Biyoloji dersi... Ne hoş. Öğretmen bir tuhaf arkadaş. Ha bir de şu yeni gelen çocuk.. Aptal aptal bana bakıyor. Can nerde ağzını yüzünü kırsın diyenleri duyar gibiyim. En son araba şeyisinde kalmıştınız siz devamı söyle oldu:Arabadan nasıl indigimizi hatırlamıyorum. Uyuyordum. Can beni kucaklayıp odasına götürürken uyandım bende. Tabii ki çaktırmadım. Onun kollarında olmak,kokusunu içime çekmek çok güzel. Yatağa yatırıp yanıma uzandı. "uyanık olduğunu biliyorum meleğim" diyerek burnuma öpücük bıraktı. "Nerden anladın ?" Dedim gözlerimi hafif aralayarak. "Uyurken çok derin nefesler alırsın Mısra" diyip yanıma sokuldu. Gülümseyip ona sarıldım ve kendimi uykuya bıraktım.
Uyandığımda formasını giymiş ağzına bir kaç zeytin atan Can'ı gördüm. Beni gördüğünde 'Günaydın prenses' diyip yanağıma bir öpücük kondurdu. 'Günaydın da ne bu hal forma felan ?' Diye sordum. 'Okula gideceğiz Mısra kalk sende giyin hadi.' Gerçekten okula gideceğimizi mi düşünüyordu bu aptal ? 'Hiçbir yere gidemezsin Can. Bende gitmeyecegim. Birlikte otururuz işte.' Ne yani bir kere de beni dinlese ölür müydü? 'Hayır Mısra. Tamam ben gitmem ama sen gideceksin. Itiraz yok.' 'Ama..' 'Aması felan yok Mısra hadi hazırlan'
Işte sonuç bu suan biyoloji dersindeydim. Zilin çalmasına son saniyeler vardı.
"Beş."
"Dört."
"Üç."
"Ikiiii"
"Biiiir ve ziiiiil"
Bir an önce Can'ın yanına gitmek istiyordum. Şu saçma okul o yokken daha da saçma geliyordu.
"Buse ben eve gidiyorum. Kafeye sonra gideriz."
"Noldu birden?"
"Can evde yalnız ya ondan. Kusura bakma."
"Yok önemli değil enisteye iyi bak."
Gülümsedim ve yanağından öpüp yanından ayrıldım. Sıra otobüs beklemekte. Ne kadar da güzel...
Bekle.
Bekle.
Ve bekle...
Yarım saatlik bir bekleyişin sonunda gelmişti sonunda lanet olası otobüs. Kısa bir yolculuğun ardından sonunda ev. Aşağı inip derin bir nefes aldım. Aaa bu çocuk hasta. Şimdi yemek felan yememistir diye düşündüm. Yakınlarda ki bir marketten hazır donmus pizza,patates kızartması,kola,cips felan aldım.
Marketten çıkınca havanın soğuk olduğunu anlayıp ceketimin fermuarını boğazıma kadar çektim. Yere koyduğum poşetleri tekrar elime alıp eve doğru ilerlemeye başladım.
Kapıya ulaştığımda zili çaldım. Açan yok.
"Nerde bu çocuk. Illa poşetleri bıraktırcak yaa" diye söylenip poşetleri yere bıraktım ve cantamda anahtarları aramaya başladım. Hadi amaa nerdesin lanet olası?
Uzun uğraşlardan sonra bulduğumda kocaman sırıtıp kapıyı açtım. Merdivenleri tırmanıp iç kapıya ulaştığımda tekrar çaldım kapıyı. Hala açan yok. Ciddi anlamda merak etmiştim. Ellerim titreyerek iç kapıyı açtım. Poşetleri yere bırakıp ayakkabılarımı çıkardım. Işıklar kapalıydı.
"Caan. Bitanem nerdesiin"
Ses yok.
"Caaan hayatııım"
Hâlâ ses yok. Töbe ya nerde bu çocuk.
Koridorda ki elektirik düğmesine basıp ışıkların açılmasını sağladım. Ortalık da bir şey yoktu. Salona doğru ilerlemeye başladım. Salonun kapısında camlı bölme vardı. Oradan içeriyi görebiliyordum. Mum vardı sanırım. Evet ama ne alaka ki ?
Iceri girdiğim de yerde kalp şeklinde dizilmiş küçük mumlar, o kalbin içinde durmuş bir kutu? Yine kalbin içinde sandalye de oturan elinde gitar olan Can ve gül yaprakları...
"Can.."
Gitarı çalmaya başlamasıyla gözyaşlarım akmak istemeye başladı. Yıllar önce ki gibi şarkı söyleyecekti bana. Bizim şarkımız. Aşk dediğin..
