Dengesiz. Hemde fazlası ile dengesiz. Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım. İnşallah o meşhur kabuslarımdan görmezdim.
Sabah birinin beni dürtmesi ile uyandım. Kim bu. Uykulu gözlerimi sağ tarafıma çevirdiğimde Poyraz'ı gördüm
-Asya neden uyanmadın, okula geç kalacaksın.
Ben dün alarmı kapatmıştım okula gitmek istemediğim için, bu günde gitmeye niyetim yok zaten
-okula gitmek istemiyorum.
-Asya seni bu konuda son kez uyarıyorum, eğer bir daha bana karşı tavır yaparsan bu sefer ciddi anlamda sana mafya tarafımı gösteririm. Emin ol bu tarafımı görmek istemezsin. Şimdi son kez uyarıyorum KALK.
O kadar korkunç söylemişti ki gerçekden içimde bi panik oluşmuştu, lafını ikiletirsem sonuç çok kötü olacakdı, ama sonuç için kendimi ezdirmeye de niyetim yoktu.
-Sende beni gerizekalı bi kişinin yanında bi daha ezdirmeyeceğine söz ver.
-Sen bana şart mı koşuyorsun?
-Sen nasıl anlarsan Poyraz.
-Tamam o zaman okula falan gitmiyorsun sana iyilik yaramaz, bundan sonra olacaklardan ben sorumlu değilim
Dedi ve çıktı gitti. Umrumda değil artık ne yaparsa yapsın, zaten önceki hayatımda berbattı bu saatten sonrada kaybedeceğim hiçbirşeyim yoktu, sonuna kadar gidecektim inadına, çünkü ben kimsenin oyuncağı değilim. O istediği zaman okula gidip okulu bırakacağıma en baştan sonlandırmak en iyisi çünkü burada bi geleceğimin olması imkânsız ayrıca onun emrine göre ucuz insanlara yalvaracak kadar düşmedim o hatayı bir kere yaptım ikincisine tahammülüm olamazdı. En başından bi mafya ile ortak olmak dünyanın en büyük saçmalığı, sırf geçmişin acısı için bana okuma fırsatı vermesi onun iyi biri olduğunu da göstermez kısacası artık bu oyunun kuralları Poyraz'ın dediği gibi olmayacak. Ne olursa olsun.
Bi anda içeri Can'ın dalması ile sıçradım.
-Ya çirkin yine ne oldu, bayağı sinirlenmiş bizim huysuz.
-Umrumda değil o huysuz ben onun oyuncağı değilim.
Diye bağırdığımda Can sadece bakıyordu
-Tamam sen sakinleş ben sonra gelicem senin yanına
Deyip odadan çıktı. Gözyaşlarım yine benden bağımsız akıyordu. Yorganın altına girdim ve sonumun ne olacağını düşündüm. Tabiki de berbat olacak. Ben bunlarla boğuşurken kapının açılma sesini duydum daha sonra Poyraz'ın sesini, hala başımı yorganın altından çıkarmamıştım.
-Kalk hadi burdan gidiyorsun.
İşte beklediğim sözler. Ben ona uslu olacağıma söz vermiştim, şimdide beni gönderiyordu. Büyük ihtimalle pis bi yere gidecekdim
-Kalk hadi.
İkiletmeden kalktım,
-Nereye gideceğim.
-Gidince görürsün
Göz yaşlarım artık daha hızlı akıyordu, tek diyebildiğim şey "tamam" olmuştu. Koşarak banyoya gittim ve beni getirdikleri gün üzerimde olan giysilerimi giydim. Tekrar banyodan çıktığımda üzerime baktı
-İnadın uğruna yaktın kendini.
Demişti kim inatçıydı. Hiçbirşey demedim ve yavaşça aşağı indim ve dış kapıyı açtım kesin burdan gittiğimde bi şekilde öldürürdüm kendimi ama asla pis işlerle uğraşmam, arkamdan Poyraz geldi ve arabaya bindik az sonra iğrenç bi barın önüne geldik arabadan indim ve Poyraz'ı takip ettim az sonra bi adamla konuştu ve beni gösterdi ama sanki o da gitmemi istemiyor gibiydi yada benim uydurmamdı adam benim yanıma geldi ve

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı Aşk
Teen FictionO araf kelimesinin tanımıydı,bazen bana cenneti bazen ise cehennemi yaşatıyordu, herşey onda kusursuzdu