{twenty-nine} Paris'e Gidiyoruz!

221 38 26
                                    

Herkeze selammm sskksks diğer bölüm duygusaldı bu bölümde korku romantik olucak siz vote vermeyi unutmayın!! Ve yorum ee hadi başlayın!!! Multi louisin eli diksks dövmeleri kapattm siz onu Barbaranın eli bilin sorun olmaz :) ;)

♥♥♥♥♥♥♥♥

6 MART 2014

1Hafta Sonra;

Barbara'nın ağzındoan;

Aradan 1 hafta geçmişti, harry iyileşmiş sadece başında ağrı olduğunu söylüyordu. Yüzündeki kızarıklıklar,morluklar,şişkinlikler gitmişti tanrıya şükür! Benim ise doğumum yaklaşmıştı 7 buçuk aylık oldu neredeyse. Harry dışarı çıkmıştı bende uzanıyordum, kapı çaldı ve ayaklarımı nihayet soğuk olan parkelere basarak bir penguen misali yürümeye başladım. Ayaklarım soğuk ile buluştuğunda derin bir 'oh' çektim, ayaklarım yanıyordu resmen! Kapı daha fazla çalmadan elimi kapının koluna getirdim ve nazikçe kapıyı açtım harry gülümseyerek içeri girdi elinde bişeyler vardı, ama ben pek tahmin edememiştim. Acaba ne almıştı? Merakla saçlarımı yukarıdan topuz yapıp, oturdum deri kanepeye. Ellerimi omzuna yerleştirdim ve merakla 'aşkım bunlar nedir? Neden hemen apar topar çıkıp gittin?' Tırnaklarımı avcumun içinde güçlü bir şekilde sıkmaya başladım, elindeki şeyleri yanımızdaki boşluğa sunarak söze başladı sevinç ile 'bebeğim biliyorsun ki 1 hafta önce çok şey yaşadık hemde fazlasıyla şeyleri, kötü iyi herşey. Ve ben bu yaşanan herşeyi unutmak için bir tatil ayarladım.' Ah gerçekten mi romantik kocam benim! Dahada çok merak etmeye başlamıştım 'Sadede gel harry!..' dilini damakları ile şıpırdattı 'Aşkım sevineceğinden %100 eminim ve bunu duyunca boynuma atlayacaksın, evet bugün ilk uçakla saat Akşam 7:34'te
Paris'e Gidiyoruz!!!!!

Paris'e mi gidiyorduk! Gerçekten mi? Kucağına oturdum eliyle belimi kavradı ve beni süzdü iyice
'Seni çok ama çok seviyorum, seni seviyorum Harry bunu unutma şuanda yanımdasın ve bana bakıyorsun ya... bu_bu bambaşka.' Kesik kesik nefesler alıp veriyordu, kasılmıştı altındaki sertliği hissediyordum 'Oh Tanrım! Bende seni çok seviyorum bitanem!' Tek eliyle hamle yapıp dudaklarını ona yaklaştırmamı sağladı, kısık sesle konuşuyorduk duyabileceğimiz kadar. 'Öp beni!'
Dudaklarımdan zar zor çıkıyordu kelimeler, heleki harry'nin altımda olan şişmiş ve sert bir hâle gelmiş koca penisi. 'Ow' diye inledi yüzüne baktığımda ise terlemişti, yavaşça doğruldum ve harry'e baktım
'Hayatım saat 4:50 hadi hazırlanalım o Eyfel Kulesi'ni görmek için sabırsızlanıyorum! Ben bi banyoya gireyim, sende kendi bavulunu hazırla ben çıkar çıkmaz sende girersin tamamı?' Oda doğruldu ve bana baktı ve geniş bir şekilde gülümsedi gamzeleri ortaya çıktı, onun gamzeleri öyle güzel ki bedeni fiziği o dokunuşları, saçları, kokusu, tümüyle bir tanrıçaydı o tanrı gibiydi ona tapıyorum resmen. Harry'e öpücük atıp yukarı çıktım, kapının kolunu çevirip açtım. Üstümü çıkardıktan sonra kirliliğe attım, tokamı açtım ve banyoya girdim. Suyu açtım 'Ow!.' Soğuk suydu vücuduma çarpınca soğuk su bi an vücudumda refleks oldu, su ile yüzümü yıkadım ve devam ettim banyo yapmaya...

