20

981 107 24
                                    

Bazen bazı kararlar alırız. Almak zorunda kalırız daha doğrusu. Ne kadar acı olduğunu , olacağını bilsekte başka yolu olmadığını düşünürüz ki çoğu zaman da öyledir.
Aptal bir yalan uydurursunuz, hatta o yalanı kendinizi o kadar kaptırırsınız ki gerçeklerden uzaklaşıverirsiniz.
Onun yanından uzaklaştığınız gibi.
Ve bir daha dönmeyeceğiniz gerçeği gibi...

----
-"Seni seviyorum."
Almımda hissettiğim kimden olduğunu bilmediğim yumuşacık dudakları Ve kapının yavaşça kapanma sesi ....
---

Bazen hayatımızda her şey yolunda gidiyor gibi gözükse de , içten içe bizi bitiren bir eksiklik vardır. Her gün canından can gider ama o eksiklik gitmez.
Onun olmadığını bilirsiniz, ve bu acının unutulabileceğinizi sanarsınız. Onsuz yaşayabileceğinizi düşünürsünüz. Ama öyle olmaz. Siz her unuttum dediğinizde , daha çok canınız acır.
Ve her böyle olduğunda gidip birine sarılıp ağlamak istersiniz. Sonra bir bakmışsınız ki kimsecikler yok ve siz yalnızlığınıza ağlarsınız.
Bu her zaman olmuştur.
Ve o eksiklik gün geçtikçe küçüleceğine büyür , ta ki sizi yok edip gidene kadar.
İşte o zaman unutursunuz.
Herşeyi...

-

-"Hey geç kalacağız Skylar!" Kapıya vuran Claire e cevap vermedim ve aynadan kendime baktım.
Değişmiştim.
Saçlarımı biraz kestirmiştim. Pek fark edilecek bir fark yoktu zaten.
Claire in dediğine göre aşırı derecede kilo vermiştim. Ayrıca kocaman gözlerimin altındaki şişlikler bir türlü gitmiyordu.
Kapıyı açtım ve çantamı alıp aşağıya indim.

Koskoca iki ay geçmişti . Aslında bir kaç haftadan sonra artık günleri saymamaya başlamıştım.
Her unuttuğum dediğim sefer sanki yaramı daha da acıtmak için gerçekler yüzüme çarpıyordu.
Ne kadar acımıyor dediysemde acıtıyordu işte.
Hastanedeki her 5 günde bir olan kontröllerime gittiğimde , doktor iyiye gidiyorsun diyordu.
Ama kötüye gidiyordum. Hem fiziki hem psikolojik olarak. Hatta doktor bana bir kaç psikiyatris seyansı almıştı. Gitmiştimde. Bi b*k faydasıda yoktu. Sadece rol yapıyordum.

Sarı dolabın kilidini açtım ve içindeki kitapları elime aldım.
Yaklaşık 1 ay tatil vardı. Aslında bu iyi olmuştu. Kafamı dinlemiştim. Claire i de ailesine gitmesi gerektiğini söyleyip evden postalamıştım.
Ayrıca çocuklar beni hep arıyorlardı. Tabi yanlarında o gerizekalı olmadığı zamanlar.
Ama artık onlarada soğuk davranmaya başlamıştım. Biri ile konuşmak falan istemiyordum. Ama kimse bunu anlamak istemiyordu adeta. Ben her bunu kendi kendime dediğimde dibimde hemen birileri biti veriyordu. Bunu istemiyordum.
Yalnız olmayı seviyordum.
Aslında çok fazla tanıdığım vardı . Sadece onları etrafımdan kovuyor gibi bir şey yapıyordum.
En azından şu aralar tek amacım buydu?
Birde unutmak.
Bunu pek yapamıyordum zaten ama her neyse.

Derse girmemizle Claire kesintisiz uykusuna daldı.

