Biraz zaman geçmiş, Anıl da kendine gelmişti. Yüzü gülüyordu. Gıdıklanıyordu. Artık onu gıdıklamak en büyük hobim oldu.Hava kararmaya başlamıştı. Gitmek için hazırlanırken
"Mısra. Seyy. Şey bu gün burda kalsan? Kötü bir şey için değil yanlış anlama sakın. Sadece.. sadece sen yanımdayken her şeyi unutuyorum. Bana çok iyi geliyorsun Mısra. Sadece bu gün, bu gece. Istersen ayrı odalarda kalırız. Hiç fark etmez. Ama akşam birlikte takılalım. Film felan izleriz olmaz mı ?"
Sen öyle masum bakarken ben nasıl hayır derdim ki ?
"Tamam. Zaten bende evden çok bunaldım. Değişiklik olur. Yalnız bana olabilecek rahat bir şeylerin var mı ? Formayla yatmak pek iç açıcı bir fikir değil de."
Gülümseyip' Tabi ben bir bakayım.' Diyerek çıktı odadan. Bende annemi arayıp Buse'lerde kalacağımı söyledim. Nedense kabul ettirmek zor olmadı. Bu da benim işime geldi tabii...
Anıl'dan
Kabul etmişti. Resmen bende kalmayı kabul etmişti. Tanrım dünyalar benim olmuştu sanki. Bana sarıldığında dünya duruyordu sanki. O kadar masum o kadar içtendi ki. Gözünün içine bakmaya kıyamıyordum. Fakat şu hastalık beni bitiriyordu. Annemi de mide kanserinden kaybetmistim. Ya onu da kaybedersem? Ya beni bırakıp o da giderse ? Hayır! Izin vermeyeceğim. Ben varken o gidemez. O üzülemez.
Babam parayı vermezse nerden bulurum diye düşünürken Mısra'nın olduğu odaya girdim. Orada yoktu. Ne yani beni yüz üstü bırakıp kaçmış mıydı? O da mı gitmişti? Yatağa oturup yüzümü ellerimin arasına aldım. Ağlamak üzereydim. Neden ? Neden sevdiğim tüm kadınlar gidiyor neden ? Diye sesli düşünürken Mısra içeri girdi.
"Gitmedim. Gitmem de. Bir daha sakın düşünme bunu." Diyerek gelip dizime oturdu ve başını boynuma gömdü.
"Ben seyy. Şey ben gittin sandım. Çok korktum."
Yüzümü ellerinin içine alarak
"Gitmeyecegim Anıl. Gitmem. " Diyip yaklaştı bana. Sanırım öpecek. Allahım sana geliyorum. Acaba nefesim kokuyor mu? Disimi fırçalamaya gidip öyle mi gelsem diye düşünürken yumuşacık dudaklar kapandı dudaklarıma. Kısa bir süre sonra çekti kendini. Ve kocaman sarıldı bana. Bu sanırım seni seviyorum deme şekliydi. Beni seviyordu.
Mısra'dan
Onu öpmüstüm. Evet bunu ben yapmıştım. Çok utanmama rağmen bozuntuya vermedim. Çok fazla masum duruyor çok fazla gel beni öp diye bağırıyordu. Ben ne yapayım kardes? Her neyse. Karnımın gurultusu tüm ortamı silip attı. Ne zamanlama ama."Sanırım birileri acıktı." Diyip bana baktı
"Evet sanırım." Diyip omuz silktim.
"Tamam hadi dışardan bir şeyler söyleyelim o zaman." diyip kalkarken
"Yo hayır. Birlikte yemek yapalım. Olmaz mı ?"
"Olur tabi. Hemde çok güzel olur. Ama ben yemek yapmayı bilmiyorum." Diyip elini saçlarına daldırdı. Bu fazla tatlıydı işte. Ayıp ama yahu. Burda şey ettiriyosun insanı ayıp.
"Ben de çok iyi bilmiyorum. Ama öğreniriz." Diyip göz kırptım. Tamam bunu yaparken maymuna döndüm. Bunu neden yaptım ? Böylesine tatlı bir çocuğun karşısında bu hareketi neden yaptın Mısra nedeen?
"Biliyor musun bütün güzellikler sanki sende toplanmış gibi duruyor."