》》》》》》》》

Barbara'nın ağzından devam; bornozu geçirdim üzerime, çıktım banyodan. Saçlarım öyle güzel kokuyordu ki derin bir ^oh^ çektim ve dolabı açtım diz üstü bir elbise ama çok tatlı bir elbise kolları boldu ve çok rahat olacağıma %100 eminim.
Çıkardım ve yatağın üstüne koydum saçımı havluya sardım diğer üstümdeki bornozla üstümü kuruladım, artık giymeye hazırdım. Üstüme geçirdim giymiş oldum elbiseyi çok güzel oturmuştu ve çok şeker durmuştu üstümde, biraz utansamda.
Fermuarını kapatamamıştım harry'i bekleyeceğim o yapar sanırım, pembe tavşanlı çorabımı giydim ve ayaklarıma baktım çok tatlılardı bunları nedense giymeye kıyamıyordum. Vücudum rahat etmişti gerilmişti ve rahatlamıştım gerçekten de, saçlarımdaki kısa havluyu çıkardım ve makinaya attım. Kapıyı araladım 'Hayatım ben çıktım artık sende gel bekliyorum seni' ayak sesi geldi sanırım merdivenlerden çıkarak buraya geliyordu, gülümsedim ve yatağın ayak ucundaki küçük koltuğa oturdum. Harry içeri girdi o çoktan soyunmuştu wow! Yapmayın ama o tek tek kusursuz işlenen dövmelerine bakın Tanrı Harry'nin üstünde baya çalışmış olmalı şuna bak tam bir başyapıt! Tanrı gurur duymalı! Kasları, dövmeleri ah! Tanrım neyse bu kadar yeter çünkü her an bu karşımda dikili sırıtan başyapıt'ın yüzünden ölebilirim. Yanıma usulca yaklaştı alnını alnıma yasladı ve alnımı öptü ' 'Çok sexisin hemde tatmin ettiğimden de çok aşkım! Ah tanrım annen seni nasıl doğurdu hangi tarifle!' Başımı öne eğdim 'Hık demiş çıkmışım! Harry bundan ne var tanrı aşkına!' Dememle kahkaha atmaya başladı
'Ahahah! Tanrım seni yiyebilirmiyim?' Tek eliyle belimi kavradı ve yatağa yatırdı, dudaklarımı emmeye başladı. Sanki dudaklarımın tadını tatmak istercesine! Nefessiz kaldık ve ayrıldık. 'Imm bebeğim dudaklarının tadı...' yandam gülümsedi.
'Hadi koca adam saat 5:12 daha yemek yiyeceğiz acıktım sende banyoya gir bende o arada bavulları hazırlayıp, yemek hazırlayayım.' Kabinin kapısını açarak seslendi "Tamam güzelim yarım saate kadar çıkarım görüşürüz'' dedi ve kapıyı kapatıp girdi, gülümseyerek bende bavulları çıkardım harry kendisininkini çoktan hazır etmişti. Bende elbiselerimi spor tarzı, gecelik, çorab :dd bazı romantik geceler için bikaç sexi hamilelik elbiseleri. Götürmekte fayda var doğrusu ,) düzenli bir şekilde yerleştirdim ve fermuarını kapattım.
Sıra geldi çantama küçük şirin bir kol çantam vardı onada su, gözlük, telefon şarj aleti, fotoğraf makinesi koyacağım. Aşağıya indim ah biraz uçağa binecek için stres yapıyordum. Mutfakta fazla oyalanmak istemiyordum yoksa geç kalabilirdik,
Çekmeceden iki orta boy sandwich ekmeği ve bıçak çıkardım ekmeğin orta kısımlarını kestim ve doğrama tahtasının üstüne koydum. Kendime peynir marul ve domates koyacağım, harry'e ise sucuklu yapacağım ımm o bayılır böyle şeylere, domatesleri ekmeğe sığacak şekilde doğradım ve o sırada elimi kestim 'Ah!' Elim çok kanıyordu. Harry'e göstermek istemiyordum abartıyor herşeyi o yüzden, acıyordu ama pek hissetmiyordum. Elimi bir süreliğine peçeteye sardım ama çok kanıyordu, sardıktan sonra elimi, suçuğu dolaptan çıkardım onlarıda dikkatli bir şekilde doğrayarak tavaya biraz yağ koyup attım pişmeye başlamıştı, ah sonunda piştikten sonra biraz ekmeğin arasına marul koydum ve üstüne ise sucukları dizdim 'Ah mükemmel gözüküyor!' Iki sandwich hazırdı. Elim sızlıyordu gerçekten çok derinden kesmişim 'ah ne kadar sakarım!' Ayak sesleri duyunca sustum ve mutfağın camını açtım ah saçlarım ne kadar güzel uçuşuyordu hava tatlı tatlı esiyor ve benim uykumu getiriyordu, esnedim ve havaya baktım harika bir havaydı güneş bulutları sanki esir almıştı. Camı açık bırakacağım biraz ev havalansın değilmi? Arkamda hafif dokunuş hissettim ve kıkırdadım.
'Bebeğim? Imm mis gibi kokuyor ne yaptın bakalım'
Kendimi ona çevirdim ve dudaklarına hafif bir baskı uyguladım ve öpüp geri çekildim 'Nefiss Barbara usulü sandwichler Bay Styles!!' Harry baktı ve kıkırdadı bende onun bu haline kıkırdadım.