Aşk dediğin belki de budur
Hep acıtır arkandan vurur
Belki de bu son sefer olur
Kalbim vurur dertler son bulurSanma üç günlük bu hislerim
Ben burada her gün seni beklerimGel beni kendinden mahrum etme n'olur
Bu hayat sen yoksan zehrolur
Duy beni duy n'olur dön bana dön n'olur
Aşk dediğin elbet bir yol bulurAşk dediğin böyle son bulur
Kalbin durur sevdiğin el olur
Belki de yarın unutulur
Aşk dediğin bir masal olurSen yokken de atıyorsa kalbim
Atmasın öyle dursun isterimGel beni kendinden mahrum etme n'olur
Bu hayat sen yoksan zehrolur
Duy beni duy n'olur dön bana dön n'olur
Aşk dediğin elbet bir yol bulurGel beni kendinden mahrum etme n'olur
Bu hayat sen yoksan zehrolur
Duy beni duy n'olur dön bana dön n'olur
Aşk dediğin elbet bir yol bulur...Şarkı biterken ben ağlıyordum. Tabii ki mutluluktan. Hayatımda ilk kez mutluluktan ağlıyordum. Çok... çok güzeldi. Her şey çok güzeldi. Hiç olmadığı kadar güzel.
Elindeki gitarı bırakıp bana doğru gelmeye başladı.
"Can..."
"Aşk dediğin belki de budur Mısra. Onca şeyden sonra tekrar birbirimizi bulmaktır belki de. Evet biraz acıtır, ama sonra böyle mutluluğa kavuşturur belki. Belki de sadece bizim için böyledir aşk. Sen.. Sen olunca tüm dertlerim biter Mısra. Bizim aşkımız son bulmadı Mısra. Bulamadı. Bulamaz. Öyle bir aşk ki bizim ki.. Bitemez. Bitmez. Gel beni kendinden mahrum etme nolur. Ben sensiz yaşamak istemiyorum Mısra. Ben seni hep yanımda istiyorum. Sen yokken bu hayat bana zehir oluyor Mısra. Aşkın yolundaki en güzel şeyi yaşayalım Mısra. Hep birlikte olalım Mısra. Aynı evde olalım hep Mısra. Soyadımı taşı Mısra. Minik minik Mısra ve Can'larımız olsun bitanem. Benimle evlenir misin Mısra, Hayatımın kadını,tek sevdiğim ve en sevdiğim melek. Benimle evlenir misin?"
Dolu gözlerle ona baktım. Elindeki kırmızı kutuyla bana bakıyordu. Kutu açtığında içinden tek taş bir yüzük çıktı. Bu.. Bu bir rüya değildi dimi ? Lütfen olmadığını söyleyin bana. Eğer öyleyse bile uyanmak istemiyorum bu rüyadan. Hep böyle ona bakmak istiyorum,hep böyle bana baksın istiyorum.
Ben dalmış gitmiştim Can'ın gözlerine. Hiçbir şey düşünemiyordum. Sadece.. sadece bu mutlu an bitmesin istiyordum.
"Mısra?"
"Can.. Can seni çok seviyorum Can. Can... Can ben.."
"Benimle evlenir misin Mısra Eralp"
"Evet. Evlenirim Can evet. Eveettt evlenicem eveeet."
Boynuna kollarımı sardım ve ona kocaman sarıldım. Bana sarılıp etrafında döndürdü. Her şey çok güzeldi. Her şey mükemmeldi... Mükemmel... Beni indirip parmağıma yüzüğü taktı. Çok... çok güzel duruyordu. Bi kez daha sarıldım ona. Şuan şu şekilde ölebilirdim.
Kulaklığıma eğilip
"Seni çok seviyorum Mısra. O kadar.. o kadar mutluyum ki Mısra. Karım olacağın için,aynı evi hatta aynı hayatı paylaşacağız."
"Seni seviyorum Can... Seni çok seviyorum Can"
Mutluydu.
Mutluydum.
Mutluyduk.
Seviyordu beni.
Seviyordum onu.
Seviyorduk birbirimizi.
Evleniyorduk biz...
Evlenecektik... O ve ben..
Aynı evde...
Yıllarca...
Yıllarca...
Evet ballar bölüm bittii. Çok değişik bir bölüm dimiii. Beklemiyordunuz. 700 kişiyi geçtik ve ben gerçekten çok mutluyum. Hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyoruuum :* :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BULACAĞIM
Teen FictionBir kız. Yıllarca sevdiğinin öldüğüne inandırılmış bir kız. Bir erkek hatırlamadığı sevdiği kadını hatırlayıp geri dönen bir erkek. Birbirlerine kavuşmuş bir çift aşık. Fakat bu aşk fazla sürmeyecek. Sevdiği adamdan kızımızı ayıran bir grup mafya. U...