Genç kız yüzüne bir tebessüm yerleştirerek kapıyı açtı. Az sonra o tebessümün yerini kocaman bir gülümseme aldı. Atalay'ın üzerinde yine ona çok yakışan siyah bir takım elbise vardı. Gövdesini sarmalayan beyaz gömleği kaslı vücudunu ortaya çıkarıyor, güçlü görünümüne bir tık daha sertlik katıyordu. Esmer teninden gelen o tanıdık, baş döndürücü koku ise Merve'nin burnunu çoktan doldurmaya başlamıştı bile.
Atalay'ın kokusundan mest olmuş bir vaziyette "Yeniden merhaba," dedi.
Adamın karanlık gözleri güldüğünde hafifçe kısıldı. "Merhaba..." dedi, Merve'nin elini tutup dudaklarına doğru götürürken. Hafif ama sarsıcı bir öpücüğü kızın tenine bıraktıktan sonra onu iyiden iyiye baştan aşağı süzdü. "Son sözlerim pek dikkate alınmamış gibi görünüyor."
Onun ne demek istediğini hemen anladı genç kız. Hatırlıyordu. Kendisini olduğu yerde bir ateş kütlesine çeviren o cümleyi geçirdiği son iki gün boyunca hafızasından silip atamamış, başına bela olmasına izin vermişti.
Konuşmak yerine çekimser bir gülümsemeyle baktı karşısındaki çapkın adama. "Gidelim mi artık?" diye sormuştu ki, arkasında durup gizlice onları izleyen Funda'nın elleri tarafından içeriye doğru çekildiğini hissetti.
Atalay tek kaşını kaldırmış bir vaziyette kapının önünde öylece kalırken, Funda Atalay'ın seslerini duyamayacağı bir mesafeye getirdi arkadaşını.
"Ne var?" dedi Merve sessiz olmaya çalışarak.
Funda heyecanla lafa atladı. "Bu adamın kim olduğundan haberin var mı senin?"
"Hayır, kimmiş?"
Arkadaşına hayretle bakıp koşarak koridorun sonuna gitti. Oradaki çekmecelerin birinden eski bir gazete çıkardı ve magazin sayfasının bulunduğu yeri açıp Merve'nin gözüne sokarcasına önünde tuttu.
Genç kızların yeni gözdesi ünlü iş adamı Atalay Zorlu, gece geç saatlerde bir mekândan çıkarken, yanındaki sarışın kadınla samimi görüntüler verdi!
Merve gözlerini ardına dek açarak defalarca gazetedeki yazıyı okudu. Haberin yanına da Atalay'ın koluna yapışan sarışın kadınla olan fotoğrafını koymuşlardı. Kadının yüzünü dikkatlice incelediğinde gözüne hiçte yabancı gelmediğini fark etti.
Kadının kim olduğunu hatırlaması sadece bir dakikasını aldı. Onu tanıyordu. Onu dün gece görmüştü. Atalay'ın onu aldattığını öne sürüp başlarından aşağı viski şişesini boşaltan kadına çok benziyordu gazetedeki bu sarışın.
"Şu anda yemeğe çıkacağın adam, Türkiye'nin ileri gelen şirketlerinin en başındaki Zorlu Holding'in sahibi, benim kas kafalı arkadaşım. Ve senin bundan haberin bile yok. Artık bu dünyada yaşadığından şüphe etmeye başlıyorum. Çünkü eminim o adamı senden başka tanımayan kimse yoktur."
Zorlu Holding'in ismini daha önce birkaç kez duymuştu. Ama Atalay'ın ne kadar ünlü ve zengin bir adam olduğunu bilmiyor olması şaşırtmamıştı Merve'yi. Takıldığı çok başka bir şey vardı. Bu adamın kız arkadaşı varsa neden kendisiyle flört eder gibi konuşuyordu? Böyle bir ahlaksızlığı nasıl yapabiliyordu?
Zavallı kadın, diye düşündü genç kız. Erkeklere olan güvensizliğini haklı kılacak bir durumla yeniden karşı karşıya kalmıştı. Başından beri tedirgin olmasının, o adamda bir tehlike sezmesinin sebebi buydu demek ki. İçgüdüleri her zamanki gibi yine galip gelmişti. Kim bilir kendisinden başka kaç kızı daha kendine has olan etkisini fırsat bilerek karanlığına doğru çekiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BANA AİTSİN
Ação"Kokusunu içime çekerek ciğerlerimi istila ettim. Sanki o bir esrardı da ben gitgide ona daha çok bağlanıyordum. Ondan uzak durmam gerektiğini biliyordum ama aynı zamanda durmak istemiyordum. Beni kendine sardığında tüm benliğimle onunla bütünleşiy...