"Bu arada Lu... Sen İngiltere'ye neden gitmiştin?" Ha Neul duyduğu soru üzerine şaşkın bir şekilde annesine baktı.
Durumun garip olmasının bir sürü nedeni vardı. Saymak gerekirse ilki annesi Lu'nun İngiltere'ye gittiğini nereden biliyordu? İkincisi Lu neden İngiltere'ye gitti? Üçüncüsü annesinin bundan haberi olduğu halde kendisinin neden yoktu?!
Lu nazikçe gülümsedi ve konuşmaya hazırlanmak için dudaklarını ıslattı.
"Bildiğiniz üzere babam artık yaşlandı ve... Şirketin başına geçmek için bir varise ihtiyaç vardı. Tek çocuğun ben olduğumu düşünürsek bu şanslı varis ben oluyordum. Eğitim amaçlı İngiltere'ye gittim." Bay Park, Lu'nun cümlesi bitince gülümsedi ve kendi söze başladı.
"Şu Oh ailesinin eğitim okuluna gittin değil mi? Sehun'un Annesinin sahip olduğu okul?"
'Sehun'unda mı bundan haberi vardı?!' Ha Neul daha da sinirlenmeye başlamıştı. Sonra olmama olasılığı da aklına geldi. Nasıl olsa annesi ile alakalı bir durumdu. Belki bilmiyordu değil mi?
"Evet, efendim. Bahsettiğiniz okul." Bayan Park, Lu'nun tabağına yemek koyarken konuşmaya katıldı.
"Ha Neul'dan birden kaydını aldırdığını duyunca çok endişelendik. Baban ile konuşunca İngiltere'ye gittiğini öğrendik... Bu olay seni baya sarsmış olmalı..."
"Neden böyle düşündünüz Bayan Park?"
"Hayalin bir futbol oyuncusu olmak değil miydi? Bu hayalin önüne yıkılması zor bi' duvar konuldu." Lu yapma bir şekilde gülümsedi. Bunu fark eden Bayan Park dediğine pişman oldu. "Üzgünüm Lu... Ben yaranı daha da kö-"
"Sorun değil Bayan Park... Biliyorum." Lu zorlan gülümsedikten sonra önüne koyulan yemeği yemeye başladı. Fark ettirmemeye çalışsa da herkesin fark ettiği bir durum vardı. Lu'nun alt dudağı titriyordu.
Ha Neul'un içi, bilinmeyen bir acıma duygusu ile doldu. Kendinizi istemediğiniz bir mesleğe yönlendirildiğinizi düşünün ve bu yönlendirmenin disiplinli bir eğitim sürecinden geçtiğini düşünün. Lu'nun değişmesi gayet normaldi. O şu an bir iş adamı olarak eğitildi. Duyguları köreltildi ve her şeyi mantık üzerine yapmaya başlatıldı. Ama bu Eski Lu'nun öldüğü anlamına gelmezdi değil mi? Futbol topu görünce çocuk gibi heyecanlanan, patlamış mısırı avucunun içine doldurup hepsini bir anda ağızına tıkan, Sehun'u görünce ensesine iki tane çakmak isteyen ve en önemlisi her zaman gülümseyen Lu hala bir yerlerde saklıydı değil mi?
'Aslında bu beni ilgilendirmiyor değil mi?' Ha Neul düşüncesinin verdiği acı ile yemeğini yemeye devam etti.
Bay Park, Lu'nun bu halini görünce derin bir iç çekti.
"Hayatta insanların her istediği olmaz. Lu'da bunun gayet farkında değil mi Lu?" Lu yemeğini yemeyi bıraktı ve hayatta olduğunu belirten gözlerindeki ışıltı söndü. Şu an etrafa boş bir ifade gibi bakıyordu.
"Hayat bu tür konularda gerçekten acımasız davranıyor. Sen ne kadar kabul etmeyip yakarsan ve karşılık beklesende o hiçbir şekilde karşılık vermeyip seni daha da delirtiyor. Bu ona sadistlik özelliği de katıyor." Tüm Park ailesi şaşırmış bir şekilde etrafa bakarken sessizliği Bayan Park bozdu.
"N-Neyse ben tatlıları getireyim! Ha Neul, bana yardım eder misin?" Bayan Park ne kadar nazik bir şekilde sormuş olsada gözleri gel mesajı yolluyordu. Ha Neul hızlı bir şekilde masadan kalktı ve annesini takip etti. Mutfağa geçtiklerinde Bayan Park seslerinin zor duyulacağı bir yere geçti ve kızının omuzlarından tutup ciddi bir konuşmaya hazırlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Meet Again
FanficHer gencin yaptığı bir hata vardır. Kendilerine dürüst olmamak. ♦YukkiPan Dünyasından♦ Her hakkı saklıdır ©