~♧Final♧~

4.3K 267 117
                                    

Bölüm şarkısı- Yaşar= aldanırım

İyi okumalar☺

__________________

Bir hafta geçmişti Asrın'nın ölümünün üzerinden. Genç kız hastahanede aldığı haberden sonra durgunlaşmış kendini herkesten soyutlamıştı. Babası onu evine götürdüğünden beri kendini bir odaya kapatmıştı.

"Nara?" Ahmet bey her zaman yaptığı gibi kapı ağzından kızı kontrol ediyordu yine. Ama Nara sırtını duvara dayamış kollarını bacaklarına dolayarak sessizce boşluğu izliyordu. Bir hafta boyunca yaptığı tek şey buydu. Genç adamın ölümü derinden sarsmıştı onu. Onu yaşama bağlayan adamı kaybetmişti. Aşık olduğu yeşil gözleri sonsuza kadar kapanmıştı. Ve bunu her düşündüğünde delirecekmiş gibi oluyordu.

Nara! Sesi kulağında çınladığında sırtını dikleştirip gözlerini oda da taradı. Ona dair bir şey arasa da gözüne çarpan tek şey kapıda dikilip kendisine endişe dolu gözlerle bakan babasıydı. İçinde yeşeren minik umutta yok olduğunda omuzlarını düşürüp tekrar eski pozisyonunu aldı.

"Yapma böyle!" Kızına doğru bir adım attığında genç kızı yandan bir bakış atıp bu kararından vazgeçirdi. Yalnız kalmak istiyordu.

"Pekala, nasıl istersen."diyip odadan çıktı. Kızı göz göre göre ellerinden kayıp gidiyordu. Ama yaptığı tek şey öylece oturup beklemekti. Psikologlara bile götürmeye çalışmıştı ama genç kız bunu anladığında adeta sinir krizi geçirmiş ortalığı birbirine katmıştı.

Nara! Asrın'ın sesini bir kez daha duyduğunda yerinden kalkıp etrafa bakındı. Deliriyor muydu?

Nara! Nefes alışverişleri hızlanırken elleri ile kulaklarını kapadı. Duymak istemiyordu. Kendini zor tutuyordu zaten.

Nara!

"Yeter!"diye bağırıp hızla odadan çıktı. Her yerde onun sesini duyuyordu. Çıldıracakmış gibi hissediyordu.

Korkuyordu. Onsuz yaşamak zaten bu kadar zorken kendini hatırlatması daha da zora sokuyordu işleri.

Evden çıkıp kendini sokağa attığında soğuk rüzgar üzerindeki ince kıyafetleri hatırlatmak istercesine titretmişti vücudunu. Nara buna aldırmadan yürümeye devam etti. Sokaktan caddeye çıktığında nereye gittiğini umursamadan yürüdü.

"Nasıl?"diye sordu Nurgül hanım salona giren Ahmet beye bakarak. Yaşlı adam koltuğa oturduğunda alnını ovuşturdu.

"Nasıl olsun, hâlâ aynı."

Eda yanında oturan gencin omuzuna yasladı başını. Gölzeri önünde eriyordu kız. O günden sonra bir şey yememesi zayıflamasına neden olmuştu. İri gözlerinin altında mor halkalar oluşmuş, pembe yanakları içine çökmüştü.

"Böyle mi devam edecek? Bir şeyler yapmalıyız?" Ahmet beyde bunun farkındaydı elbet. Ama ne yapabilirdi ki? Her yolu denemişti ama hiçbiri başarılı olmamıştı.

"Bende bir kez konuşayım."dedi Cem. Ve yerinden kalkarak kızın odasına doğru yürümeye başladı.

Her ne kadar konuşmanın bir işe yaramayacağını bilseler de içlerindeki umut kaybolmuyordu.

Nara! Yine aynı sesi duyduğunda adımlarını durdurup etrafında döndü genç kız. İnsanların ona olan tuhaf bakışlarına aldırmadan her yüzde onu aradı. Ama elinde koca bir hiçten başka hiçbir şey yoktu.

Nara! Kafasını delirmiş gibi sallayıp yürümeye devam etti. Ses kulağında durmadan çınlıyor kızı çığlık atma noktasına kadar getiriyordu. Aklını kaçıracaktı neredeyse. Çarptığı insanlardan özür dilemeden yürümeye devam ediyordu. Gözlerinde biriken yaşlar bağımsızlıklarını ilan edip yanaklarından süzülerek yere damladılar.

SİYAH (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin