❥"Lan kapat şu alarmı!" diye bağırdı Ayça. Az bağır namussiz. Yatakta dönerek örtüyü kafama çektim. Sabahın köründe kalkamam anam ben. "Alarm kurmadım ki ben." dedi Kumsal. Tövbe Bismillah.
"Ne lan o zaman bu ses." diye tekrar bağırdı Ayça. Bir şey derdim de fesat falan anlarsınız. Demiyim en iyisi. "Öcüler geldi." deyince ben Kumsal, "Sus deme öyle!" diye çıkıştı.
"Susun lan iki dakika." diye bağırdı Ayça tekrar bilmem kaçıncı kez. Alarma benzeyen ses kesilmişti. Tövbe, neydi o öyle. Fakat birden biri çığlık atınca anın şokuyla yataktan düştüm.
"Allah belanı versin Kumsal!"
Bu kamp bana ne mi kattı? Sakatlık! Sakatlanmayan, morarmayan bir yerim kalmadı ki! Kafamı kaldırdım. Kumsal elini kalbine götürdü. "Ne işin var senin burada?" tekrar yatağa çıktım.
Tuvaletten Cenk çıkmasın mı?
"Lan? Nasıl girdin odaya?" elindeki çekici omzuna attı havalı danonem. "Kapıdan girdim kankalarım. Açtım ve boşluktan içeriye girdim." mantıklı. "Ne işin var banyoda?"
Kumsal Hanım tuvalet diyemez banyo der kibardır o.
"Duvara fotoğraf astım. Danone yiyen beni. Sıçarkende beni hatırlarsınız artık. Şimdi gidip Arasların odaya asmalıyım." bana öpücük atarak odadan çıktı.
Some weird morning momentin arkasından örtüyü tekrar çektim. "Deniz mesaj atmış. Ben kaçar kızlar kahvaltı da görüşürüz." dedi Kumsal ve üzerine bir şeyler geçirmek için dolabı açtı. "Siktir git lan." dedi ve yastığı kafasına bastırdı Ayça.
Yarı açık gözlerimle Kumsal'a baktım. "Hangisi? Bu ceket mi? Yoksa diğer ceket mi?" esneyerek ceketlere baktım. Yarım ceketti ikiside. Tek farkları biri siyah biri beyazdı. Elimle siyah olanını gösterttim. "Siyah." kafasını salladı ve hızla tuvalete girerek kapıyı vurdu.
"Amk susun bir lan. Uykum kaçtı zaten." diye tekrar bağırdı Ayça. Kovala ozaman.
Ayça küfür ede ede yataktan kalktı ve saçlarını bağladı hızla. "Gerizekalılar. Uyuyamam ki ben artık. Bari hazırlanayım da bende geleyim." sen anamıza babamıza küfür et sonra sırf Batuhan'ı göreceğin aklına gelince kalk hazırlan.
İt Ayça.
Sesli söylemeye götüm yemezdi ki. Ağzıma sıçardı. "Şimal kalk bari sende uyumazsın artık." götümü döndüm ve örtüyü kafama çekerek gözlerimi kapattım.
Bak bakalım nasıl uyuyorum.
-Yarım saat sonra-
"Şimal."
Biri bana sesleniyordu. Kim bilmiyorum ama sesleniyordu. "Şimal kalk güzelim kahvaltı vakti." kimsin sen. "Ben rüyamda yaptım kahvaltı." saçımla oynamaya başladı. "Rüyanda neler yedin?" burnumu kaşıdım.
"Halil İbrahim sofrası vardı." gülme sesi geldi. "Badem şekeri var mıydı?" badem şekerini duyunca hafifçe gözlerimi araladım. Bana gülerek bakan Arasla karşılaştım.
"Kıza bak. O kadar güzel söz söyledik, sadece badem şekeri deyince kalkıyor." örtüye daha sıkı sarıldım. O da elini geriye çekti saçımdan. "Ne arıyorsun burada?" ağzımdan bu çıktı aynen.
"Kızlar yolladı. Hala uyanmamışsın. Aslında su dökecektim kafandan aşağıya böyle buz gibi ama ölmek için fazla yakışıklıyım. Malum." esnedim. "Sabah bir porsiyon ego yemişsin yine."
"Sende rüyanda bir porsiyon ukalalık yemişsin yine." elimi salladım. "Yerim ben. Afiyet bal şeker olsun bana." güldü. Ranza pek yüksek değildi zaten o da ayakta duruyordu ve kollarını yatağa dayamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DELİ
Humor"Yavaş yesene kızım! Önünden alan mı var pastayı?" kafamı salladım. "Var, sen! Hayvan gibi herifsin silip süpürürsün sen şimdi bunu!" gülerek kafasını iki yana salladı. "Çocuk gibisin varya, her tarafını çikolata ettin." dedi. Gözlerimi kıstım ve do...