12- Uçkuruna düşkün pislik!

519 13 5
                                    

Selâmün aleyküm :) bu bölüm biraz karışık oldu sanki ama ben sevdim. Kararı size bırakıyorum.

Bu bölümün şarkısı : adele SET FARE TO THE RAIN multimedyada var.
Resimdekiler : Behram ve Suzan

☆keyifli okumalar☆

Boşvermek.

En basiti değilmi işte? Boşverince daha kolay oluyor. Olmuyormu? Kendini kandırmak mı oluyor yoksa? Kendini kandırmakta bir kaçış yolu değilmi aslında? Ruhu isyan edince ona cevap veremiyor insan. 'Yeter artık bana eziyet etme!' Diye bağırınca söyleyecek birşey bulunmuyor.

Peki akıl? Akıl ve yüreğin aynı fikirde olduğu bir an olacakmı?

Zihin bize çektiğimiz acıları hatırlatırken kalp güzelliği istiyorsa hangi tarafı seçmeliz? Bir cevabı olacakmı aklın bize? Kalp 'aşk' diye atarken akıl susarmı hiç? Akıl ile kalp kavga ederken ruhumuz kanayacakmı yine? Ben alıştım acıya diyorsa kalp, Akıl kazanmışsa oyunu... O ruh artık beslenebilir mi saf sevgi ile? Ya kalp kazanırsa? Akıl terk eder mi bedeni? 'Ben artık yokum!' dermi?

" Senin yanındı aşkın mevsimi, yağmurla gelen huzur gibiydi."

▪ ▪ ▪

Su damlalaları saçlarıma sakince damlarken adımlarımı yavaşlattım. Başım önüme eğikti ve spor ayakkabılarım minik su birikintilerine giriyordu. Cebimde telefon titreyince ellerimi oldukça yavaş bir şekilde ceketimin ceplerinden çıkardım ve kotumun arka cebindeki telefonu aldım. Gözlerimi devirerek gelen oyun bildirimine baktım. Gereksizdi. Telefonumu yine cebine sıkıştırdım. Behramla 6 gündür konuşmuyorduk ama kavga etmemiştik, ben onu aramıyordum ve o beni aramıyordu. Sabırsız öpüşmemizden sonra gittiğinden beri umursamamaya çalışıyordum. Sanki doğduğumdan beri yanımda o vardı. O olmadanda pekala yaşayabilirdim. Ayrıca arkadaşımın çektiği şeyleri düşünürsek benimkisi çokta önemsiz kalıyordu. Saçlarımı parmaklarımla geriye doğru tarıyarak yüzümden çektim. Yanımdan topallayarak geçen köpeğin uzaklaşmasını izledim. Köpek önümden giderken gözlerimi trafik lambasına çevirdim ve yayalar için yeşilin yanmasını bekledim. Trafik lambasında hareket eden yeşil adamı görünce hareketlendim ve daha karşıya geçemeden olduğum yerde durdum. Gözlerimin beni yanılttığını düşünerek yeniden bakarken korna sesiyle sıçradım ve koşarak kaldırıma çıktım. Ben aniden olayı idrak edince kan beynime sıçradı.

Uzaktaki duvara yaslanmış kız benim üvey kardeşim Suzandı. Peki onu duvara yaslayarak sıkıştıran kimdi!

Benim sevgilimmi!?

Hızlı adımlarla onlara yaklaştım ve kızgın gözlerle onlara bakmaya başladım. Beni fark etmediklerinde daha çok yaklaştım ve bağırdım ;

"Lanet olsun burda ne oluyor!" Suzan bakışlarını bana çevirince dudağının yanını yukarı doğru kıvırdı ve kaşlarını alayla kaldırdı. Gözlerimin içi öfkeyle yanmaya başlayınca Behram'a baktım, o zaten bana bakıyordu. Onu gövdesinden iktirdim ve yüzüne doğru tısladım.

"Demek beni orda öylece bırakmanızın sebebi buymuş Behram bey!"
Ellerimle yol veriyormuş Suzanı gösterdim.

"Ama onu seçmekte haklısın. O seni daha çok eğlendirir." Cümlemi sesimi kısarak sonlandırdım.

"Onda hertürlü numara vardır, değilmi Suzan?" Suzan bana umursamazca bakmaya devam ederken ona yaklaştım ve yapay sarı saçlarını tutarak aşağı doğru çektim.

" Geber!" Onu bırakıp hızla yürümeye başladım. Arkamdan Behramın küfür savurmasını duydum.

Beni üvey kardeşimle aldatıyordu!

En  'Derin' denHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin