24

3.3K 309 181
                                    

İyi okumalar (:

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

***

Alfanın elleri omeganın çıplak bedeninde dolanırken, boynuna bıraktığı mührün üstüne ıslak öpücüklerini bırakıyordu. Jimin, alfasının elleri altında titrerken kendini ona daha çok bastırdı. 

Sevgisi ve özlemi asla dinmiyordu. Şuan onun kollarında olsa bile Jungkook'u kaybetmekten çok korkuyordu. Kendisini yeniden terk etme düşüncesi asla dinmiyordu. 

"Jimin'im." Alfasının sesi kulaklarına ilahi gibi çalarken, boynuna daha fazla sarıldı. Kendini alfanın erkekliğine iyice itiyor ve sesli inlemelerini bırakıyordu. 

Jungkook'un elleri bu sefer hasret kaldığı bedenin karnına dolanmıştı. Çıkık karnıyla öylesine deli gibi kendini bastırıyorken, alfa o sırada bebeklerini seviyordu. 

"Çok güzelsin. Ah- sikeyim çok güzelsiniz." 

Jimin'i hızla altına alıp, dudaklarını bu sefer tüm vücudunda gezdirmeye başladı. Sırada ki durak kendini belli eden karına geldiğinde gülümsemesini durduramadı. Öpücüklerini orada bırakıp, omegasının kahkahalarla gülmesine sebep oluyordu. 

Jimin kafasını karnına yaslamış olan aşkının saçlarını okşarken ağlıyordu. Bu mutlu anında ağlamak da nereden çıkmıştı böyle? Ağlamak istemiyordu. Hasret kaldığı adamın koynunda soluklanmak ve oradan ayrılmamak istiyordu. 

Bıraksalar tüm hayatını orada geçirebilirdi. Buna hiç düşünmeden yemin edebilirdi. Hayatında sadece alfası ve bebeği varken daha ne isteyebilirdi ki? 

"Seni seviyorum Jimin, sizi o kadar çok seviyorum ki buna ben bile inanamıyorum. Sakın benden gitmeyin bebeklerim, eğer giderseniz babacık çok üzülür. "

Jimin sarsılarak ağlarken rüyasından zorda olsa uyanabilmişti... 

O kadar gerçekçiydi ki, rüya olduğu için lanetler etmeye başladı. Yeniden o rüyaya dönüp bir daha uyanmak istemiyordu. 

Onu çok özlemişti. O kadar çok özlemişti ki artık nefes alırken bile zorluk çekiyordu. Onsuzluk hem kendisine hem de kurduna çok ağır geliyordu. 

Koskoca üç ay geçmişti... (3 months later) 

Bebeği gün geçtikçe kendini belli ederken, onun yokluğu da yerinde yeller estiriyordu. Özlemini bastırmak için sürekli kendini oyalamaya çalışsa bile gece yatağa girdiğinde aklına hep o geliyordu. 

Acaba iyi miydi? 

Canı yanıyor muydu? 

Eğer burada olmuş olsaydı, beni bulmaya çalışır mıydı? 

Sorunun cevabını bilmesine rağmen, başka bir ihtimal olması için her seferinde umutlanıyordu. Gerçi sonucun hep hüsran bir şekilde bitmesine alışmıştı. Sadece onsuzluğa alışamıyordu.

Alfalar savaşa gitmişti... 

Namjoon üç ay önce gelip bir akşam sürü savaşı olduğunu ve gitmesi gerektiğini söylemişti. Liderleri savaş başlaşmıştı. Hem de yok yere girilen bir savaştı bu şuan için. Gerçi ona göre alfaları erken karar vermeseydi daha sonra hezimete uğrayan kendi sürüleri olurdu.

Vahşi alfalar ve onlara katılan bazı sürüler, boş durmuyor ve onlara karşı gelen köyleri yakıp, yıkıyordu. Fazlaca masum can orada tehlikedeyken, Jungkook sürüsü ve çevre sürülerinin adına karar vermiş ve savaş başlatmıştı. Onları kendi topraklarının yakınına bile yaklaştırmayacaklardı.

Bodiless | Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin