kız. " Bekir içindekileri dökmüştü.

Özgür eniştesine hak veriyordu. Birkaç ay önce evine giren hırsıza aşık olacağını söyleseler güler geçerdi ama artık gerçek buydu.

" Bak şimdi annenizi istemeye gittiğim günleri hatırladım. Birkaç kere gittiğim için, hepsi hala dün gibi aklımda. Keşke yaşasaydı da o da oğlunun mürvetini görebilseydi. " ağlamamak için kendini zor tutuyordu Halil. Biricik karısının bu günleri görmesini çok isterdi. Özgür annesizliğinin acısını bugün daha çok yaşıyordu belki de. Yanında olmasını nasihatler vermesini o kadar çok isterdi ki. Bir anda Feyza'yı düşündü. O hem annesiz hem de babasızdı. Hayatta kalan son akrabası olan dedesi de yoktu. O bugün daha çok acı çekiyor olmalıydı.

Halil çok geçmeden toparlanmak için karısını nasıl kaçırdığını anlattı. Bininci kez anlatıyordu belki ama asla anlatmaktan bıkmayacaktı.

Kibar FeyzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin