YILDIZ #wattys2019

28.BÖLÜM "SORUNLU"

Billie eilish - Greatest Hits 2019

♡(◉-◉)♡  ♡(◉-◉)♡  ♡(◉-◉)♡ 

Kısacık saçlarımı hızlıca taradıktan sonra küçük bir tokayla önümdeki saçları tutturdum. Ardından dolaptan beyaz bir tişört ve siyah dar pantolonumu bulup giydim. Belime de ince bir ceket bağladım. Havalar biraz tuhaftı bu aralar. Bir an da kararıveriyor ve yağmur yağıveriyordu. Hazırlıklı olmakta fayda var o yüzden.

Bugün kendime vakit ayırmaya söz vermiştim. Kaç zamandır kafamı dinlemek için tek başıma dışarı çıkmamıştım. Böyle zamanlarda ne mi yapıyordum? İşte piknik alanlarının en üst kısımlarına tırmanıyor etrafı seyrediyordum. Tabi bunun dışından tek başıma kafeye gidiyor bir şeyler içiyordum. Eğer param varsa birkaç parça kıyafet alıyordum. Sakin bir yer bulduğumda kulaklığımı takıp kitap okuyordum. Daha yaptığım çok şey var da saymaya üşendim.

Kulaklığımı ve okuma kitabı boyutunda minik çantamı alıp aşağı indim. Bu aktiviteleri yapmak için de erken kalkmıştım. Evet ben ve erken kalkmak farkındayım biraz garip bir ikiliyiz.

Telefonumun saati 8.30'u gösteriyordu. Mutfaktan ağzıma zaten gelince kahvaltı yaparım düşüncesiyle birkaç lokma bir şeyler attıktan sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Kulaklığımı takıp spotify'dan Billie Eilish çalma listesini açıp yürümeye başladım. İnternetim çok bolmuş gibi Spotify açıyorum sanabilirsiz ama abime yalvar yakar aldırdım. Yoksa hayatta internetimi açıp müzik dinleyemem valla.

Piknik alanına giden otobüse bindikten sonra boş bir yer bulup oturdum. Gözlerimi kapatıp başımı filmlerdeki gibi cama yasladım. Yaslamamla birlikte saniyede 9751 defa başımı cama çarpmam bir oldu. Ya bir cool cool takılamıyorum. Evren bana 'sen cool olamazsın' diye mesaj gönderiyor resmen. Aaa mesaj demişken anneme mesaj atıyım da kadıncağız meraklanmasın.

Gönderilen: Annecimm
Mesaj: Ben yürüyüşe çıktım. Endişelenmeyin sakın. 12 gibi gelirim büyük ihtimalle. Kahvaltıya beni beklemeyin. Ben gelince yerim patatesim.

Telefonumu bıraktım ve önce otobüsü sonra etrafı incelemeye başladım.
Otobüste benim dışında taş çatlasın on kişi vardı. E tabi tatil olunca öğrencilerde olmuyor. Mis gibi bomboş oluyor otobüs. İzleniyormuşum hissi oldu bir an. Vallahi biri bana bakıyor. Önden kimse zaten arkası dönük değildi. Yavaşça arka çaprazımda oturan çocuğa baktım. Gözlerini ağır ağır kaçırdı benden. Sanki dışarıyı seyrediyormuş gibi yapmaya başladı. Gülüyor mu o yoksa ben mi öyle görüyorum. Ay Allah'ım millet deliye hasret ben akıllıya. Bir tane normal insanla karşılaşmam ki ben zaten. Kaşlarımı çattım ve tekrar önüme dönüp dışarıyı izlemeye başladım.

İnsanların çoğu bir yerlere yetişmeye çalışıyordu. Kimi işine gidiyordu kimi arkadaşlarıyla buluşmaya. Kim bilir neler düşünüyorlardı? Kimin ne derdi vardı? Hangi biri hayatından memnun değildi?

Ben bunları düşünürken otobüs, piknik alanına yaklaşmıştı. Zaten piknik alanının önüne kadar gitmiyordu. Yani bu inmem gerekiyor demekti. Hızlıca dur düğmesine bastım. Durağa yanaşana kadar da çantamı aldım ve kapının önünde bekledim. Kapı açılınca aşağı inmemle temiz, ağaç kokulu havanın ciğerlerime dolması bir oldu.

İlk işim büfe gibi bir marketten su ve atıştırmalık birkaç şey almak oldu. Minnak çantama suyumu ve atıştırmalıkları koyunca cüzdanıma yer kalmadı. Yav keşke piknik alanı yakın olsaydı da bisikletimle gelseydim. Gerçi o zaman tepeye tırmanamazdım. Aman neyse artık. Cüzdanımı da tepe tepe çantamın içine katınca çantam çok komik bir hâl aldı. Sanki ağzına marşmelov tepmiş biri gibi gözüküyordu. Kendi kendime güldükten sonra çantamı 'inşallah yolda molda kopmaz' diyerek taktım. Valla rezil olurdum öyle bir şey olursa.