Haneul'un benden istediği şeyin çirkinliğiyle burnumu kırıştırıp takımıma kısa ama öz bir bakış attım. Sessizce oturan Lay hyung topları tartıyordu, Suho hyung ve aptal Chanyeol da tezahürat yapmaya çalışıyorlardı. Parmaklarımı pembe topun deliklerine yerleştirip Chanyeol'la öpüşme düşüncesini aklımdan defalarca geçirdim.
Sonunda birkaç adım alıp topu yuvarladım. Fena gitmiyordu da; ama sanki üstümüzde lanet varmış gibi son anda döndü ve hiçbir labutu deviremeden gutter ball oldu, gitti. İç çektim, bir anda bu kadar gaza gelmem genellikle kötü sonuçlar doğuruyordı.
Aralarında gülüşen Sehun ve Kai'a ölümcül bakışlar attım. "Bir insan nasıl her şeyde berbat olur?" dedi Chen ve eline gelen ilk topu özgüvenle kavrayıp hızlı be etkileyici hareketlerle attı. Dümdüz giden top, diğer takıma sekiz puan kazandırmıştı.
Sıradaki kişi Suho hyungdu. Haneul onu es geçse de, fena bir oyuncu sayılmazdı. Yeşil bir top alıp derin derin nefesler aldı. "Team B, Fighting!" diye bağırdıktan sonra, dramatik bir şekilde topu fırlattı ve sanki ağır çekimde düştü. Kafasını kaldırıp yapabileceği en iyi atışın nereye gittiğine son bir güçle baktı. Top, bir metre yol aldıktan sonra, tamamen çapraz gittiği için, kenara düştü ve tereddütsüz bir gutter ball daha yaşadık. İkinci sıfır puanımız da ekrana kazındı.
Sıradaki kişi olan Kai, topların hepsine baktıktan sonra, turuncu olanını seçti ve J Planı'na başladım ben de. "Hey yakışıklı, atamayacağını biliyorsun değil mi?" dedim Kai pozisyon alırken. Tam topu atacağı sırada da, dikkat çekici bir çığlık attım. Hafifçe ürperen Kai'n elindeki top, olması gerekenin biraz yanına gitti ama yine de üç puan aldı. Onların grubundaki üyelerin hepsi bana döndüğünde, atarlı bir şekilde dönüp Chanyeol'a döndüm. "Şu popoya vurma işini çok abarttın ama Chanyeol! Çocuk benim yüzümden atış kaçırdı işte!"
Chanyeol yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki, "Ama açıktaydı, Hyungie," dedi sırıtarak. "Bu kadar çok istediğini belli etmemelisin."
"Ah, Channie!" diye bağırdım ve ufak piyesimiz sona erdi. Lay hyung, gruptaki en iyi üye olduğu için onu destekleyen tezahüratlar yapmaya, cesarete getirmeye başladık.
"Hadi, hyung! Sen ana dansçısın! Yaparsın!"
Ve Lay hyung topu attı.
--
Haneul: Ee, oppa?
Ne oldu?
Kazandınız mı?
Tabii ki hayır kk
Çevrim içisin ve bakmıyor musun?
Evet, kesin kaybettiniz kk
Tanrım, fotoğrafı görmek için sabırsızlanıyorum
Baekyeol shipleyen hayranlarınıza yapmayın ama bunu >.<
Gerçi ben Baekhun shipliyorum ama...
Sanırım ikiniz ana biaslarım olduğunuz için
Ben ne zaman tüm kliplerinizi izledim, hiç sorma
Şu stresli iki saat içinde, Youtuba EXO yazıp karşıma çıkan ilk videoları izledim
Kure ulg, naega ulf
Awuuuu
Na eureureong eureureong eureureong dae
Ama en sevdiğim şarkı Hurt oldu
Neden, bilmiyorum
Sanırım sonunda Sehun çok tatlı 'It hurch' dediği için kk
Her neyse, fotoğrafı öyle çok istiyorum ki, sana anlatamam
Onu alınca nirvanaya ulaşmayı planlıyorum kkk
Hey oppa?
Çevrim içi olup bakmamak da ne ya?
Kalbim kırılıyor ama
It hurch, oppa T-T
Hırslıoppa: Ah üzgünüm
Ben Chanyeol
Baekhyun'un telefonundan selfie çekiliyordum da
Ona şirin bir not bırakırım falan dedim
Haneul: Ov...
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, oppa
Hırslıoppa: Sorun değil de
Sen Baekkinin sevgilisi misin?
Sonunda Taeyeon'dan vazgeçti mi?
Haneul: Taeyeon mu?
Bildiğimiz GG Taeyeon mu?
Onların ne alakası var?
Hırslıoppa: Gerçekten kötü bir EXO-L'sin kk
Onlar dkjckjd
Haneul: Ne?
Oppa?
Orada mısın?
Chanyeol oppa?
Hırslıoppa: Chanyeol sana mesaj mı attı
Ayh
İçim daraldı
Haneul: Yine mi sen, Baekhyun oppa -_-
Hırslıoppa: Hayal kırıklığına mı uğradın?!
EXO'nun en mükemmel üyesiyle konuşuyorsun ve ona rağmen hayal kırıklığına mı uğradın?!
Sana inanamıyorum!
Haneul: Taeyeon'la ilgili bir şeyler söylüyordu da
Aranızda bir şey mi var?
Hırslıoppa: Biz ayrıldık, Haneul
Aramızda bir şey yok
Her neyse
Kazandım
Bowlingde ezdik onları kk
Haneul: Ben de Sooman, memnun oldum
Hırslıoppa: Aman Tanrım!
Nolur şaka yaptığını söyle!
Haneul: Oppa tam bir aptalsın kk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
× Five Months × Byun Baekhyun
Fiksi PenggemarYanlışlıkla aradığım numarayı hiç tanımadığımı düşünürken, aslında tüm kirli çamaşırları gözümün önünde olan biriydi o. Ve ben beş ay boyunca ona katlanmak zorundaydım.