BÖLÜM 22 SENİ SEVİYORUM

83 8 3
                                    

Can'dan

Zaman geçmek bilmez bazen. Durmuş sanarsınız,saatler ilerlemez.

Sevdiğiniz yanınızda olsun istersiniz. Yoktur. Kayıptır. Saçma sapan adamların elindedir.

Özlersiniz. Elinizden hiçbir şey gelmez bazen. Sadece arkasından bakarsınız.

Gelmiyor elimden hiçbir şey. Mısra'm nerde, nasıl ya da daha da önemlisi yaşıyor mu? Bilmiyorum. Elim bağlı oturuyorum. Neden mi ? Mısra kaybolduğu gün yapacak hiçbir şey bulamadım. Ciddi anlamda sadece kaldım. Öylece. Yerimde. Kıpırdamadan kaldım. Sonra arabaya bindim ve nereye gittiğimi bilmeden son hızla bastım gaza. Tek istediğim Mısra'ydı ve yoktu. Zaten rahatsızdı, üstüne şimdi saçma sapan heriflerin elinde.

Herneyse işte ne kadar hızlı gittiğimi bilmiyordum. Nereye gittiğimi de öyle. Sarp bir yola girdim. Kimsenin olmadığını görüp dahada bastım gaza. Ne yaptığımı bilmiyordum. Gözyaşlarım akarken tek elimle direksiyonu tutup diğer elimle gözlerimi ovusturdum.

Karşımdan gelen kamyonla çarpışmam an meselesiydi. Kaza anını hatırlamıyorum. Doktor normal olduğunu söyledi,bilemiyorum.

Bir haftadır öylece yatıyorum. Elim kolum bağlı. Herkes yana döne Mısra'yı arıyor. Fakat ben ? Bense hiçbir şey yapamıyorum. Kolum ve ayağımda çatlaklar oluşmuş. Alçı da.

Kaza geçirdiğim günden beri, Mısra kaçırıldığından beri konuşmuyorum. Neden bilmiyorum ama konuşasım yok. Aslına bakarsanız hiçbir şey yapasım yok. Onsuz neye yarar ki ?

Mısra'dan

Gözümü açar açmaz karşımda kocaman,kirli sakallı iki aptal adam gördüm. Şimdi sanıyorsunuz korkunç insanlar. Yanlış! Gayet sevimli iki amca.

Benden ne istiyorlardı ki ? Daha doğrusu bu adamlar kim ? Neden başımda zebellah gibi duruyorlar?

Kafamı kaldırmak için yeltendigimde heryerimin ağrıdığını- düzelteyim uyumuş olduğunu- fark ettim. Güçsüz kuvvetsiz ve epeyce yorgun gibi.

Başımda duran iki zebellah uyandığımı fark etmeyip odadan çıktı ve kapıyı kilitledi. Ardından bir konuşma sesi yükseldi. Kalın tok bir ses konuşuyordu.

"Daha ne kadar uyutacagız kızı ? Günlerdir ilaç veriyoruz. Bence biran önce ne yapacaksa yapsın patron. Konuşalım ha ne dersin ?"

Ne ilacı be ? Ne mi yapacak?

"Sen karışma aptal! Patron ne zaman isterse o zaman hallederiz."

Başka ses gelmeyince gözündeki yaşlar durmadı,aktı. Kaç gün olmuştu ki ben buraya geleli ? Kaç gündür ailemden, Can'dan ayrıyım ben ? Asıl konu şu; ben nerdeyim ve bu iki koca adam kim ? Ha bir de patron var ?

Zar zor yattığım koltuktan ayaklarımı sarkıttım. Odayı incelemeye başladım. Ortam siyah ağırlıklıydı. Siyah koltuklar, bir yemek masası, bir kaç valiz ve ortada siyah beyaz bir halı.

Zorda olsa ayaklanıp odada dolanmaya başladım. Ayaklarım o kadar uyumuş ki ilk seferinde dizlerimin üstüne düştüm. Kalktığımda koltuktan yardım alarak diklestim ve yürümek için yeltendim.

Yavaş adımlarla yemek masasının karşısına dikeldim. Üzerinde duran dosyayı ellerimle ittirdim. Ve kafamı yan tarafa çevirdim. Adımın yazdığını sonradan algılayıp kafamı tekrar hızlıca masaya çevirdim ve dosyayı elime aldım.

Mavi kapağı açarak içindeki birkaç kağıda göz gezdirdim. Bilgilerim vardı. Daha çok başarılarımın yazdığı bilgiler.

Iyi de bu adamlar benim başarımı ne yapsın ? Bir insan özellikle bayan bir insan ya pavyonda çalıştırılmak için kaçırılır ya da becerilip atılmak için. Başarı ne alaka ?

SENİ BULACAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin