25

3.4K 283 139
                                    

İyi okumalar (:

***

İki insan birbirlerini uzun zaman sonra görünce ne yapmalılardı? Jimin, umutsuzca aşık olduğu adamı karşısında görür görmez dolan gözlerini saklamalı mıydı? Jungkook, kokusuna hasret kaldığı ve kurdunun kendine omegası olarak gördüğü bu küçük bedeni gördüğü an titrediğini belli etmeli miydi? 

Aydınlık hava birden kararırken onun aksine kararmış gönüllerin içinde doğan ışık neyin göstergesiydi? Tüm hayatı boyunca hasret kaldığı olayların ardından aşkı bulan küçük beden için kavuşmak imkansız mıdır? Bir mucize olup içine düşen tohumun diğer yarısı karşısında durmuş, mucizelerine bakarken sakin kalamıyordu. 

Tüm vücudu titrerken, özlemin ağırlığı canını yakıyordu. Bebeğinin babası tüm ihtişamıyla karşısındaydı. Bu anın geleceğini tahmin ediyordu. Elbet göreceklerdi birbirlerini değil mi? Onun topraklarındayken, ondan saklanmayı sonsuza kadar sürdüremezdi. Peki ya bebeğini ondan sakladığı için kızar mıydı?

O kadar süre aşağılanmış ve görmezden gelinmişti. Sevdiği adam kalbini ellerine alıp onu paramparça etmişti. Şimdi neden halen güzel günler için umut ediyordu. Umut tepelerine güneş olarak doğabilir miydi? Ona küsmüş olan küçük beden onu affedebilir miydi? 

Alfa takılı kalan gözlerini yavaşça kapatıp derin bir nefes aldı. Bu bir rüya olmalıydı. Onun burada, bu şekilde ne işi vardı? Kurdunun özleminden kendini heba ettiği omeganın burada ne işi vardı? 

Hasretle omeganın gözlerine bakarken yavaşça ona adımlamaya başladı. Jimin nefessiz bir şekilde olduğu yerde donakalmıştı. Alfasının önünde eğilip elini karnına, bebeklerine götürdüğü ana kadar akmak için bekleyen gözyaşlarını daha fazla tutamazdı. 

Ömrünü adayabileceği adam, hasret kaldığı adam, nefesini kesen adam, bebeğinin babası olan adam şimdi karşısına geçmiş bebeklerini hissediyordu. 

"Bu benim. Benim değil mi?" Jungkook'un çatlayan sesiyle daha fazla kendine hakim olamayıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. 

"Bana cevap ver! Kes zırlamayı ve bana cevap ver!" Alfa istemeden sert ve yüksek çıkan sesiyle içinden kendine kızarken, ağlaması daha da şiddetlenen omegasıyla yeniden nefes alamadığını hissetti. 

Jimin dayanamayarak karnında ki eli itip, alfanın omuzlarına güçsüz yumruklarıyla vurmaya başladı.  

"Git buradan. Lütfen artık bana acı çektirme." Omeganın güçsüz sesiyle kafasını yere eğip derin bir nefes aldı. Sakin olmalıydı. 

"Bak güzelim, onun benden olduğunu bilmeye ihtiyacım var." Jimin'in ağzı şokla açılırken sinirlerine halim olmaya çalışıyordu. Nasıl gelip bunu söylemeye cüret edebilirdi? Bunu nasıl yakıştırabilirdi? 

Jungkook öfkesinden ağzından çıkan lafları kulağı sonradan duyarken daha fazla pişman olmak istemiyordu. Sadece onun ağzından duymaya ihtiyacı vardı. O karnında kendi bebeğini taşıyordu, biliyordu bunu fakat yinede ya değilse düşüncesini kafasından atamıyordu. Kurdu onu paylaşamazken onun başkasına gitmiş olma düşüncesi kendisini çıldırtıyordu. 

"Bunları nasıl söylemeye cüret edersin? Sen kendini ne sanıyorsun? Bana daha fazla acı çektirmene müsade edemem. O benim anladın mı? Senin değil." 

"Onu benden nasıl saklarsın? Bunca zaman boyunca burada mı saklandın?" Jimin sinirinden alayla gülerken, artık ona boyun eğen omega olmak istemiyordu. 

"Beni kovup, aşkımı görmezden gelerek ayrıca beni ölümle tehdit ettikten sonra nasıl gelebilirdim? Benim bir gururum var." Bu sefer alayla gülen alfa olurken yeniden ağzından çıkanı kulağı duymuyordu. Pişman olacaktı. 

Bodiless | Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin