Salak Büşra ve Ahmet'i arkadaşları alıp gittiler. Bizimkilerin hepsi iyiydi sadece Alper'in kaşı yarılmış,kanıyordu. Ben hiç iyi değildim. Gözlerim kararmaya başladı ve bir anda olduğum yere yığıldım.
Sırtımı kavrayan bir el hissettim. Sonra da beni kucağına aldı. Bir süre yüzüme vuran meltemden ilerlediğimizi anladım. Sırtımın bir an sert başımın yumuşak bir yere konduğunu hissettim.
Bir el beni hafifçe sarstı.
"Defne! Defne!" diyen ses tanıdıktı. Alper!
Gözlerimi araladığımda anladım ki Alper'in kucağında yatıyorum. Metehan ve Batu kenarda başımda bekliyorlardı.Tam 'Bora nerde?' diye sorcaktımki Bora geldi. Elindeki poşeti Alper'e uzattı. Ben de doğrulmaya çalıştım.
Alper, "Dur dikkat et." dedi.
"Tamam. Kalkıyım." dedim ve yattığım yerden doğruldum.
Alper poşete elini soktu ve bir paket pamuk ve su çıkardı.Pamuktan bir parça koparıp kapağını açtığı şişeyi pamuğa devirdi. Sonrada elini bana doğru uzattı. Bir an ürküp geri çekildim.
"Dur bi." dedi nazikçe. Yine pamuğu bana doğru uzattı ve dudağımın kenarına bulaşan kanı yavaşça silmeye başladı. Elinin tenime deymesiyle içimi bir kasılma sardı. Dudağıma ve etrafına bulaşan kanı sildikten sonra gözleri gözlerimi buldu gözlerimin içine derince baktı ve büyük bir iç çekti. Sonra da gözlerini kaçırıp poşetin içine baktı. Poşetten bir tentürdiot şişesi çıkardı.
Bir parça pamuk daha koparıp tentürdiotu pamuğu devirdi. Elini kaşına götürüyorduki "Dur ben yaparım." deyip elindeki pamuğu aldım. Kenardan Bora hemen atladı,"Kendisi yapıyordu işte." dedi.
Küfürbaz teyze gibi, 'eyededede yoru kopek' diyesim gelsede sadece, "Ben yaparım." dedim her iki kelimeye de bastırarak.
Tövbe çekerek kafasını yana doğru çevirdi. Pamuğu Alper'in kaşına hafifçe dokundurup çekerek pansuman yaptım. Alper beni inceliyordu. Kaşına pansuman yaptığım için görebiliyordum. O sırada gözleri gözlerimi bulduğunda gözlerimi kaçırarak pansuman yapmaya devam ettim. Pansumanı bitirdikten sonra tam teşekküllü poşetten yara bandı çıkardım ve paketini soyup Alper'in kaşına dikkatlice yapıştırdım.
Alper, "Saol." dedi.
"Önemli değil." dedim.
Metehan'la Batu'ya dönüp,"Gidelim mi?" diye sordum. İkiside kafasını salladı.
Batu,"Olur." dedi.
Bizde Alper'le kalktık. Metehan ve Alper'in arkadaşları kenarda konuşuyorlardı. Yanlarına doğru yürüdük. Hepsine bakarak, "Her şey için çok teşekkürler." dedim. Klasik bir laftı ama başka ne diyebilirdimki?
"Önemli değil." dedi sarışın çocuk. Gülümsedim.
Metehan ve Alper'in arkadaşları gittiler. Tam Alper'e dönüp 'Görüşürüz.' diycektimki Alper, "Bizde sizle geliyoruz." dedi.
"Ne oldu?" dedim.
Batu, "O taraflarda işimiz var." dedi.
"Tamam o zaman." dedim hep birlikte yürüdük. Metehan'ın evi de bizim yolda olduğu için o da bizimle geldi.
Yolda hepsine çok teşekkür ettim. Ve sessizce evlerimize dağıldık.
***
Çalan zili kapatmak için hâlâ kapalı olan gözlerimle elim komidini yokladı.
Zili kapattıktan sonra kendi kendime "Beş dakika daha" dedim ve uyumaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçindeki Sen
Novela JuvenilHayatının geri kalanını abisiyle yaşayan, Üzüntülerine, kırgınlıklarına ve hayatın zorluklarına rağmen hayata sımsıkı tutunan Defne. Fedakar,merhametli,gerçek bir dost ve asi! Hayatı boyunca önüne çıkmış en büyük engeli aştığını düşünüyordu... Tâki...