We Meet Again

1. Bölüm Biz Yeniden Karşılaştık

"Bu notları 1-3 sınıfına götür Ha Neul. Şimdiden teşekkür ederim bana çok yardımcı oldun." Ha Neul öğretmeninin önünde eğildi ve öğretmenler odasından çıktı. Her gün düzenli olarak hocalarına bu şekilde yardım ederdi. Etmek istemese bile ederdi... Sınıfı öğretmenler odasının hemen yanındaydı çünkü.

Elinde bulunan ağır notlar ile 1-3 sınıfına ilerledi. Bu kadar ağır şeyleri ona taşıttırmak normal miydi? Narin bir kız değildi doğru ama yine de kızdı hani...

Kahretsin! Notlar yavaşça Ha Neul'un ellerinde kaymaya başlamıştı. Notların düşmemesi için çabalarken birinin omzuna çarptı ve bütün notlar yere serpildi. Ha Neul tam o sırada dona kaldı. Burnuna o tanıdık  parfüm kokusu dolmuştu.

"Önüne bak sakar şey..." dedi ona çarpan kişi. Çocuk ona yardım etmeden yürümeye devam etti. Ha Neul robot edasıyla kafasını onun tarafına çevirdi ve o tanıdık saçları fark etti.  Çocuk merdivenleri çıkacakken ona döndü ve baktı. O tanıdık gözler ve o tanıdık burun. Ha Neul gördüğünün hata olup olmadığını düşündü.

Bu kişi uzun zamandır hep görmek istediği kişi olabilir miydi? Bu mümkün müydü? Ha Neul notları orada bırakıp onun peşinden ilerliyordu ki bir kol onu durdurdu.

"Ha Neul... Ne yapıyorsun?" Sehun, oradan geçiyordu ve  Ha Neul'un onun peşinden gideceğini anlamıştı. Bunun üzerine onu durdurmuştu.

"O... Lu muydu?" Ha Neul hala merdivenlerin oraya bakıyordu. Sehun omzunu silkeledi.

"Bilmem. Hadi notları toparlayalım." Sehun yere eğildi ve notları toplamaya başladı. Çaktırmadan da kendi notuna baktığıda bir gerçekti. Kağıdın üzerine kocaman bir 92 yazıyordu.

'Lanet olsun hepsini doğru yaptığıma da eminim...' Sehun yanlışlarına bakarken Ha Neul onun elinde bulunan kağıdı hızlıca çekti.

"Sınıf da bakarsın arkadaşlarına haksızlık yapıyorsun."

"Baktım bakacağıma zaten merak etme." dedi Sehun ve Ha Neul'un saçlarını karıştırdı. Ha Neul, Sehun'un arkasından tısladıktan sonra sınıfın notları ile onu takip etti.

'Lu muydu acaba..? Ya da değil miydi..?Beni neden durdurdun ki Oh Sehun?! Ne güzel peşinden gidecektim...' Ha Neul kafasındaki hayali Sehun'u döverken sınıfa varmışlardı bile. Notları hepsini Sehun'a yükleyip oradan uzaklaşmıştı.

Şimdi teorik olarak onun Lu olup olmadığını çözmek gerekirse şimdi aynı parfümü kullanma olasılıkları var. Yüzünü de sadece birkaç saniye gördüğü için karıştırmış olabilir. Saçlarda aynı olabilir. Düşününce bu aralar Lu'yu kafasına çok takmıştı. Bu yüzden halisinasyon görme olasılığıda vardı.

Kesinlikle halisinayson gördü. Nokta.

Sinirlen sınıfının kapısını açtı ve içeri girdi. Bu ani girişi herkesin ona bakmasını sağlayınca kafasını kaşıyarak ve gülerek sırasına geçti. Şu ani tepki vermelerine bir ara vaz geçmeliydi. Eline telefonunu aldı ve müziklerine bakmaya başladı.

Bu sırada kapı tekrar açıldı ama daha nazikçe ve sessizce. İçeri Min Jee girdi. Bütün erkeklerin sevdiği kadar bütün kızlarında nefret ettiği minyatür bir kız. Normal ki olan şirinliği şu an göze daha fazla batıyordu. Yanakları hafifçe kızarmıştı ve kirpikleri ıslaktı. Ağlamış gibi duruyordu.

'Galiba yine kötü bir şakaya yakalanmış.' diye düşündü Ha Neul. Ona her zaman acımıştı ama eğer yakınlaşmaya çalışırsa büyük ihtimal diğerleri tarafından dışlanırdı ve bunu istemiyordu. Onu da yalnız bırakmak istemiyordu.

Kararsız kalmaktan gerçekten nefret ediyordu! Bir insan kararsız kalınca neyi seçerse seçsin küçücük de olsa bir pişmanlık duygusu tadardı. Tıpkı Ha Neul'un o zaman tattığı gibi.