5- "-Küçük beyimiz"

753 25 5
                                    

Merhaba :) , biraz geç oldu ama sonunda yazabildim, keyifli okumalar.

Bu şarkı babasına herkez gidermi diye soran Derin için : Cem Adrian - Aylin Aslım HERKES GİDER MI? ben yazarken bunu dinledim sizde okurken dinleyebilirsiniz

* multimedya Derinin elbisesi

Behramın ağzından;

Gökyüzünde uçan martılar, önümde dalgalanan deniz, yüzüme sertçe vurup geçen rüzgar ve yanımda oturmuş yüzünden mutluluğu belli olan bir kız vardı.

  Huzuru bulmuş gibiydi yanımda duran bu güzel kız. Benim aksime aradığını bulmuş gibiydi, samimi bir arkadaş...

  Ben ona ne kadar yaklaşmaya çalışsamda o ben yaklaştıkça beni uzaklaştırdı kendinden. Çok yakın olmamalıydık ona göre, bana göre de öyleydi aslında ama yapılması gereken birşey vardı ve bunu tek başıma yapamazdım, yardım almak zorundaydım. Ve hiçbir şey karşılıksız olmazdı, insan doğasına aykırıydı karşılık istemeden yardım.

  Şimdi bende Derin'i kendime aşık etmeliydim, bu çok zordu bana göre. Ben daha önce kimseyi kendime aşık etmeye çalışmamıştım, aşık olmasına da izin vermemiştim zaten, bana göre bir kızın yanımda durma süresi en fazla 2 belki 3 gündü, hatta gün değilde gece bile olabilirdi. Ama Derin asla öyle düşünmüyordu, onunla tanıştığımız o kokteylinin üstünden 4 ay geçmişti ve o bana evleneceği adamın özelliklerini anlatıp duruyordu.
Belkide fark etmişti benim öyle biri olmadığımı ve bu yüzden bana uzak davranıyordu. Ben ona göre tam bir arkadaştım, güvenilir bir sırdaş.

Derinin ağzından;

Seni seviyorum, seni hep sevdim ve sana verdiğim sözleri hep tuttum, en azından tutmaya çalıştım. Senin doğru dediklerini yaptım ve yanlış dediklerinden uzak durdum sen varken de yokken de... Ama emin olamıyorum baba. Acaba şuan bir yanlışın içindemiyim? Hayat yine benimle oynuyormu yoksa?

Birine bağlanıp onu kaybetmek istemiyorum. Onun üzüntüsüne üzüleceğim, onun gidişiyle yine yerlebir olacağım bir kişi daha istemiyorum baba.

Bana söyler misin?

Beni kurtarır mısın?

Küçükken olduğu gibi yine kahramanım olur musun benim?

Ona güvendim babacığım, ben ona inanıyorum. O beni gerçekten seviyor. Ona bağlanmak istemiyordum ama galiba çoktan bağlandım.

Görüşürüz birtanem, haftaya yine geleceğim. Sana herşeyi anlatacağım tamam mı? iyi yada kötü herşeyi anlatacağım, söz.

~~~

"Derin , Deriiin hadi kızım, hadi kalk artık!"  Melahatımın okulda ne işi vardı be hemde herkez sınıftayken, dur bi dakika etraf bulanıklaşıyor. Kör oldum hiçbiryeri göremiyorum, odamda mıyım? Nasıl yani?

" Aa ama Derin gözlerini dinlendiriyorum demiştin, kalk hadi düğüne geç kalacaksın."

Hepsi bir rüya mıydı yani, ne kadar gerçekçiydi. O zaman Melahat sultanda sınıfta değildi, beni uyandırmak için odama gelmişti sadece haha.

Melahatım ben yataktan kalkalana kadar başımda beklemişti ve bende kalkmak zorunda kalmıştım.

Melahat sultan dışarı çıkınca annemle, sevgili üvey babamın evlenecekleri düğüne hazırlanmak için bir duş aldım ve lacivert uzun elbisemi üzerimden geçirdim.

Sırtı açık bir elbiseydi bu yüzden Melahatıma saçlarımı ördüreceğim, abartılı saçları hiç sevmedim zaten.

Melahatım gelip saçlarımı ördü ve yüzüme biraz allık sürüp gitti. Bu kadar makyaj yeterli olurmuş, öyle dedi Melahat sultan.

Şoförün dışarıdan korna çalmasıyla gitme vaktinin geldiğini anlamıştım, ama daha Alper gelmemişti. Onu çağırmıştım halbuki, bir davete sevgilimle gitmeliydim değil mi?

Siyah topuklularımı ayağıma geçirdim, çantamı elime alıp aşağı indim. Salonda da Alper'i göremeyince Melahatım'a sordum.

"Alperi çağırmıştım, hala gelmedi mi Melahat sultan? " Kapıyı göstererek cevap verdi,

"Geldi güzelim dışarıda, çok yakışıklı olmuş bu arada küçük beyimiz." derken muzipçe gülümsemişti. Ona sıkkın bir yüz ifadesi ile fısıldadım,

"Onunla ciddi düşünmediğimi söylemiştim sana Melahat sultan, lütfen böyle anlamlı anlamlı şeyler söyleme."  Bana şaka yaptığını belli eden bir ses tonuyla,

" Peki peki tamam, hadi geç kalacaksın kızım." dedi

Son kez hoşçakal deyip Melahatımın yanaklarını öptüm ve dışarı çıktım. Alper hemen kapının arkasında duruyordu, ve gerçekten çok yakışıklı olmuştu. Ben yanına gidince dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"Çok güzelsin hayatım, tıpkı bir çiçek gibi." dedi.

  Bana hep çiçek gibi derdi ve ben bunu hiç anlamamıştım, nerem çiçeğe benziyordu ki benim? Bende ona muzipçe gülümseyerek karşılık verdim;

"Sizde çok yakışıklı görünüyorsunuz bayım." O da bana gülümsedi ve elini belime yerleştirerek beni şoförün açtığı kapıdan arabaya binmem için hafifçe iktirdi. Ben binince o da arabanın etrafında dolaşarak diğer kapıyı açtı ve arabaya bindi. Böylece düğünün olduğu salona doğru yol almaya başladık.

Salona vardığımızda Alper yine elini belime yerleştimişti ve salona bu şekilde girmiştik, ama hiç düşünmediğim bir şeyle karşılaşmıştım.

  Behram'ın önce bana sonra Alper'e bakan yeşil gözleri ve hayalkırıklığına uğramış yakışıklı yüzü..

¤ bölümün sonu ¤

En  'Derin' denHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin