Bi insanın hayatı iki günde bu kadar değişebilirdi. Düşünsenize üvey babanızın borçları yüzünden bi mafyanın elinde düşüyorsunuz. İlk başta kaçıp kurtulmak istediğiniz mafya sizi satmaktan bahsediyor ve sizde korkudan onunla kalmayı kabul ediyorsunuz. Buradaki yaşamınızın ne kadar berbat olacağını düşünürken bi anda o mafya ile ortak oluyorsunuz. İşin tuhaf kısmı ise o mafya ile anlaşabiliyorsunuz. Daha iki gün geçmeden o mafya size okumak gibi bi fırsat sunuyor, bunun sebebi ise kaçırılıp vahşice öldürülen ve size çok benzeyen kız kardeşi. Yani okula gitmenizin en büyük sebebi geçmişin acısını yaşayan mafyanın o acıyı hafifletebilmek için size okumak gibi bi fırsat vermesi. İlk başta herşeyin berbat olacağını düşünürken aslında güzel olan şeylerinde yaşandığını görebilmek. Fakat herşey bu kadar kolay olmuyor bu mafya birazcık dengesiz. Çok çabuk hal değiştirebiliyor. Nedeni daha dün bu mafyamızın kuzeni Can ile hava almak isteyen kıza yapmadığını bırakmamış bağırıp çağırmış kızı odaya fırlatılmıştı. Şimdi ise hastalanan genç kıza nesi olduğunu soruyor ve yardım etmeye çalışıyordu. Şimdide kahvaltıya inelim olmadı hastaneye gider tedavi olursun diyordu. Gerçekden tam bi dengesizdi.
Tabiki de bu düşündüklerimi yüzüne söyleyemezdim. O biraz cesaret isteyen konuydu
-birşeyim yok yakında iyileşirim
Demiştim hafif bi beyin fırtınası yapıp yaşadıklarımı gözden geçirdikten sonra.
-Tamam
Dedi.
Ayrıca biraz önce bana bir süprizi olduğunu söylemişti, doğrusu çok merak etmiştim.
-Bu arada al bakalım şunları
Dedi ve elindeki poşetleri bana uzattı. İçindekilere baktığımda ise ağrıyan boğazlarıma aldırış etmeden ufak bi çığlık attım. İçinde okul formalarım, kitaplarım, romanlar vardı. Formalarıma baktığımda siyaha yakın tonda bi lakos vardı işte en güzel şeyde bu olsa gerekti en sevdiğim renk. Lakosun göğüs kısmının biraz üzerinde ise KORKMAZ KOLEJİ yazıyordu. Pantolonda aynı şekilde siyahtı. Heyecanla kitaplara göz attım. Aslında bu kadar okul meraklısı değilim ama tüm gün burada durmak kesinlikle bana kafayı yedirtirdi.
-Çok teşekkür ederim Poyraz.
Diyebilmiştim sadece
Bir an önce uyuyup sabah olsun istiyordum.
- Hadi gel kahvaltı yapalım.
-Teşekkür ederim ben tokum size afiyet olsun.
Dedim
-Hadi Asya elini yüzünü yıka ve aşağıda ol
Dediğinde bende ufak bi of çekip banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı taradım ve dağınık bi topuz yaptım. Aşağı indiğimde dün ki yaşadıklarım aklıma geldi, anormal herif her an hal değiştirebiliyordu. Kahvaltıya oturduğumda Can bana bakıp gülümsedi
-Günaydın çirkin
Dün onu dinlemediğim için biraz utanıyordum.
-Günaydın.
Çatalıma biraz peynir batırdım onu bile zar zor yedim, midemin bulandığını hissettiğimde
-Size afiyet olsun
Dedim ve odama çıktım. Hala uykum vardı. Gözlerim gittikçe ağırlaşırken uyku ruhumu teslim almıştı...
Sabah öten alarmın sesiyle uyandım, ne yani dünden beri uyuyormuydum. Gözlerimi ovuşturdum ve banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım ve bugün okula gideceğimi hatırladım zaten alarmı dün kurmuştum. Vakit kaybetmeden okulun formasını giydim hepsi üzerime tam oturmuştu. Banyoda saçlarımı taradım ve açık bıraktım zaten çok uzun ve düzdü daha sonra aşağı indim. Daha kimse uyanmamıştı, böyle giderse okula geç kalacaktım. O sırada aşağı Poyraz indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı Aşk
Fiksi RemajaO araf kelimesinin tanımıydı,bazen bana cenneti bazen ise cehennemi yaşatıyordu, herşey onda kusursuzdu