İyi okumalar***
Sürü yuvalarına yorgun bir şekilde dönerken alfa karamsardı. Düşmanları vardı elbet ve bu yüzden hep diken üstünde durur sürüsünü korumak için elinden geleni yapardı. Bu onun için görevden çok daha fazlasıydı. Yaşam biçimini sürüye göre şekillendirmiş alfa bunun yanında halkına pek taviz veriyor sayılmazdı. Küçüklükten beri süre gelen sert mizacı yanında otoriteyi de getirmişti. Gözü pek olan alfa genelde ikinci şans vermezdi. Her şeyin bir kuralı vardı ve sürü buna uymak zorundaydı. Alfanın bu kuralları sayesinde sürü uzun yıllardan sonra tam anlamıyla kendine gelmeye başlamıştı. Eski liderlerinin yaptığı hatalar yavaş yavaş ortadan kayboluyordu. Köy halkı bundan memnundu memnun olmasına ama korkuyorlardı da çünkü alfanın tahta nasıl geçtiğini biliyorlardı ve o kırmızı gözlerinde ki nefretinin neler doğurabileceğini...
Alfa kendisine yaklaşan kadim dostu Taehyung'a baktı. Sıkıntılı görünüyordu ve gelip başını ağrıtacaktı. Zaten beyni oldukça doluyken şimdi bir de dost dediği sayılı adamlardan birinin gazabına uğrayacaktı. Onlara pek bir demezdi,diyemezdi. Ne kadar fedakâr olduklarını çok iyi bilirdi. Kıyamazdı onlara pek ama bunlar nadir olurdu çünkü genelde konuşmalarının sonu hep bir kavgayla biterdi. Buna rağmen küsmezlerdi alfalarına o kadim dostları. En iyi kendileri bilirdi ne yaşadığının en iyi onlar bilirdi liderlerinin içini..
Taehyung alfasına baş selamı vererek yanına oturdu usulca. Boynu hafif bükük oflayıp dururdu sürekli, alfasına naz yapıyordu aklınca. Sorsun ki ağzında ki baklayı biran önce çıkarayım diye düşündü. Alfa gözünün altından dostuna baktı. Yine hangi yalanlarla geldi diye düşündü. Bilirdi dostuna pek bir boş boğazdı. Bunu düşünen sadece sürünün lideriydi çünkü diğerleri Taehyung'un ne kadar soğuk biri olduğu ile ilgili yorumlar yapardı. Oysa Taehyung sadece sevdiklerine açardı o gül yüreğini sadece onlar bilirdi.
"Ne söyleyeceksen söyle artık sinirlenmeye başlıyorum." Tae heyecanla alfasına baktı. Kendisi de bir alfaydı ama Jungkook sürünün lideriydi ve tüm köyün alfası..
"Alfam,liderim,tüm sürelerin en güçlü alfası,alfaların babası,benim minik kookie-" sert bakışlarla anında sustu. Lideri kızdırmak çok kolaydı canım kendisine bir iltifat bile ettirmiyordu. Gerçi alfa kendisi hakkında pek bir şey yapmazdı.Boğazını temizleyerek yeniden devam etti yoksa bu gidişle alfası onu dinlemeden çekip gidecekti. "Kurban olduğum alfam" yan bir bakış atıp devam etti. "Babası bana Yoongi'yi vermiyor. Hadi gidip isteyelim onu babasından." Alfa kaşlarını iyice çattı. Dostunun omegaya olan düşkünlüğünün farkındaydı elbet. 40 kilometre ötede ki sincap bile fark ederdi bunu ama o adam fark etmeyip oğlunu vermiyordu dostuna.
Alfa sinirlendiğini hissetti. Min ailesi kendi sürü lideri olurken desteklemeyen ailelerin başını çekiyordu. Ne kadar desteklemeseler bile alfanın gazabından korktukları için ses çıkarmıyorlardı. Ama bilirdi lider en küçük bir seste onların kükreyeceğini çok iyi bilirdi.
