"Ve nihayet, sana haddini bildiren cesaretli bir kız çıktı!"
Giray yanında sinir bozucu bir şekilde ardı ardına kahkahalara boğulurken, Atalay sabırlı kalmak için direndi. Güzel bir kız tarafından ağır hakaretlere uğramıştı. Hakaret etmek de ne demekti! Ağızlarına kötü bir kelime almaya bile cesaret edemezdi çevresindeki insanlar.
O vahşi, esmer güzelin, hakaret ettiği kişinin kim olduğunu bilmediği çok açıktı. Karşısındaki adamın Atalay Zorlu olduğunu öğrendiğinde muhtemelen o sivri dilini yutacak ve tıpış tıpış yalvarmaya gelecekti.
"Kim olduğumdan haberi yok. Bu yaptığına daha sonra pişman olacak."
"Emin misin?" diyerek gülmeye devam etti Giray. "Hiç de pişman olacak bir kıza benzemiyor."
"Belki de bu, kızların dikkatimi çekmek için denediği yeni bir yöntemdir."
Kollarını göğsünde kavuşturup alaycı bir ifadeyle gözlerini Atalay'ın gözlerine dikti. "Bence seni tanımıyor ve ilgisini de çekmiyorsun. Etrafında pervane olan diğer kızlara benzemediği belliydi. Onların aksine sana tuhaf bir nefretle bakıyordu."
"Ben mi onun ilgisini çekmiyorum? Eminim ki dudaklarımın arasından çıkacak birkaç cümleyle sadece beş dakikada istediğim kıvama gelecek ve tıpkı diğerleri gibi karşımda eriyecektir. Basit bir kız gibi görünüyordu. Biliyorsun, çok daha tuhaflarını da gördüm."
"Sadece beş dakika, öyle mi?"
Kendinden emin bir tavırla, "Öyle!" diye yanıtladı Atalay. Bir kızı kendinden geçirmek çok uzun zamanını almazdı. İstediğini elde etmeyi çok bilirdi. Etkileyici, sert bir bakış... Cezbedici bir ses tonu ve ihtiraslı sözler...
Tüm bunlar sonucu karşısındaki kız arzudan kıvranır ve Atalay'ın oltasına kolayca düşüverirdi. Atalay ise gece boyu kızın eriyip bitmesini zevkle izler ve isteğini bir müddet sonra karşılardı. Ona göre böylesi daha keyifli oluyordu.
"Pekâlâ..." diyerek yerinden kalkan Giray, aklına dâhice bir fikir gelmiş gibi sırıttı. "O zaman gidip o kızı bul ve ilgisini çektiğini bana göster. Ama unutma, sadece beş dakika!"
Ona hakaret eden o manyak kızın ayağına gidecek ve kahrolası arkadaşı Giray'a bir şeyleri kanıtlamaya mı çalışacaktı? Böyle bir şeyi asla yapmazdı. Kimseye de kanıtlamak zorunda değildi.
"Saçmalama, otur yerine!" diyerek sert bir bakış attı arkadaşına.
"Bak, hem eğlenceli olacak," diye ısrar etti Giray.
"Git ve eğlenecek başka bir şey bul! Benimle uğraşma!"
Giray bu fırsatı kaçıramazdı. Atalay'ı iyi tanıyordu. Onu en hassas köşesinden vuracak ve ikna olmasını sağlayacaktı. Bunun sonucunda arkadaşı öfkeden köpürecekti, biliyordu ama bu eğlenceyi kaçırmak istemiyordu. "Yoksa seni reddetmesinden mi korkuyorsun?" diye sordu, yalancı bir kuşkuyla.
Tam da tahmin ettiği gibi Atalay'ın koyu renkteki gözleri kısılmış ve etrafına ateş püskürmeye başlamıştı. Arkadaşının "Kes sesini!" diye dişlerinin arasından tısladığını duydu ama umursamayarak onun sabrını taşırmaya devam etti.
"Hâlâ orada oturduğuna göre demek ki korkuyorsun," dedi. İçinden gelen gülme isteğini bastırmakta güçlük çekiyordu.
Atalay hışımla elindeki kadehi önündeki bar tezgâhına çarptı. Genellikle insanlar onun oltasına düşerdi fakat bu kez farkında olmadan o oltaya gelmişti.
Ayağa kalkıp, sert çehresi ve alev almış gözleri ile öfkeyle titreyen dudaklarını birbirine bastırdı. Giray'a kısa ama can alıcı bir bakış atarak, "Düş önüme!" diye emretti. "O kızı bulacağım ve sen de o lanet çeneni kapatacaksın!"
-
Merhabalar... :)
Umarım bölümleri beğenerek okuyorsunuzdur.
Ben de elimden geldiği kadar çok ara vermeden yayınlamaya çalışıyorum. Kısa kısa da olsa fazla bekletmeden sıklıkla yayınlayacağım.
Ama siz de oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Yorumlarınız, düşünceleriniz benim için çok önemli. ♥
Kocaman sevgiler, öpücükler... :)
![](https://img.wattpad.com/cover/54955729-288-k739198.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BANA AİTSİN
Ação"Kokusunu içime çekerek ciğerlerimi istila ettim. Sanki o bir esrardı da ben gitgide ona daha çok bağlanıyordum. Ondan uzak durmam gerektiğini biliyordum ama aynı zamanda durmak istemiyordum. Beni kendine sardığında tüm benliğimle onunla bütünleşiy...