Genç kız elinde ki sopayla hızla arkasını döndü ve omuzuna dokunan şeye vurdu.
"Ahh napıyorsun ya?"dedi Mert kafasını tutup sinirle kıza bakarak. Defne arkadaşını gördüğü için o kadar çok sevinmişti ki ayağının acısını umursamadan çömeldiği yerden kalkarak Mert'in boynuna atladı.
"Mert tam zamanında geldin." Genç çocuk ne olduğunu hâlâ anlayamamıştı. Kızların neden böyle davrandığını da.
"İyi misiniz? Ne oldu?"diye sordu yanlarına gelen Hazal. Nara da Hazal'a sarıldı sıkıca. İçinde ki korku azalmış yerini rahatlamaya bırakmıştı.
"Bir ses duyduk. Vahşi bir hayvan sesiydi sanırım. O kadar korktuk ki ne yapacağımızı bilemedik. Kaçmaya çalışırkende ayağımı burktum."dedi Defne Mert'ten ayrılıp. Genç çocuk ve ikizi Hazal birbirlerine baktı bir süre. Daha sonra ikiside aynı anda kahkaha atmaya başladı. Kızlar ikizleri şaşkın gözlerle izlerken neye güldüklerini anlayamamışlardı.
"Neye gülüyorsunuz be? Biz burada canımızla cebelleşiyorduk."dedi Nara ellerini beline koyarak. Hazal kahkahalarını zar zor bastırdıktan sonra elinde ki telefonu açıp tuşa bastı. Aynı anda bir ses yayıldı telefondan.
"Duyduğunuz ses bu muydu?"dedi kızlara bakarak. İkisinde kafasıyla onayladı. Hazal bir kez daha güldü.
"Biz bunu hayvanlar korkup kaçsın diye açmıştık."
"Ama anlaşılan korkup kaçan siz olmuşsunuz."diye devam ettirdi Mert ikizinin sözünü. Ve bir kahkaha daha attı. İki genç kızda aynı anda bir tane geçirdi Mert'in omuzuna. Çocuk ne olduğunu anlayamadan darbelere marus kalmış ve kahkahaları boğazına dizilmişti.
"Ne vuruyorsunuz kızım? Sanki ben dedim korkun diye."
"Ulan neredeyse altımıza yapacaktık be. Birde konuşuyor musun?" Bir yandan Mert'e vuruyor bir yandan da konuşmasına devam ediyordu Nara.
"Senin yüzünden oteli ayağa kaldırdık. Şimdi hepsi bizi arıyordur kim bilir?" Genç kız sözlediği şeyi idrak ettiğinde aniden durdu. Aklına Asrın gelmişti. Meraktan çıldırmış olmalıydı. Hemen telefonu çıkardı cebinden ama kapanmıştı. Muhtemelen şarzı bitmişti.
Ahhşş ne yapacağım şimdi ben. Diye geçirdi içinden. Hemen otele dönmesi gerekiyordu yoksa ortalık fena karışacaktı.
"Hemen geri dönelim. Hadi çabuk." Arkadaşlarını beklemeden hızlıca otele doğru yürümeye başladı. Defne ve ikizlerde ardı sıra takip etti kızı.
Asrın ve arkadaşları bahçede grup halinde bekleyen Giray'a doğru yürüyordu. Bu çocuktan nefret etsede kızı bulmak için yardımına ihtiyacı vardı. Giray ise hiç düşünmeden kabul etmişti iş birliğini.
"Hazırsanız hemen dağılalım."dedi Cem Giry'a bakarak. Çocuk kafasıyla onaylayıp tam arkasını dönmüştü ki Nara'nın sesiyle duraksadı
"Asrın!" Nara hızlı adımlarla grubun yanına doğru yürüdü.
"İyim ben, iyim."dedi ve ellerini dizlerine dayayarak soluklanmaya çalıştı. Genç adam hızla kıza doğru yürüdü ve iki kolunuda kavrayarak doğrulttu.
"Neredeydin? Ne oldu da çığlık attın? Biri bir şeymi yaptı? Cevap versene kızım?" Çocuk sorularını ard arda sıralarken kız hangisine cevap vereceğini şaşırmıştı.
"Bir dur nefes alayım, cevap vereceğim."dedi ve bir süre bekleyip tamamiyle nefesini düzene soktuktan sonra çocuğun sorularına geçti.
"Ormanda sandığı ararken bir ses duyduk. Yırtıcı hayvan sandık ve kaçmaya başladık. Ama Defne ayağını burkunca mecburen orada kaldık. Sonra aklımıza sizi aramak geldi bende aradım. Ama korkulacak bişey yokmuş çünkü ses bir hayvandan değil Hazal'ın telefonundan geliyormuş." Asrın dikkatle kızın anlattıklarını dinlerken aklından geçen şey olmadığı için rahatlamıştı. Kızı tek hamlede kendisine çekip başını boynuna gömdü ve sıkıca sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH (TAMAMLANDI)
Teen FictionBir çete liderinin umutsuz aşkı, genç bir kızı ayakta tutarken acımasız çetelerin oyununa gelirlerse ne olur? Asrın bir kez daha sevdiği kızı kaybetmemek için bir yol seçmek zorundadır. Ya onu bırakıp hayatının geri kalanını mutsuz geçirecek ya da a...