Ne yani az önceki maymunca göz kırpışıma tatlı mı demişti ? Vücumda ki tüm kanın yanaklarımda toplandığını hissettim. Ellerini yanağıma koyup
"Utanınca daha güzel oluyorsun."
"Daha fazla utanmadan yemek mi yapsak acaba ?" Diyip mutfağa doğru sürükledim.
Makarna yapacaktık. Aynı Can'la yaptığımız gibi. Aynı sırayla yaptık her şeyi. Ama fark ettim de Anıl'la yaparken daha bir eğlenceliydi. Makarnaları saçlarının arasına sokan Anıl'ı gördüğümde bastım kahkahayı.
"Ne yapıyorsun be manyak. Ahahahaha şu haline bir bak." Derken bir baktım benim saçlarıma da sıkıştırıyor.
"Aa deliye bak bıraksana ayol saçlarımı."
Ben gülerken Anıl bana bön bön bakıp
"Ayol mu dedin sen ?"
Dedi ve bastı kahkahayı."Mısra'nın iç dünyasına hosgeldin." Dedim ve sacımdaki makarnaları çıkarmaya uğraştım. Salata yapmaya karar verdiğimde buzdolabını açıp marul,domates,salatalık, vb. şeyler aramaya başladım. Sonunda bulduğumda Anıl'ın içerideki koltukta uyumuş olduğunu gördüm. Çok masum uyuyordu ya. Olmaz böyle. Yapma ama. Odasından bir pike alıp üzerine örttüm. Tam gidecekken kolumu tuttu.
"Birlikte yatalım mı ?"
"Ocakta yemek var. Sende uyan zaten pişmek üzere. Hem gel de salataya yardım et."
Ben mutfağın yolunu tutmusken birden kendimi havada buldum. Anıl'ın beni kucağına aldığını anlamam uzun sürmedi. Çok güzeldi. Çok mutluydum. Beni tezgaha oturttu ve
"Bak şimdi nasıl salata yapıyorum. Iyi seyret" dedi.
"Iyi hadi bakalım." Diyip izlemeye koyuldum.
Marullar: tamam düzgün kesildi.
Domates: biraz ezildi ama olsun iyi sayılır.
Salatalık: iy- ne bir dakika kan mı o?"Ahh elim."Diye uğunan Anıl'a baktım. Parmağı kanıyordu.
"Sen.. Sen iyi misin?" Diyip parmağını elime alıp suya tuttum. PeçetePeçeteyle kurulayıp üflemeye başladım.
Ben parmağına bakarken o da bana bakıyordu. Kafamı kaldırdığım da ne oldu bakışları attım.
"Sana sen yanımdayken ben hep iyiyim dedim Mısra. Yeter ki yanımda ol."dedi ve kocaman sarıldı. Çok tatlı değil mi ama ?
☆☆☆☆☆☆Yemeğimi kazasız belasız yemiş ve masayı toplamıştık. Artık gözümden uyku akıyordu.
"Anıl?"
"Hmm?"
"Ya yatsak mı? "
"Oluur."
Beni kucaklayıp odaya götürdü. Tam çıkacakken seslendim
"Nereye gidiyorsun ?"
"Salonda yatacagım. Sen rahatsız olma."
"Ben..ben tek uyuyamam. Yanımda yatsan olmaz mı?" Kapıyı Kapatıp yanıma uzandı.
"Sen ne istedin de ben hayır dedim ki, daha doğrusu diyebildim ki" deyip beni kendine çekip sarıldı. Huzur vardı sanki kokusunda. Kimse de olmayan o huzur. Sanırım.. Sanırım onu seviyordum. Evet.
Onu seviyordum.Üzgünüm kızlar bölüm biraz geç kaldı. Ama kız kardeşimin doğum günüydü ve bildiginiz üzere hastayım. Ama bugün yazacağım dedim ve yazdım. Vote ve yorumları unutmayın. :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ BULACAĞIM
Novela JuvenilBir kız. Yıllarca sevdiğinin öldüğüne inandırılmış bir kız. Bir erkek hatırlamadığı sevdiği kadını hatırlayıp geri dönen bir erkek. Birbirlerine kavuşmuş bir çift aşık. Fakat bu aşk fazla sürmeyecek. Sevdiği adamdan kızımızı ayıran bir grup mafya. U...