Lu evine vardığında Ha Neul'u etrafda görememişti. Anahtarını zar zor tutarak eve girdi ve hemen etrafı kontrol etti. Temizdi. İlginç bir şekilde temizdi.
Odasına girdi ve kendisinden beklenmeyen ama saçma ecchi mangalarını ortadan kaldırdı. Ama hey o 16 yaşında bir erkekti ne bekliyordunuz? Etrafa baktı ve başka ergenlik sendromu eşyaları var mı diye kontrol etti. Şu an saf bir çocuğun odasıymış gibi duruyordu odası. Yan bir gülüş atıp tek kaşını kaldırdı. Görev tamam.
Salona geçerken kafasını kaşıyıp kendince kahkaha attı. Uzun zamandan sonra galiba ilk defa bu kadar mutluydu.
Kendini koltuğa bıraktı. Ne zaman gelecek diye düşünürken hayallerine daldı. Birlikte yılbaşını kutlar, sinemaya gider belki biraz ailelerini kandırarak da olsa tatile giderlerdi. Kendi ailesi bakımından bu sorun teşkil etmiyordu ama Ha Neul'un ailesi bu duruma çok iç açıcı bakmayabilirlerdi. Sonra bir anda nefesini tutup doğruldu. İç açıcı değildi çünkü ikisi de 16 yaşındaydı... İki genç liseli... Sevgili... Kafasını iki yana salladı. Saçmalama Lu! Ha Neul istemeden ona dokunmayacaktı. Galiba istese de kolay kolay dokunamayacaktı. Ne kadar erkekler için bu tür konularda azgın meraklı (?) dense bile erkekler için gerçekten sevdiği kıza dokunmak kolay değildi. Tamam tartışılabilir bir konu. Kapatıyoruz.
Başka hayalleri düşünecek olursak ona hediyeler alırdı. Yoora ile alışverişe çıkarken bazen aklına Ha Neul gelirdi. Ona çok yakışacak bir elbise gördüğünde veya onun kesinlikle seveceğine inandığı bir tatlı gördüğünde ona bunları almayı hayal ederdi. Sonra aklına Yoora ile çıktığı gelip kendini düzeltirdi. Şimdi düşününce çok pislik bir çocuktu. Yoora'nın duyguları ile oynamıştı. Ama nereden bilebilirdi ki? Onu gerçekten sevebileceğini düşünmüştü.
Kapı zili çalınca hayallerinden uzaklaşıp hızlı adımlar ile kapıya ilerlerken bir yandan saçını düzeltti, bir yandan nefesini kontrol etti. Havalı bir şekilde kapıyı açtı ve...
"Çöp var mı?" Dedi apartman çalışanı. Lu aynı havalılık ile çöpü uzattı ve kapıyı kapattı. Bir süre boş gözler ile kapıya baktıktan sonra yavaşça yere kaydı. Rezillik...
Tekrar kapı çaldığında ise yine saçını düzeltti ve kapıyı daha havalı açtı. Bu sefer bu havalı bakışlar sahibine ulaştı. Tıpkı Ha Neul'un onu görmeye ilk geldiği zamanki gibi. O an hala gözlerinin önündeydi. Ha Neul elindeki zarfı zar zor tutuyordu ve baya şaşırmıştı. Oysaki Lu onu okulun en başında görmüştü. Tanımıştı onu. Hatta baya değiştiğini de düşünmüştü. Her açıdan hemde. Ama onun kendisini fark etmemesi sinirini bozuyordu. Bazen atara gelip pat diye önüne çıkmak geçiyordu aklından ama yapmıyordu. Ama notları düşürürken ona yardım ettiğinde fark etmişti Ha Neul onu. Sonunda. Ve Lu bu yüzden gün boyu sırıtmış ve herkesi bu kadar mutlu olması ile endişelendirmişti.
Tekrar anılarından kurtulduktan sonra gözleri hafif şiş ve saçları terden alnına yapışmış Ha Neul'u gören Lu endişelendi.
"İyi mi-" Ha Neul tüm gücüyle Lu'ya sarıldı. Üstündeki kokuyu içine çekiyor ve sarılışını sıkılaştırıyordu. Konuşmaya gerek yoktu. Lu, Ha Neul'u içeri doğru çekti ve kapıyı kapattı. Sırtını kapıya verip kaydığında ise birlikte yerde oturuyorlardı. Tavana bakmaya başladı. Kalbi deli gibi çarpıyordu ve her şeyine iddiaya girebildi ki Ha Neul bunu duyuyordu. Umurunda değildi. O da onunkini duyuyordu. Zaten geç kalmışlardı duymak için. Lu tam sarılmaya karşılık verecekken Ha Neul doğruldu ve Lu'nun yüzüne bakmaya başladı. Gözleri genç adamın iki gözü arasında mekik okurken Lu bir ara nefes almayı unuttu. Sonra Ha Neul ağlamaya başlayınca bu sefer telaştan nefes almayı unuttu.
