Bölüm 23.

5.9K 298 8
                                    

Bölüm şarkısı: Alan Walker- Darkside

******

Genç adam mekandan içeriye girdiğinde telefonu kapatıp cebine attı. Yol boyunca kızı aramış ama bir türlü o lanet telefon açılmamıştı. Bir yandan babasına kızarken diğer yandan kızı delice merak ediyordu. Muhtemelen Giray hâlâ kızın yanındaydı ve bunu bilmek Asrın'ı öldürüyordu. Onun yerinde kendisi olmalıydı.

Demir kapıya vardığında kapıyı açtı ve içeriye girerek ardından kapattı. Gözleri ilk önce Cem'e daha sonra da benzerliğini aldığı adama takıldı. Evet her yönden ona benziyordu. Keskin yüz hatları, biçimli kaşları, dolgun dudakları hatta ince parmakları. Tek bir şeyi farklıydı, gözleri. İşte onları annesinden almıştı. Tıpkı Nara gibi. Yeşilimsi gözlerini çok sevdiği kadından almıştı.

"Ne işin var burada?"dedi babasına doğru yürürken. Adam ayağa kalkıp oğlunun gözlerine baktı. O gözlerde gördüğü nefret canını yaksa da bunu fazlasıyla hakettiğini biliyordu. Boyun eğmesinin nedeni de buydu işte. Hatalı olması.

"Duyduklarımın ne kadar doğru olduğunu öğrenmeye geldim." Asrın çatık olan kaşlarını daha çok çattı. Tam olarak neyi duyduğunu bilmesede içini kaplayan huzursuzluğa engel olamamıştı.

"Ne duydun?"diye sordu bu kez. Avuç içleri terlemişti ve tedirginlik nedeniyle elleri titriyordu. Düşündüğü şeyin olmaması için dua etti genç adam. Eğer öyleyse işler iyice çıkmaza girecekti. Belli etmeden avucunu siyah pantolonuna sildi.

"Oktay'ın kızıyla birlikteymişsin, doğru mu? " lanet olsun. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı Asrın. Korktuğu başına gelmişti işte. Ne olacaktı şimdi? Ne yapacaktı? lanet olsun. Lanet olsun.

Gözlerini yavaşça aralayıp cevap bekleyen babasına baktı. Gittikçe batıyordu genç adam. Bir bacağını kurtaramadan diğeribde saplanmıştı bataklığa.

"Seni ilgilendirmiyor." Adam alayla gülümseyip oğluna doğru yaklaştı. Kendisini bu duruma iten adamın kızına aşık olmuştu biricik oğlu. Şimdiye kadar yaptıklarına göz yummuş hepsini alttan almıştı. Ama buna asla izin veremezdi. Vermezdi. Gerekirse o kızı ortadan kaldırır oğlunu ondan uzaklaştırırdı.

"Doğru mu dedim Asrın?"

"Doğru."

"Ondan uzak duracaksın. Anladın mı? Oktay'ın kızından uzak duracaksın." Genç adam öfkeyle ellerini yumruk yapıp sıktı. Ona emir mi veriyordu? Onun sözünü dinleyeceğini de nereden çıkarmıştı?

"Annemi öldürmene rağmen yanından ayrılmadım. Seni şikayet edebilirdim, ama etmedim. Şimdi de sözünü dinleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun." Sakin konuşmasına rağmen sesinde ki tını binlerce kin, nefret ve öfke barındırıyordu. Karşısında ki adam biyolojik babası dışında hiçkimse değildi. Ve genç adam ona karşı hiçbir saygıda bulunmayacaktı. Şahsen elinde olsa yaptıklarından dolayı onu gözünü dahi kırpmadan öldürebilirdi.

Adam bakışlarını kaçırdı. Evet, hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Sevdiği kadını hiç acımadan öldürmüştü. Ama o lanet gün o kadar öfkeliydi ki, karısının Oktay'a herşeyi anlattığını öğrendiğinde deliye dönmüştü. Ve sinirini yatıştıramayıp belindebki silehı çekmiş ve karısını öldürmüştü. Asrın bunu öğrendiğinde yıkılmıştı. Babasına karşı o kadar ağır bir kin besliyordu ki ölümü bile onu üzmezdi. Yine de ondan intikam almak için şikayet edip çekip gitmek yerine susmayı ve yanında kalmayı seçmişti.

"Oğlum, ne kadar pişman olduğumu biliyorsun." Genç adam alayla gülümsedi. Pişmanmış.

"Pişmanlıktan, suçluluk duygusundan kıvranmanı istiyorum. Ve ondan vazgeçmeyeceğim."dedi dişlerinin arasından. Konuşma fazla uzamıştı. Ve bu gittikçe can sıkıcı bir hâl alıyordu. Adam derin bir nefes alıp gözlerini tekrar oğluna çevirdi. Bu işin kolay olmayacağını en başından beri biliyordu zaten.

SİYAH (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin