Hayat neden bu kadar saçma? Neden bu kadar acımasız ki ? Ben.. ben doğru mu yaptım ? Can'ı buldum ve öylece Anıl'ı bıraktım. Hemde hastayken. Öylece.
Kendime çok kızıyordum. Hemde fazlasıyla. O sayfa kapandı demişken şimdi neden yine aynı duyguları yaşıyordum ki ? Yine niye aşıktım ona ? Yine niye hiçbir şeyi gözüm görmüyordu ondan başka ?
Beni düşüncelerimden ayıran teneffüsü belli eden sesti. Ne çabuk bitmişti ders ? Can ile aynı sınıfta değildik. o karşı sınıfa alınmış, bizim sınıf öğrencileri cokmus felan felan. Önemi yok. Burada olsun yeter.
Karnım guruldarken kahvaltı yapmadığımı fark ettim. Yanımdaki Buse'yi dürtüp
"Busee!"
Ses yok.
"Busee"
Ses yok.
"Buse bak Emir geliyor. Oha yanındaki de Sevgi ki ?"
Buse depresyondan çıkmıştı. Bende bunu fırsat bilip Emir'le aralarını yapmıştım.
"Ne diyon lan sen!"
Diyerek kafasını kaldırdı sıradan. Gözlerinden alev çıkacak gibiydi.
"Nerde lan nerde ikisini de geberteyim nerde!"
Ben artık kahkahalarımı tutamazken Buse bakışlarını bana çevirdi ve tek kaşını kaldırdı
"Alemsin Buse ya. Ahaha yok öyle bir şey ahahaha. Ay sanırım ölüyorum Ahaha. Kalk benim karnım aç kalk kalk kantine gidiyoruz kalk."
"Allah seni kahretmeye Mısra." Diyip gülmeye başladığında birlikte gülerek kalktık sıradan.
Sınıftan çıkarken gördüğüm manzarayla yerimde dondum kaldım. Anıldı o... tekerlekli sandalye ve Anıl...
Ama.. ama sadece ihtimal demişlerdi. Gerçekten.. gerçekten sakat mı kalmıştı yani ?
"Anıl.." dedim sesim fısıltıdan farksızken. Basını kaldırıp bana baktı ve kaslarını çattı. Cevap vermeden sandalyesinin tekerleklerini döndürerek yanımdan çekip gitti.
Bende olsam bende giderdim tabii... Lanet olsun! Kalbini kırmıştım. Onu öylece bırakıp Can ile mutlu olurken onu kırmıştım. Ben mutlu olayım derken onu üzmüştüm. Avuç iclerimle kafama vururken yanımda Can belirdi
"Ne yapıyorsun hayatım? Canın acıyacak bak kıpkırmızı olmuş alnın."
"Can ben üzdüm onu. Üzdüm..."
"Kimi ? Nasıl üzdün Mısra? Neler oluyor?"
"Anlatırım."diyip ekledim
"Ama suan karnım çok aç bana tost alır mısın?"
"Tabii tabi bitanem sen banka otur ben alıp geliyorum"
Tamam anlamında kafamı salladım ve bankalardan birine oturdum.
Çok geçmeden Can tostumla beraber yanıma geldi ve tostu bana uzattı. Elinden nasıl kaptıgımı hatırlamıyorum bile o şekil açtım.
"Ben kahvaltı etmeyi sevmiyorsun diye teklif etmedim aç olduğunu söyleseydin ya."
"Biliyorsun." diyerek tebessüm ettim.
"Seni sadece ben bilirim Mısra. Sadece ben severim. Sadece ben anlarım. Sen sadece benimsin. Sadece benim."
"Biliyorum bitanem,biliyorum"
Tostumdan kocaman bir ısırık aldım. Aldığım parçayı ağzımda döndüremezken Can'ın güldüğümü gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BULACAĞIM
Ficção AdolescenteBir kız. Yıllarca sevdiğinin öldüğüne inandırılmış bir kız. Bir erkek hatırlamadığı sevdiği kadını hatırlayıp geri dönen bir erkek. Birbirlerine kavuşmuş bir çift aşık. Fakat bu aşk fazla sürmeyecek. Sevdiği adamdan kızımızı ayıran bir grup mafya. U...