Claire son dersin sonunda arabanın anahtarını bana verdi ve okuldan bir kız ile alış verişe gideceğini falan dedi.
Aslında beraber gidecektik ama benim havam falan yoktu doğrusu .

Arabanın anahtarını girişteki askılağa astım ve altıma uzun siyah bir tayt geçirdim .
Telefonum çalmaya başlayınca elime aldım.
-"Hey." Dedi Sam o bitmez bilmeyen neşeli sesi ile.
-"Söyle Sam?" Dedim mutfakta kendime bir şeyler hazırlarken.
-"Bir merhaba fena olmazdı?"
-"Merhabaa! Şimdi söyle?" Bıkkın ses tonum ile konuştum. Aslında normal ses tonumdu.
-"Ah!" Dedi sinirle "Bir kutu pizzam var?"
-"Tamam." Dedim "Gel hadi."
Güldü ve kapadı.
Trafik olduğundan dolayı bahse girerim en az iki saat sonra burada olurdu.
Üzerime bir sweet geçirdim ve saçlarımı açtım. Kulalıklarımı kulağıma taktıktan sonra, spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.
Biraz yürümek istiyordum. Ne zamandır doğru düzgün aşağı inmiyordum zaten.
Arka bahçedeki taşlı yolda yürümeye başladım.

-"Jaax nerdesin? Jaaaax! Jax buraya gel!"

Sesi aklımda yankı yaparken tüylerim dinen diken oldu. Boğazımda o acıyı hissettiğimde derince bir nefes aldım.
Şarkının sesini iyice açtım ve kendi kendime dans etmeye başladım.

O çardağı görmemle nedensizce sırıttım.

İçindeki tahta yerlere oturdum ve şarkıyı mırıldanmaya başladım.

Keşke onunla aramızdaki ilişki buradaki kavgamız ile kalsaydı. Keşke devamı olmasaydı. Ama şuan ondan nefret falan etmiyordum. Bu benim hataydı. Ve şuan aldığım kararın sonuçlarını çekiyordum. Onun bir suçu falan yoktu. O böyleydi. Başka biri olan bir insandan sevdiğiniz birine dönüştüremezdiniz.
Kördüm. Aptal bir kördüm.  Beni sevdiği yalanına kendimi   o kadar kaptırmıştım ki gerçekleri görememiştim.
Bu yüzden ağlıyordum veya canım acıyordu zaten. Kendime inanamamıştım.
O diğer gerizekalı Jeff den sonra birine güvenmeyecektim. Çünkü canım acıyordu. Acıtıyorlardı.
Ama yapmıştım o yanlışı işte. Salaktım , gerizekalıydım.
Kendime bile bir daha inanmayacaktım , bu kesindi!

Telefonun ekranı karardığında küfrettim. Bu telefonum sarjı hemen bitiyordu! Çok sinir bozucuydu.
Telefonu ve kulaklığı cebime koydum . Kafamı tahta direğe yasladım.

Gözlerimi kapadım ve aklımda kalan bir şarkıyı mırıldanmaya başladım.

Bir dalın kırılma sesini duyduğumda hızla gözlerimi açtım.
Ve açmamış olmayı dilerdim.
Oradaydı.
Bana boş boş bakıyordu.
Özlemini çektiğim yüzünü incelediğimde kalbim yeniden kırıldı. Onu özlemiştim.
Yüzü bile incelmişti. Gözleri çökmüştü ve saçları dağınıktı.
Kalbim çoktan deli gibi artmaya başlamıştı. Nefesimi tuttum.
Onun ağzından çıkacak her kelimeye ben özlemini çekerken hiç bir şey yapmadı. 

Yabancı gibi arkasına döndü ve gitti.

Biz artık hiçbir şeydik.

Hepte öyle kalacaktık zaten...


-----

heeeeeeeeeeeeeeeeeeeey

ne zamandır yazmıyordum

nasıl olmuş

ve olmalı

yorum ve vote

xxxxx

paint • cameron dallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin