🎶A Great Big World-Say Something🎶❥
"Şimaaağğğl" diye sabah sabah cırlayan Kumsal. "Kulağımı sağır ettin kızım ne cırlıyorsun?" diye sabah sabah söylenen Ayça.
2-3 Dakika sonra odamın kapısı açılarak içeriye birileri girdi. Kesin Ayça and Kumsaldı. Çok zekiyim kahretsin. "Şimal kalk lan." dedi Ayça ve beni dürttü. Kumsal ise, "Şimağğl" diye cırladı.
"Lan Kumsal cırlama."
"Ee kalkmıyor Ayçaşkım yahu!" kıçımı dönerek uyumaya devam ettim. Derin bir sessizlik oldu. Kim bilir ne planlıyorlardı adiler.
"Abilerin eve kız atmış." dedi Kumsal. Ayça ise, "Ne diyorsun ya?" dedi. Görmesem de kafasına vurduğu kesindi. "Öyle şey ettim." biri ofladı. "Ay başlayacağım şey etmene. Mal! Hah buldum! Lan Aras'ın burada ne işi var?"
Bunu duyunca direk zıpladım.
"Ne? Buraya mı gelmiş lan bu ırz düşmanı sapık." Jeton 8 köşeli tabi beni kandırdıklarını geç anlamak. Lonot. "Kız. Hadi kalk alışverişe gidiyoruz akşama karaokeye gidiyoruz."
Yüzümü buruşturarak yatağıma çıkmaya çalışan Şila'yi aldım kucağıma. Evet Şila benim yavru küçük minik bebeğim. Kendisi daha 4 aylık. Yengem bana hediye etmişti. Köpekleri çok seviyorum evet. Gerçi köpekleri kim sevmezdi?
"Hadi kalk lan hazırlan." dedi Ayça.
Kızları bir süzdüm. Ayça, siyah yüksek bel bir kot üzerine ise beyaz bir kazak giymişti. Ayağında ise siyah bileğine kadar gelen botları vardı. Kızıl saçlarını tepeden toplamıştı.
Tarzsın işareti yollayıp Kumsal'a baktım. Altına beyaz bir kot, üzerine de açık pembe bir kazak giymişti. Ayağına o da bot giymişti. Saçlarını düzleştirip açık bırakmıştı. Onada tarzsın işareti yollayıp dolabımın karşısına geçtim.
10 dakikanın sonunda siyah uzun çorap giyerek siyah bir etek geçirdim üstüne. Koyu yeşil bir kazakta giyerek üzerine siyah bir ceket giydim. Altına bende bot giydim çünkü eksik kalamazdım. Şekerli parfümümden sıktım. Karpuzlu parlatıcımda tamamdır yavrum.
*Meyveli yoğurt olmaya hazır.* İç sesi takmayın. Çünkü toka değil.
Kızlara döndüm. "Hadi gidelim."
❥
Uzun uğraşlar sonucu izin alıp alışverişe gelmiştik. Önce bir kahvaltı yapıp alışveriş yapmaya başladık. Tahminimce 2 saattir de dolaşıyorduk. "Kızım şu mağazaya da girelim mi?" dedi Kumsal ve bizi döndü.
Ayça Kumsal'a, 'Yetmez mi salak?' bakışı attı. Kumsal da ona, 'Yetmez yavrum' bakışı attı. Ayça da, 'Dayak yiyeceksin' bakışı atınca bu sefer Kumsal, 'Ama lütfen' bakışı attı. Kimse tutmadı. Çünkü top değildi.
"Yada yemek mi yesek? Ben açım." dedi Ada. Bende kapaım. Hahahahaha. Gül, gülsene! Aşırı komik değil miydi? Lan gül! Karanfil? Ok.
Ada'yı hepimiz onaylayıp hamburger yemek için McDonald'a girdik. Niye? Çünkü ben iki porsiyon hamburgerle anca doyardım. Siparişlerimizi verip yerimize oturduk. O sırada etrafı inceleme fırsatım olmuştu.
Çocuğun yemek yedirmeye çalışan anne yiyişen çiftler derken yanımızda biri durmuştu. Bizi süzüp geri gitti. Amaç yavrum?
"Şimdi bu Deniz mevzusunu bana daha detaylı anlatacak mısınız?" gözüm adamlardaydı. Her an bizi çağırıp, "Siparişleriniz hazır!" diyebilirdi ve buda önemli bir konuydu. Ada ise bizimle sadece alışverişe gelmek için gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DELİ
Humor"Yavaş yesene kızım! Önünden alan mı var pastayı?" kafamı salladım. "Var, sen! Hayvan gibi herifsin silip süpürürsün sen şimdi bunu!" gülerek kafasını iki yana salladı. "Çocuk gibisin varya, her tarafını çikolata ettin." dedi. Gözlerimi kıstım ve do...