"Hep bunu yapmak istemişimdir." diyen şoför dayıya garip bakışlar attım.
"Ne diyon dayı ya?" diye sordum.
Dayı, "Kızım hani filmlerde olur ya. 'Öndeki arabayı takip et!' aynı onun gibi. Çok heyecanlı"
"Dayı sür Allah aşkına. Gidiyorlar."
Dayı çok ciddi bir iş yaparcasına arabayı sürmeye başladı. Adama dayı dediğime bakmayın. Dayım değil. Sadece konuşma tarzım böyle.
Baya bir ilerledik. Kızılay'a geldiğimizde ise yanıma fazla para aldığım için çok sevindim. Bir ara sokağa girdiler. Sonrada taksilerinden indiler. Dayı taksiyi durdurdu.
Dayı, "Çok eğlendim kızım." derken yüzünde bir gülümseme vardı.
"Ben de." dedim her ne kadar eğlenmesemde. Allah aşkına neye eğlenmişti çok merak ediyorum. Dayıya parayı ödeyip arabadan indim.
Kapısından içeri girdikleri mekan yıkık dökük bir yerdi. Kapıyı ittirip içeri girdiğimde ölmek üzereydim. Sigara dumanı kocaman bir sis bulutu gibi etrafı kaplamıştı. Ayrıcada o pis kokusu burnumu yakıyordu. Etrafa göz gezdirdiğimde Selin ve Betül'ün
bir kaç erkeğin olduğu bir masada oturduklarını gördüm. Masaya doğru ilerlerken etraftaki hödüklerin öküz gibi bakışlarına maruz kalmıştım. Onları umursamamaya çalışıp. Selin gilin yanına gittim. Masanın başına geldiğimde masadakilerin bakışları beni buldu.Betül'e kaşlarımı çatarak, "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dediğimde masadaki on yedi yaşlarında kumral bir çocuk, "Vay Betül bizi bu fıstıkla tanıştırmıyıcak mısın?" diye sordu. Çocuğa ondan iğrendiğimi gösteren bakışlar attım.
Betül malı iyice rahat davranarak, "Defne." dedi.Adımın bu şerefsizler tarafından bilinmesini isteyen mi vardı? Sorumu yineleyip,"Sen ne yaptığını sanıyorsun Betül?" diye bağırdığımda Betül kaşlarını çatıp, "Bir şey yapmıyorum." dedi. Kumral çocuk, "Hadi ama kızlar tartışmaya hiç gerek yok." derken bileğimden tutup beni yanına çekti ve oturduğu yere oturtturdu. Bileğimi ondan kurtarıp geri ayağa kalkmaya çalıştığımda beni belimden tutup tekrar yanına çekti. Belimdeki elinden kurtulmaya çalışırken beni kendine iyice çekiyordu. Ellerimi göğsüne koyup onu ittirmeye çalıştım ama hiç bir etki etmedi. Beni kendine iyice çekiyordu.
"Bırak?" dediğimde bir kahkaha atıp "Neden miş?" dedi.
"Bir nedeni mi olması lazım."
"Bir nedenin yoksa bırakmam."
"Bırak lan!" dediğimde yüzündeki o pis sırıtışla konuştu.
"Vay. Sertizde ha? Sert kızları severim." derken çok keyifli görünüyordu. Şerefsiz!
"Bırak beni." dediğimde dişlerimin arasından konuştum çünkü dişlerimi sıkmaya başlamıştım.
"Sen kendin geldin yanımıza." dedi. Aslında haklıydı. Ne haklısı ya sanki ben onun için mi gelmiştim?
"Selin kalk git burdan." dedim Selin'e dönüp ve hala bu pislikten kurtulmaya çalışırken.
"Neden?" diyen Selin'e ters bakışlar atmaya başladım.
"Selin git burdan!"
"Gitmiyorum."
"Selin bir daha tekrarlatma git burdan!"
"Gitmiyorum."
"Kiminle arkadaşlık yaptığını farkında mısın?"
"Evet."
"Peki bu iğrenç yer dışında ne haltlar yediğinden haberin var mı?"
"Ne yapmış?"
"Senin bu arkadaşın kendini öldürüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçindeki Sen
Fiksi RemajaHayatının geri kalanını abisiyle yaşayan, Üzüntülerine, kırgınlıklarına ve hayatın zorluklarına rağmen hayata sımsıkı tutunan Defne. Fedakar,merhametli,gerçek bir dost ve asi! Hayatı boyunca önüne çıkmış en büyük engeli aştığını düşünüyordu... Tâki...