EON SONSUZLUK PİRAMİDİ

Bölüm 3 - Carasco Scarillo

     Çevre yoluna çıkıp ilerlerken tedirgindi. Rahip Scarillo, Jack için önemliydi. Yarım saat kadar yol aldıktan sonra çevre yolundan şehre girip yolun kenarında ki mahallelerinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan düşük gelirli insanların evlerinin olduğu caddelerden geçti. Çoğunlukla Latin Amerikalı göçmenlerin oluşturduğu bir nüfus yaşıyordu burada. Şehrin en pis işlerini yapan, beyaz yakalı New York'luların, yanların geçerken asla yüzlerine bakmadıkları ve varlıklarının farkında olmadıkları insanlar. Oysa bu insanlar sabah daha gün ışımadan kalkıp tren istasyonlarında bekleşen ve işe herkesten önce gelenlerdi. Lüks apartmanlarına girerken kapıyı açan, limuzinlerini kullanan, asansörleri silen insanlar. Yol kenarında ki ışıkların yanından geçerken aklından binlerce fotoğraf karesi geçiyor gibiydi. Rahip ile tanıştığı günleri hatırladı.

     Hatta New York'un bu arka mahallesine yeni taşındığında Rahip Scarillo daha kısa pantolonla sokaklarda oyun oynarken Jack onların birkaç sokak ötesinde bir ev satın almıştı. Jack bir çok defa bahçe yolunda otomobilini yıkarken çocukların oyunlarını gözlemlemiş ve Scarillo'nun yani tam adıyla Carasco Scarillo nun arkadaşlarının arasından birisini hedef alarak " o bedeni terk et iblis " diyerek elindeki haçı kaldırarak kendine göre şeytan çıkartma ayini yaptığına şahit olmuştu. Çok uzun yıllardır bildiği bir gerçek vardı ki; iblislerle savaşmak için istek ve en önemlisi de kendini adamak önemliydi. Ve bu çocuğun yıllar sonra güvenilir bir iblis düşmanı olacağına da emindi.

     Carasco'nun ailesinin mali durumu bozuldu. Baba Scarillo'nun muhasebe sorumlusu olarak çalıştığı fabrika kapandı, o arada ailenin küçük çocuğu, Carasco'nun kız kardeşi Sophia zatürreye yakalandı. Ve doktorların çabaları sonuç vermedi. Aile büyük bir yıkım yaşadı. Baba iş ararken Jack bu aileye sahip çıkması gerektiğini düşünüyordu. Baba Scarillo son derece onuruna düşkün ve birisine muhtaç olmaktansa ölmeyi yeğleyecek kadar katıydı. Sorun etmeyecek bir adam olsa ona para verebilirdi ancak bunu asla kabul etmeyeceğini biliyordu. O yüzden çalıştığı iş yerinde boş bir pozisyon yaratacak bazı hamleler yaptı ve şirkete görüşmeye gelmeye ikna etti. Birkaç dakikalık yüz yüze görüşmenin ardından baba Scarillo odadan gülümsemeyle ayrıldı. Böylece Jack ileride ona bir çok defa yardımcı olacak olan Carasco'nun ailesini parçalanmaktan kurtarmıştı.

     O zamanlar küçük bir çocuk olan Carasco büyürken, Jack yine evini ve işini değiştirdi. Yıllar geçse de onun yaşlanmadığını fark edecekleri kadar kalmıyordu hiç bir yerde. Ama Carasco ile görüşmeyi kesmedi. Çocuğun teşkilata girebilecek kadar güçlü dini inancı vardı ve Jack, baba Scarillo hastalanıp ölmeden, Carasco'nun bir rahip olarak kiliseye atandığını görmesini sağladı. Jack'in hiç yaşlanmaması ya da hastalanmaması hatta en küçük bir değişiklik göstermemesi Carasco'nun dikkatini çekmiş olsa da asla bu konuda Jack ile konuşmadı. Sanki koşulsuz ve büyük bir güvenle onu bu şekilde kabul etmiş gibiydi. Jack'in " iyilerden " olduğundan kuşku duymadığı için sorgulamamıştı belki de. Normalde insanı dehşete düşürebilecek bir gerçeği, sanki ona emanet bir sır gibi saklamıştı.

     Jack o zamanlar daha rahat hareket edebiliyordu. Basın, ellerinde kocaman fotoğraf makineleriyle gece kulüplerinin kapısında bekleyen paparazzilerin, politikacıların ofislerinde çalışan sekreterlerle kırıştıran gazetecilerin ve manşette komünist olduğundan şüphe edilen birisinin fotoğrafını basarak on binlerce satabilen gazetelerin tekelindeydi. Sokaklarda kamera yoktu. Televizyonlarda yarışma programlarının soluksuz izlendiği, Jack için birkaç yılda bir iş ve ev değiştirerek insanların dikkatini çekmeden çok rahat yaşayabildiği zamanlardı. Kıtayı baştan sonra defalarca kat ederken, her gittiği şehirde onlarca yıl kalıyor, sonrasında bölgesel saldırıların artması ya da yön değiştirmesine paralel olarak o da yer değiştiriyordu.