17

3.4K 305 122
                                    

İyi okumalar (:

***

Birleşen dudaklar,fazlasıyla hızlı atan kalpler,uluyan kurtlar bunların hepsi içlerinde ki kurtların birleşme çağrısıydı. Birbirlerini bulmuşlardı ve kavuşmak istiyorlardı lakin hayat bazen isteklerine kavuşmamak için önümüze tuğlalar örerdi. Hayat bu tuğlaları Jungkook'un kalbine örmüştü. Yıkılması güç olan duvar sarmıştı etraflarını ve bu konuda bilgisiz olan alfaydı.

Küçüklüğünde yaşamış olduğu o travmayı atlatamamış ve bunun suçunu hep omegalarda bulmuştu. Bu kadar güçsüz oldukları için onlara kızıyordu. Aşkları için yapacakları fedakarlıklarını gereksiz buluyordu. Kendi hayatlarının ötesinde başkalarını tuttukları için onlardan nefret ediyordu. Her şeyin ötesinde annesine kırgın bir çocuktu...

Jimin alfasının dudaklarından geri çekildiğinde kafasını yere eğmişti. Birden gaza gelip söylediği şeyleri alfa kabul etmeyecek tam şuan kendisini kovacaktı. Yaşayabilmek için önünde sadece üç ayı vardı lakin o ayları şuanda çöpe atmıştı.

"Kimsin sen?"

Jimin beklediğinden daha yumuşak çıkan sese baktı. Neden hâlâ buradaydı?

"Hiç kimseyim."

Alfa şaşkınlığını atamıyordu. Omeganın bu cesareti nereden geliyordu? Bu zaman verme zırvalığı da neyin nesiydi?

"Omega bunların bir açıklaması olmalı. Birden evimde belirip karşıma çıkıyorsun daha sonra ise benimle olmak için izin istiyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Jungkook haklıydı. Birden karşısına çıkıp onun hayatına bir açıklama sunmadan giremezdi.

"Ben seni sevmeye çalışıyorum. Aslında seviyorum ama konumuz bu değil. Dediğim gibi lütfen bana daha fazla soru sorma."

Jungkook bağırarak konuşmaya başladı.

"Nasıl soru sorma? Ilk önce evimde feromonlarını hissediyorum. Daha sonra evimde ortaya çıkıyorsun. Adından başka bir şey bilmiyorum ve sende beni tanımıyorsun. Evcilik oynama demiştim. Seni uyarmıştım. Karşıma geçip benden bunları isteme. Beni sevme. Ben sevilmeye layık biri değilim."

Jimin anında ellerini alfanın yanaklarına koydu. Teni çok güzeldi. İçini ısıtıyordu. Alfanın yanaklarını okşamaya başladı.

"Sakın öyle söyleme. Nasıl kendini hor görürsün? Beni hor görmeni anlayabilirim ama bunu kendine yapmana kaldıramam. Sen kusursuzsun alfam. Nasıl olur da sevilmeye layık olmadığını söylersin? Kurdum seni seçmişken bunu bize nasıl yaparsın?"

Jungkook yumuşak dokunuşlar altında eriyordu. Birine kendini açmamalıydı. Kendinden ödün verip onun karşısında böyle sakin kalmamalıydı fakat kurdu buna izin vermiyordu.

"Çok fazla kötülük yaptım. Beni saymalarının nedeni benden korkmaları omega. Burada pek sevildiğim söylenemez."

"Ben severim seni. Neler yapmış olman umrumda değil. Seni öyle bir severim ki başka kimsenin sevgisi yanına bile yaklaşamaz. Sadece bize izin ver."

Tıpkı omeganın kurdu gibi kendi kurdu da onu seçmişti. Kurdu tıpkı kendisi gibi asiydi. Onunla yaşadığı tüm anlaşmasızlıklar sonuncunda biri hayatını kaybediyordu.

Hayatında ilk defa biri karşısına çıkmış ve sevmek için izin istiyordu. Hayatında ilk defa ne yapacağında bu kadar kararsızdı. İlk kez tabularını bu şekilde indirmiş ve bir omegaya bu kadar tolerans göstereiyordu. Dostlarının omegaları hariç...

Omeganın söylediklerini kurduna bağladı. Doktorun omeganın kurdu için söyledikleri aklında yankılanırken sakin kalmaya devam etti. O kurdunu hissedip kendisini açmıştı. Kurdu eşini bulup kendisini omagaya açmıştı. Peki kendisi kurdu onu bu kadar isterken ne yapacaktı?

Bodiless | Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin