SENİ BULACAĞIM

BÖLÜM 9 ELLERIMI SAKIN BIRAKMA!

Sabah uyandığımda alarma yarım saat vardı. Duş almak için banyoma yöneldim. Ahh! Sabaha kadar ağlamıştım. Gözlerim kıpkırmızı ve şişti. Duş almaktan vazgeçip yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Banyodan çıkınca alarmın çaldığını gördüm. Kapatıp telefonumla ilgilenmeye başladım. Anıl'dan mesaj geldi

"Günaydın :)"

"Günaydın. Seyy beni erken alır mısın biraz konuşalım iyi değilim. "

"Tabi.. tabi ki gelirim. Senin neyin var ?"

"Anlatırım. Bekliyorum" diyip telefonu cantama attım. Formamı da giyip makyaj masanın önüne geçtim. Lanet olsun! Nefes alan zombiye benziyordum. Biraz bb krem ve pudra sürdüm. Bunlar bile göz altlarımı kapatmaya yetmiyordu.

"O kadar ağlarsan tabi kapatamazsın."diyen iç sesime yumruk atıp bayılttım. Göz kalemi ve hafif bir rimel sürüp saçlarıma odaklandım. Ne yaparsam yapayım üstümden atamıyordum şu yorgun görünümü. Ölü toprağı atamıyordum üstümden. Ölü mü dedim ben? Gerci ne var ki ? Ölecektim işte. Gidecektim Can'ın yanına işte. Gözlerim dolmaya başlarken yukarı diktim gözlerimi. Yapacak bir şey yoktu. Usulca ölümü bekleyecektim. Her neyse. Anıl'ın mesajıyla irkildim.

"Aşağıdayım."

Hemen ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Aşağı indigimde Anıl'ı karşımda buldum. Tanrım fazla tatlıydı. Her neyse. Yanına gittiğimde yüzümün halini beğenmemis olacak ki

"Neyin var Mısra? Neler oluyor ?"

"Sahile gidelim mi Anıl? "

"Gidelim. Gidelim gitmesine de okul ?"

"Gitmesek olmaz mı ?" Diyip dudak büzdüm ve devam ettim 'ya da sen git ben sahilde otururum.' Hayır acındırma yapmıyorum. Hayır yapmam. Kim ben ? Saçmalamayın.

"Hayır sen gitmezsen bende gitmem. Seni yalnız bırakamam."

Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri o kadar şey anlatıyordu ki. Ama anlayacak güçte değildim. Çok masumdu. Aşırı masum.
                          ☆☆☆☆☆☆

Sahile varana kadar hiç konuşmadık. Sadece yürüdük. Yürürken hafif rüzgar esiyordu. Kokusunu o zaman duymuştum. Ne de güzel kokuyordu. Erkek parfümlerini pek sevmem. Sadece Can'ınkini severdim. Fakat bu koku.. Bu koku çok güzeldi. Neyse bir kayalarımızın üstündeki yerimizi almaya koyulmuştuk. Bana dönüp baktı. Aglamamak için sıktım kendimi. Yanında ağlamak istemiyordum.