"Lu..." Genç adam Ha Neul'un göz yaşlarını silerken bekledi.
"Efendim..?"
"Sana gıcık kapıyorum." He? Ciddi miydi? Kafasını genç adamın boynuna gömüp ağlamaya devam ettiğinde ise hala durumu anlayamamıştı.
"Bende seni seviyorum." Diyebildi anca. Ha Neul hafif gülümsemesini boynunda hissetmişti.
"Bir daha!"
"Zorlama istersen?" Kızı kendinden uzaklaştırdı ve elinden tutup salonda oturmaya götürdü. Orta sehpadan bir mendil alıp genç kızın sümüklü burnunu silerken onu inceledi. Bir insan ağlayınca ancak bu kadar güzel gözükebilirdi. Özellikle sümüklü iken. Tamam sondaki bir şakaydı.
Mendili atmak için kalktığında ise ne yapacağını bilmiyordu. Mutfakta tur atarken elleri saçlarındaydı. Hep bu anı bekledi ama şu an planladığı hiçbir şeyi uygulamıyordu! Ya da uygulayamıyordu. Bugün Lu ile alakalı tartışılacak çok konu vardı anlaşılan.
Acaba içeri içecek bir şeyler mi götürseydi? Düşününce daha Ha Neul'a doğru düzgün çıkma teklifi etmemişti. Ama bir dakika Ha Neul'un onla önce konuşması gerekmez miydi?
Öksürüp boğazını temizledi ve elinde bir bardak soğuk su ile salona geldi. Suyu Ha Neul'a uzattı ve koltuğa oturdu. Tam bir şey diyecekken Ha Neul ondan önce davrandı.
"Sehun ile ayrıldık." Lu kafasını sallamakla yetindi. Biliyorum diyemezdi o zaman Ha Neul onu takip ettiğini anlardı ve bu biraz utanç vericiydi. Kendini sapık gibi hissetti ve havalı dış görünüşünün arkasında bulunan çılgın ruh halinde kendince ağladı.
"Nasıl hissediyorsun?" Genç kız tavana bakıp soruyu düşündü. Dudaklarını yaladı ve gülümsedi.
"Bilmiyorum. Bir yandan mutlu gibiyim çünkü seni istediğimi fark ettim." Lu sesli bir şekilde yutkundu... Bu sözleri duyacağı aklına gelmemişti. "Bir yandan mutsuzum çünkü yakın bir dostumu kaybettim. Hatta iki yakın dostumu." Lu kaşlarını çattı. Koltuktan kalkıp yere çömeldi ve Ha Neul'un elini tuttu.
"Sen kimseyi kaybetmedin." Genç kız ağlamamak için derin bir nefes aldı.
"Galiba şu an bunları konuşmak istemiyorum. Her şey düzelecek." Bunu inanmak istermiş gibi kafasını aşağı yukarı salladı ve gülümsedi. "Eğer benimle çıkarsan." Lu kahkaha attı ve genç kız bir an yanlış bir şey mi söyledim diye düşündü.
"Seve seve." Dediğinde ise ikiside alınlarını birleştirip gülüştüler.
Yine uzun bir ara ve kimse bu uzun araya şaşmadı evet... Umarım sadece bu yeni bölümleri hala takip edip gören ve sevinen sevimli insanlar kısacası siz okurlarım (♡) umarım bu bölümü de beğenmişsinizdir. 18 bölüm sonunda bizim çiftler artık kavuştu. Final yakın mı..? Kim bilir :") kesin bir şey diyemem. Ve neden benim her hikayem en fazla 20 bölüm falan oluyor anlamıyorum... olaylar hızlı mı gelişiyor? Yoksa ortada tek bir olay üzerinden gittiğim için mi kısa sürüyor? Yardımcı olursanız sevinirim ^-^ kendinize iyi bakın~
Yukki ★
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Meet Again
FanfictionHer gencin yaptığı bir hata vardır. Kendilerine dürüst olmamak. ♦YukkiPan Dünyasından♦ Her hakkı saklıdır ©