İyi okumalar (:***
Gecenin karanlığına dışarıdan gelen uluma sesleri ve evin içinde yankılanan inleme sesleri eşlik ediyordu. Alfası evlerine bir yabancıyı sokmuş ve saatlerdir kendi odalarında o işi yapıyordu. Kendisiyle değil bir başkasıyla...
Jimin yandığını hissetti. Ete ve kemiğe bürünmeyen bu bedeni lime lime oluyordu. Biri gelip dokunabilse oracıkta yıkılır kalırdı. Boğazına oturan yumru ve gözlerinin yanmasıyla dondu kaldı.
Tüm bunlar kurdunun yukarıda ki alfaya olan ilgisinden kaynaklandığını düşündüğü dakikalar içerisindeyken aniden midesine giren sancı ile iki büklüm oldu. Kendisine neler olduğunu açıklamaya dili varmıyordu. Neden oluyordu bilmiyordu hiçbirini kavrayamıyordu.
Yavaşça üst kata süzüldü aralık kapının arasından sızan ışığın önünde durdu. Gücü yoktu bakmaya gücü yoktu hiçbir şeye...
Zorlanarak kafasını kaldırdı ve odanın içerisine doğru baktı. Alfası o çocuğun üstünde çırılçıplaktı. Hemen kafasını çevirip aşağı doğru yeniden süzüldü. İnleme sesleri yoğunlaşırken kendi gizli olan bodruma sığınmaya gitti.
Eli kulaklarında bir ileri bir geri süzülüyordu. Duymak istemiyordu Jimin. Alfasının sesinin bir başkasına karıştığını duymak istemiyordu. Haberi yokken darıldı ona küstü sonra da alfasına. Nasıl evlerine bir başkasını alabilmişti? Kendisi burada günlerdir onu beklerken nasıl bir şey olmamış gibi o kapıdan bir başkasıyla gitmişti ?
Eğer nefes alabilseydi ciğerlerinin hava ile dolmasını istemezdi. Alfası bir başkasını nefesi ile doldururken kendi şuracıkta nefessiz kalmaya razı olurdu. Ağlamak,haykırmak ve insanı olan ne varsa yapmak istiyordu. Acısını içine atmak istemiyordu.
Atmayan kalbini paramparça eden adamın acısını yaşıyordu. Kendine lânetler etti varlığı bile yoktu ki burada alfasına sitem edebilme hakkını kendi kendine vermişti." Sen kimsin ki ?" Dedi kendi kendine.
"Sen kim oluyorsun da ondan hesap sorabileceğini düşünüyorsun?"
"Kim oluyorsun da kurdunun ona olan ilgisi yüzünden kendine lanetler ediyorsun?"
"Bir bedenin bile yokken onun altında kendinin olması gerektiğini nasıl düşünüyorsun?"
"Aptalsın Jimin."
"Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum değil mi ?"
"Eğer hak etseydim banada yaşama şansı verilirdi değil mi ?"
"Neden yalnız olmak zorundayım?"
"O kadar insan içinden neden ben?"
"Tanrım eğer yukarıdaysan eğer var isen gör beni,gör ve bana bir şans ver."
"Yaşamamam için bir şans ver."
"Onunla olabilmem için beni gör tanrım. Onu bana bağışla lütfen."
Jimin'in hayatında ilk kez kendisine bu kadar isyan etmişti. Zaten alfa geldiğinden beridir sürekli ilklerini yaşıyordu. Vücudunda kendi bell eden sızı bunun büyük bir göstergesiydi. Kurdu onları gördüğünden beridir için de acı ile ulumasına devam ediyor ve canını yakıyordu.
Kasıklarının kasılması ve üyesinin sızlamasıyla birlikte beyninden vurulmuşa döndü. Bedenini hissedebiliyordu lâkin bu kez derinden gelen bir şeyler vardı.
Kasılmaların artması ile birlikte iki büklüm olup inlemeye başladı. Vücudu tir tir titriyordu ve ensesinde ki kaşıntı beynine varana kadar yakıyordu. Elini ensesine götürdüğünde tam mühür yerinin kaşınıp,sızladığını anladı. Bunca zamandır duyduğu kelimeleri ve gördüğü acıları yaşıyordu. Üstüne üstlük neden olduğunu bile bilmiyordu.
Karnında ki tuhaf sızı dakikalar geçtiği halde bitmek bilmiyordu. Sızı kendini her saniye daha da belli ediyor ve arttıkça artıyordu. Üyesi şaha kalkmış bir at misali kendini göstermekten çekinmiyordu.
Kurdu kendisine yalvarıyordu. Alfasına gitmesini diliyor ve acılarını ortadan kaldırmak istiyordu. Kurdu sanki bilmiyordu alfasının üst katta kendinde geçmiş bir vaziyette başkasını inlettiğini. Buna rağmen nasıl bir yüzsüz olup da hâlen onu diliyordu ? Gerçi aklının bir ucunda bu istek ona hiç de kötü bir fikir olarak gelmemişti. Asıl yüzsüz olan kendisiydi...
Arkasından gelen sıvıyla Jimin bugün kaçıncı şokunu yaşadığını bilmiyordu. Deliğinden bir şeyler süzülüyordu. Elini arkasına götürdü ve deliğinin etrafında dolandırdı. Eline bulaşan ıslaklıkla çığlık attı. Neydi bu ? Kendinden sıvı gelmişti ve onun akışkanlığını hissetmişti. Seoyon teyzenin tansiyon aletinin yanında olmasını ve kendi tansiyonunu ölçmek istedi çünkü şuan hiç iyi hissetmiyordu.
~
Alfa kızgınlığın getirmiş olduğu açlıkla altında ki adamının içine iyice gömüldü. Acı çekmesini umursamıyordu. Hoseok yıllardır her kızgınlığın da onun kuklası olmayı kendi tercih etmişti.
Altında ki kıvrımlı vücudu ters çevirip dizleri üstünde durması için ona zaman tanıdı. Bir beta olmasına rağmen kıvrımlı vücudu omegalarla yaraşır vaziyetteydi. Terli alnını Hoseok'un sırtına yaslayıp hızlı vuruşlarına devam etti. Betanın acı bir şekilde inleyişini umursamadı. Bugün kızgınlığının ilk günüydü ve kimsenin acısını umursayacağını zannetmiyordu. Gerçi kızgınlıkla olmasa bile durum onun için pek değişmezdi.
Alfa hareketlerine devam ederken burnuna gelen kokuyla birlikte durdu. Yoğun feromon kokusu altında ki çıplak bedene rağmen onu çıldırtmaya yetmişti. Hoseok'un kokusu kesinlikle değildi. Kızgınlığa yeni girmiş omega kokusu evin her yerini çilek ve çikolatayla donatmıştı. Alfa koku sayesinde yandığını hissetti...
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodiless | Jikook ✔️
FanfictionBir bedeni yoktu fakat aşkı için her şeyi yapmaya hazırdı. #Jikook #mpreg #omegaverse Yan shipler; Taegi Namjin Yugseok