"Yeni birini alırız dert etme." Tae küçük dilini yutmuş gibi hissetti. Oyuncak değildi ki bu gönül işleri yenisini seçsin. "Alfam ne dersin sen benim gönlüm ondan başkasını görmez ki." Lider güldü içinden neydi bu ? Daha mühürlenmeden nasıl kaptırırdı kendini bu kadar ? Gerçi kendi mühürlense bile böyle söyleyebileceğini düşünmüyordu. O sevmezdi kimseyi sadece dostlarına değer verirdi.
"Min ailesini sevmem Taehyung bunu bilmen lazım." Çok iyi biliyordu zaten ama yapacak bir şeyi de yoktu. Kime gidebilirdi ki ? Alfası yüzünden vermezlerdi minik onegasını ona çünkü alfanın yancısıydı. Bunu söyleyemezdi ama zaten söylemese bile alfası bilirdi her şeyi. "Ben ondan nasıl uzak kalırım Jungkook" dedi sesi titreyerek. Alfa elini omzuna atıp sıktı. Böyle destek oluyorlardı birbirlerine yanın da olduklarını hissettiriyorlardı. Kalk dedi alfa dostuna biraz gezelim..
Alfa ve dostu ormanda yürürken sürü evinde ki işleri Namjoon'a yükleyip gelmişlerdi. Bu yüzden alfanın kafası daha rahattı. Namjoon hallederdi her şeyi gözü kapalı güvenip canını emanet ederdi ona ki etmişliği de vardı. Alfa yanında sıkıntıyla yürüyen dostuna baktı. Gönül işleri kırmıştı fazlasıyla dostunun güzel kalbini bunu görmek istemiyordu.
"Bir yol buluruz Tae. Alfa gibi davran biraz da ağlama omegalar gibi kulaklarım tırmalanır." Tae seslice güldü ve alfanın sırtına atladı.
Kısa süren boğuşma ve Taehyung'un alfayı sevme çabası kendisini yere bulmasıyla son buldu. Yılışık şey diye söylendi alfa ama dostu hiç umursamadı. Biliyordu çünkü alfası bir yol buluruz dediyse mutlaka bulurdu.
Taehyung ormanın ortasında duran küçük 2 katlı kulübeye baktı. Yıllar çok eskitmişti bu evi oysa daha dün gibi hatırlardı çocukken alfasıyla burada oyunlar oynadığını. Alfa sakince durup karşındaki eve baktı. Annesinin yadigarı nasılda çökmüştü öyle tıpkı çocukluğu gibi..
Eve dikkatle baktığında camların kırılmış ve yere saçılmış olduğunu gördü koşar adımlarla eve ilerledi. Kim cüret edebilirdi buna ? Kim yapabilirdi bunu aklı almıyordu. Sinirle eve girdi tozlu parkelerin üstü cam kırıklarıyla süslenmiş taşlar her yere saçılmıştı. Taehyung yere eğilip eline bir taşı aldı ve etrafına sarılmış kağıt parçasını söktü. Buruşmuş kağıdı iyice düzeltip alfaya doğru ilerledi ve uzattı. Alfa dalmış olduğu andan önüne uzatılan kağıtla irkildi. Yavaşça alıp incelemeye başladı.
HAYALETE ÖLÜM
Çıldırmış olmalılar diye düşündü. Bunlar nasıl yobaz bir halktı böyle anlamıyordu. Yere dağılmış büyü kağıtlarını görünce iyice sinirlendi bunca zamandır annesinin yadigarını yaşatmaya çalışmıştı ama bu yapılan saygısızlığı affedemezdi. Bunu yapan bedelini ödeyecekti. Sinirle arkasını dönüp çıkarken evde sadece onun sözleri yankılandı.
"Tae evi hazırlat en kısa sürede buraya taşınıyorum."
***
Telefondan yazıyorum ve kontrol edemiyorum o yüzden yanlışım varsa affola :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodiless | Jikook ✔️
FanfictionBir bedeni yoktu fakat aşkı için her şeyi yapmaya hazırdı. #Jikook #mpreg #omegaverse Yan shipler; Taegi Namjin Yugseok