'E hadi o zaman yiyelim artık benimki neli?' Elimle sucuklu orta boy sandwic ekmeğini ona nazikçe uzattım o ise eline oyuncak veren çocuklar gibi güldü. kahkaha attım' Ahahahaha! Harry seni çok seviyorum!' Tam ona sarılmaya harekete geçecekken elime sardığım kanlı peçete düştü. Harry yere baktı lanet olsun! Hâlâ elimden kanlar damlıyor! Harry bana baktı şirince gülümsedim, ama o ciddi bir şekilde bakıyordu. 'Bebeğim, eline ne oldu tanrı aşkına çok kötü kesmişsin. Neden bana söylemedin!' Yanağına hafif bir baskı uygulayarak öptüm 'Harry, aşkım sana söylemek istedim sen üzülürsün abartırsın diye söylemedim hem acımıyor. Sen yanımdasın ya...' bana bir mesafe daha yaklaştı ve burnumun hizasında durdu 1 santim vardı aramızda elimi sildi ve öpücük kondurdu 'Seni seviyorum, bebeğim seni seviyorum!' Gülümsedim ve hiçbirşey demeden sadece dudaklarına sert bir baskı uyguladım ve öpmeye başladım o ise dudaklarımın arasından güldü ve oda karşılık vermeye başladı. Dudaklarını bıraktım ve küçük bir öpücük kondurdum yine dudağına öptüm, dudakları ıslak olduğu için öpünce içimde kelekbekler uçuyordu sanki. 'Bende seni çok amaçok seviyorum, seni öyle seviyorum ki!' Kıkırdadı 'güzel bayan, hadi gel elini tentürdiyot ile silelim ve yara bandı yapıştıralım yoksa elin mikrop kapabilir karımın kötü olmasını istemem' gülümsedim ve oturma odasına gittik acil durum çantasını getirdi ve pamuğa tentürdiyot döktü ve elime nazikçe yedirmeye başladı gerilmiştim 'Ah, acıyor ow!' Elimi tutunca sustum bana o koyu yeşil gözleriyle baktı utanmıştım, gözlerimi ondan kaçırdım.
'Barbara, bebeğim bitti' sıkıca sarıldım 'Çok teşekkür ederim kıvırcığım seni seviyorum!' Ayağı kalktı elini bana uzattı, kalktım 'Parmağın acıyormu?' Güvenilir ve emin bir şekilde baktım 'Aşkım acımıyor merak etme tamamı ben iyiyim, hadi artık çıkalım geç kalabiliriz bu arada Harry?'
Sandwich'i yiyordu lokmasını yuttuktan sonra bana baktı 'Efendim güzelim?' Bende kendi ekmeğimden bir lokma aldım ve yuttuktan sonra söze başladım
'Şey ben elbisemin fermuarını kapatmaya yetişmedim, kapatırmısın acaba?' Ayağa kalktı ve ellerini ilk önce sırtımda gezindirdi, sertçe yutkundum. Ellerini elbisemden içeri sokup ellerini sütyeni'min içerisine soktu ve göğüslerimi avuçları arasına aldı 'Imm,Harry!' yüzümü ona çevirdim boynumu emmeye başladı, göğüslerimin uçlarıyla oynuyordu parmaklarıyla kasılmıştım hemde çok,
' Barbara, kasılma güzelim gevşe' dudaklarımı dişlerimin arasına aldım 'lanet olsun, ah! Acıyor yapma!' Ellerini geri çekti ve fermuarımı kapattı.
Kırmışmıydım onu? Ama_ama benim canım yandı ben ona kızmadım ki! Harry'nin yanına usulca geldim 'Harry?' Yüzüme bakmadan konuştu 'söyle, evet?' Ellerimi ellerine kenetledim ' seni seviyorum harry bunu biliyorsun değilmi? Sadece canım yandı refleks oldu diyelim ama öyle ustaca davrandın ki, ben_ben özür dilerim harry' Gözlerim dolmuştu ağlayabilirdim her an. Yüzüme bakmadım telefonu ile oynuyordu saat 6;35'ti yarım saate havaalanında olurduk, bana bakmıyordu onu gerçekten üzdümmü? 'Harry, bana bak!' Yüzüme baktı. Siyah giymiş olan gömleğine yaslandım, gözyaşlarım gözlerimi esir almıştı. 'Aşkım, ne olursun lütfen kızma bana lütfen yapma böyle ben seni çok seviyorum hemde çok canım yandı sadece ama ben sana kızmadım aşkım, yemin ederim ki kızmadım sana inan bana lütfen bana kızmanı kırgın olmanı küs olmanı istemiyorum. Hem seven insanlar küsermi?' Bana baktı ve gülümsedi 'Güzelim, sen ağlıyormusun?' Ona baktım gülümsedim onunda gözlerinin içi gülüyordu 'Y-yok iyiyim ağlamıyorum gerçekten s-sen beni affettinmi?' Alnımdan öptü
'Sana doyamıyorum, sana kıyamam sana kızarmıyım hiç sadece benden özür dilemeni seviyorum bebeğim lütfen ağlama.' Sıkıca sarıldım ve seslice ağlamaya başladım sesim boğuk çıkıyordu 'Çok özür dilerim harry, bana küsme tamamı seni çook seviyorum. Seni çok seviyorum, seni seviyorum aşkım!' Çok ağlıyordum eğer Paris'e gitmeseydik harry'nin koynunda uyuyabilirdim.
'Aşkım, seni seviyorum bende seniçok seviyorum hadi bak yoksa Paris'e gidemeyeceğiz ahaah!'...

Kaçış|| H.S Fanfic||  #Wattys2015 {düzenleniyor}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin