" Bir sorun mu var erva ? " dedi. yol boyunca süren sessizlik devam ederken hala ateşin o son hali gözlerimin önünden gitmiyordu.
" erva ? " bileğime dokunan elle birlikte yerimden sıçradım.
"h-hayır iyiyim. Bir sorun yok" dedim. konusmaya zorlanırken, daldığım düşüncelerden sıyrıldım. sanki hala atesin elleri uzerimde gibiydi. sırtımda oluşan soğuk teri hissettiğimde dünyam yerinden oynamıştı.
Tedirgin ses tonuyla " yüzün bembeyaz oldu ! eminmisin " dedi.
" evet dedim. iyiyim ! bütün gün bişey yemedim ve çok acıktım. lütfen artık hızlı sür !" dedim zorla tebessüm ederek.
***********************************
" Böyle bir yerde böyle bir restorant olduğunu bilmiyordum. " dedim.
Bulunduğumuz yer eski zamanlardan kalma. sanki yeni restore edilmiş gibiydi. yüksek tavanı büyük avizelerlerle süslenmiş duvarda ise yağlı boyadan yapılmış eski zamanları anlatan tablolarla doluydu.
" Nasıl beğendin mi " dedi.
" beğenmek ne kelime " diyecek kelime bile bulamıyordum.
" sevindim. Bu arada ateşin yanında söyleyemedim. Çok güzel görünüyorsun " dedi. elimi tutarak kolunun üzerine koydu.
gözlerindeki parıltı her genç kızın etkileyecek türden olsada benim için burak sadece bir arkadaştı.
" teşekkür ederim " dedim. hafif tebessümle gösterilen masaya oturdum.
heryer ışıl ışıl gelenler ise taktıkları takılarıyla yarışa girmiş gibiydi.
" bu mekanı bende çok beğeniyorum" dedi. gelen garson menüyü uzattığında burak menüyü elimden aldı. " hiç boşuna bakma sana öyle bir yemek yediricem ki tadını unutamayacaksın " dedi.
kaşlarımı hava kaldırarak " peki ozaman top sende " dedim.
saat hızla ilerlerken yemek faslı hızla sürüyordu. burak elini havaya kaldırarak tekrar garson cağırdığında
" tatlıyı sana bırakıyorum " dedi. garsondan tekrar menüyü istedi.
tatlılara bakarken o an evde yaptığım tatlı aklıma gelmişti. nezaman aklıma ateş gelse sanki bir rüzgar esiyordu gönlüme ve o an kalbimin sesi kulaklarımı dolduruyordu. kendi kendime 'acaba ateş suan ne yapıyor ' diye mırıldandım.
" ne ! bisey mi dedin " daldıģım düşüncelerden sıyrılıp aklımdan geçirdiğimi dışarıya verdiğimin bile farkında değildim.
" H-Hayır. bişey demedim." dedim. menüdeki listeye göz gezdirdim.
" sütlü bir tatlıya nedersin ? " diye sordum
" valla sen nedersen o "
sen yandın der gibi bakarak menüyü garsona uzattım. " şunu istiyorum " dedim.
garson yanımızdan uzaklastığında
" erva nasıl konuya başlıcam bilmiyorum ama.. " dedi sustu. boğazında bişey kalmış gibi boğazını temizledi. gözleri gözlerime odaklandığında evet devam et der gibi baktım ve masadaki suya uzandım." ben senden çok hoşlanıyorum." bir anda söylediği cümle üzerine içtiğim su boğazımda kaldı. öksürmekden gözlerim yaşardı. panikle yerinden kalkarak tekrar suyu uzatığında
" iyimisin ?" dedi.o an keşke yemek teklifini dahi kabul etmeseydim dedim içimden. burağın benden hoşlandığını bile bile teklifini kabul etmem doğru değildi. simdi nediyecektim. aslında beklediğim bir konuşmaydı ama böyle bir anda sormasına şaşkın gözlerle sessiz kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERVA (Düzenlenecek)
RomanceKitapta eksikler var farkındayım en yakın zamanda yeni baştan düzenlenecektir. Konusu; Zengin bir kız beş parasız kalırsa ? Peki bunun sebebi babası olursa ? "Baba bunu bana yapamazsın Ben ne anlarım çalışmaktan, kim iş verir Bana !" " Merak etme Er...