26- 'Sebepsiz yere..'

296 8 1
                                    

Merbaba, cancanlar. Bölümünüz geldi, sıcak sıcak okuyun. Afiyet olsun.

*Multimedya= Behram ve Maiolaine.
Bölüm şarkısını multimedya olarak yükleyemedim, bir sorun çıktı. Ama buraya yazıyorum.
Bölüm şarkısı=Zakkum 'Gökyüzünde'

~keyifli okumalar~

Behram'dan

Uçaktan inip kalacağım otelin önüne geldiğimde şehrin gri havasını içime çektim.
İçeri girmeden etrafıma baktım, Fransa'nın ünlü oteli olmasada idare ederdi.

Etrafımda yürüyüp duran ve ben sürekli konuşsam boğazımın acımasına sebep olacak kadar gırtlaktan konuşan insanların arasından geçip otele girdim.

Bu Fransızların 'g' ve 'r' lerle sorunları neydi acaba?

Derin'den

Elimde ki onlarca askıya bir tane daha ekleyerek bana sürekli kıyafet uzatan arkadaşıma ofladım.

"Bunları bi deneseydim Ebru." Beni hiç duymamış gibi konuşmaya başladı.

"Hayır anlamıyorum ki. Neden Aşkım evleniyor?"

Bunu ona ilk söylediğimde bayağı gülmüştü. Şaka yapmadığıma inandırmak için abime çok aşık olduğunu falan söylemiştim.

" Ebru, beni bi dinler misin? Taşıyamıyorum artık bunları." Elimde ki elbiseleri gösterdim. O ise hararetle yeni elbiseler bakarak neden yarın evlendiklerini soruyordu.

"Ebru! Allah aşkına bi dur artık." Yanyana dizilmiş elbiselerin arasından çekilerek bana döndü.

"Bana sakin olmamı söylemeye falan kalkma! Arkadaşımın evleneceğini öğrendim ben, farkında mısın?" Oflayarak nefes verdim.

" Hayır yani Derin, bir de Aşkım hamile falan deseydin tam olurdu! Zaten Aşkım'ın yüzünü gören cennetlik!"

" Öyle."

"Ne öyle? Cennetlik miyim?" Çok salaksın Ebru.

"Aşkım hamile. O yüzden evlenmek için bu kadar acele ediyorlar." Bana şizofren biriymişim gibi bakıyordu.

"Ebru?" Anlamaya çalışarak başını kaşıdı.

"Kim hamile?" Sanki çok gizli birşeymiş gibi fısıldayarak söylemişti.

"Aşkım."

"Gerçekten artık sizi anlamıyorum." Bana arkasını döndü ve giyinme kabinlerine doğru yürümeye başladı.

"Artık neye inanıp neye inanmayacağımı bilmiyorum." Bir kez bağırarak kızdıktan sonra 2 saat söylenmeye devam eden anneler gibiydi. Beni umursamıyor gibi davranıyordu ama konuşup duruyordu.

"Bunca zaman neden benim haberim olmadıysa!" Söylenmeye devam ederek kabinin içine beni iktirdi. Giyinmem için kapıyı çarparak kapattıktan sonra ben kilitleyemeden kapıyı araladı.

Başını aralanmış yerden uzatarak sordu.

"Kaç aylık hamile?" Dudağımı ısırdım. Keşke bütün bunları aynı günde öğrenmeseydi.

"9." Kapıyı hızla açtı. Kabine girip kapısını kilitledikten sonra bana döndü.

Bir kabinde ikimiz duruyorduk.

"Nasıl 9 aylık, doğması gerekmiyor mu?" Elimdeki kıyafetleri kabinin duvarına takılmış askıya astım.

"Doğacak zaten. Doktor 1 hafta kaldı demiş."

En  'Derin' denHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin