"Kolay olduğunu söylemedim." Ha Neul oturduğu yerden ayağa kalktı ve saçını kulağının arkasına atarak Lu'ya döndü. "Onlar senin ailen unutma. Bunu ne olursa olsun unutma. Umarım senin için doğru olan kararı verirsin. Görüşürüz." Ha Neul arkasını dönüp gidiyordu ki Lu onu bileğinden kavradı.
"...Sende benimle gel Ha Neul... Olur mu?" Ha Neul bir koluna ve bir Lu'nun yüzüne baktı.
"Neden ben?" Lu yavaşça kolu bıraktı ve saçını karıştırdı.
"Beni sen teşvik ettin bu yüzd-"
"Seni teşvik ettim diye gelme gibi bir zorunluluğum olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Yoora varken benim gitmem yanlış anlaşılmaya müsait bir durum. Bunu sevgilinden istemelisin ayrıca..." Ha Neul elini arkasında birleştirdi ve kafasını biraz yana eğerek gülümsedi. Hafif gelen güneş ışığı saçlarına vurunca saçları karamel rengini aldı. Bu görüntü Lu'nun cidden hoşuna gitmişti. "Lütfen duruma göre davran. Ben Sehun ileyim sende Yoora ile. Artık ikimiz içinde bazı durumlar kısıtlı değil mi?"
"..." Lu cevap vermek yerine susmayı tercih etti. Ha Neul kolunda bulunan saate baktı ve bir kere daha Lu'ya döndü.
"Geç oldu. Ben eve dönmeliyim. Görüşürüz." Ha Neul el salladı ve arkasını dönerek evine ilerlemeye başladı. Lu o zaman bilinmeyen bir şekilde bir sıkıntı hissetti içinde. Bir şey onu yiyip bitirmeye başlamıştı. Oturdukları banka ellerini saçlarına daldırarak tekrar oturdu. Bir iki garip ses çıkartıp saçlarını karıştırdıktan sonra geriye yaslandı. Kendini Ha Neul ile birlikte olduğunda daha fazla kontrol etmeyi bilmeliydi. Genç kızın dediği gibi; duruma göre davranmalıydı.
Eline telefonunu aldı ve Yoora'ya mesaj yazmaya başladı. Evet, onlar telefonla konuşmayı sevmiyorlardı. En doğrusu Lu, Yoora'yı bir kere aradımı Yoora susmak bilmiyordu. Bu yüzden mesajlaşmak ikisi içinde çok kârlı bir işti.
Yoora yarın boş musun? Ailem geliyor ve birlikte karşılamak istedim. Ne dersin? ~ Lu
Mesajı gönder tuşuna bastı ve beklemeye başladı.
'Eve gitmek istemiyorum... Bence bu dünya hemen patlayıp yok olmalı.'
-15 Dakika Sonra-
'Yoora neden cevap vermedi..?' 15 dakikadır cevep bekleyen Lu'nun yüzü asıldı. Normalde jet hızında cevap veren Yoora şu an Lu'yu umursamıyordu.
'Duvara kafa atmak istiyorum...' Lu sinirlen telefonunu tuşlayıp Sehun'u aradı. İçinden açsana diye söverken telesekretere yönlendirilince telefonu demesi yerinde olursa bariz yere attı. Sonra yaptığının ne kadar saçma olduğunu fark edip parçalara ayrılmış telefonunu topladı. Evet, telefon kırılmadı parçalara ayrıldı. Telefonun bataryasını taktı ve cebine koydu. Yakında bulunan bir marketten kendine akşam yemeyi için ramen aldı ve elleri cebinde ilerlemeye başladı.
'Yoora hala mesaj atmadı...' Önüne gelen taşı eve kadar yuvarladı ve apartmanına giriş yaptı. Eve girdiğinde hazır ramenini yapmaya başladı. Rameni karıştırırken aklı çok farklı yerlerdeydi. Normalde onu aramayan ailesi şu an onu görmek istiyorlardı. Bu duruma ne kadar umursamıyormuş izlemimi verse de şu an salak gülüşleri aslında bunu umursadığını gayet biliyordu. Hemde olumlu anlamda. Uzun zaman sonra ilk defa ailesinin onu önemsediğini düşündü.
Ramenini tabağına koyarken kapının hızlı ve sert bir şekilde vurulması üzerine işini bıraktı ve kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında Sehun ile karşılaşan Lu şaşırdı ve geriye doğru bir adım attı. Sehun içeri girdi ve kapıyı sertçe kapatıp Lu'nün göğsüne doğru telefonunu attı. Bir iki sendeleyişten sonra Lu telefonu düzgünce tuttu ve ekrana baktı. Gördüğü fotoğraf üzerine bir anlık şok yaşadı. Bugün Ha Neul ile konuşmasında istemsiz yakınlaşmalarından küçük bir kareydi. Sehun kapıya yaslandı ve kollarını göğüsün de birleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Meet Again
FanfictionHer gencin yaptığı bir hata vardır. Kendilerine dürüst olmamak. ♦YukkiPan Dünyasından♦ Her hakkı saklıdır ©