BÖLÜM 12

885 246 120
                                    

Y/N:BU BÖLÜMÜ Dukeofkent13 İTHAF EDİYORUM..OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.EN KISA ZAMANDA GÖRÜŞMEK ÜZERE :) Y/N:2:ŞİMDİ FARKLI BİR ŞEY YAPIP WATTPADDA TANIŞTIĞIM VE KİTABINI SEVEREK OKUDUĞUN KİŞİNİN KİTABINI ÖNERECEĞİM ADI DİLERİM (FANTASTİK) YAZAR EcenazElvrdi BENCE OKUYUN DEĞİŞİK VE GÜZEL YAZIYOR.EĞER KİTAP ÖNERMEME DEVAM ETMEMİ İSTİYORSANIZ YORUM YAPIN :) (aslında kitaplarımızdaki bir bölüm ortak olacaktı ama farklı tarzlarda yazdığımız için olmadı.umarım onunla aynı türden yazan biriyle ortak bölüm yazar ve ona şimdiden başarılar diliyorum...)NEYSE BU KADAR YAZAR NOTU YETER İYİ OKUMALAR :) :)

Karan'ın arkasından mahzen gibi bir yere indiğimde etraf karanlık olduğu için hiç bir şey göremiyordum ama içeriye hakim olan yoğun toz ve küf kokusu nefes almamı zorlaştırmıştı.Karan sonunda tavanda asılı duran lambanın zincirini çekerek açtığında karanlığa alışmaya başlamış olan gözlerim birden ışığın açılmasıyla acıdı.Acıyı azaltıp gözlerimin aydınlığa alışmasını kolaylaştırmak için gözlerimi kırparak görüşümü netleştirdiğimde tam anlamıyla bir kez daha şok oldum...

Acıyı azaltıp gözlerimin aydınlığa alışmasını kolaylaştırmak için gözlerimi kırparak görüşümü netleştirdiğimde tam anlamıyla bir kez daha şok oldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çün..çünkü bu odadaki duvarları hepsi hiç boşluk bırakmaksızın resimlerle doluydu ama buradaki resimler yukarı odadaki resimlerden farklıydı.Durduğum yerden ayrılmayarak etrafımda bir tur döndüm ve duvardaki resimleri inceledim.Farklı yaşlarda,farklı kilolarda,farklı görünüşlere ve farklı cinsiyetlere ait çeşitli boyutlardaki resimler duvara asılmış ve siyah renkteki iplerle birbirlerine adeta iç içe geçmiş örümcek ağları misali bağlanmışlardı.Resimleri incelemeyi bıraktığımda odadaki kapının sol tarafına üst üste yığılmış şekilde duran , üstü sanki uzun süredir bakılmadığını belli etmek istercesine ince bir toz tabakasıyla kaplanmış dosyaları fark ettim.O tarafa doğru ilerleyip kırmızı rengi solmuş , kenarları zamana yenip düşüp yıpranmış dosyalardan birini elime alıp incelediğimde "lanetli koyda" kafasına kurşun sıkarak intihar etmiş 60 'lı yaşlarda bir adamın dosyası olduğunu anladım.Dosyayı aldığım yere geri koyunca ( altındaki diğer dosyalarda tahminimce orada intihar eden diğer kişilere aitti ) bakışlarımı artık asıl odak noktam olması gereken kişiye çevirdim.Karan ise bana arkası dönük şekilde eline nereden aldığını bilmediğim kalemi dudaklarına doğru ritmik hareketlerle sallayıp resimlere bakıyordu.O kadar dikkatli odaklanmıştı ki resimlere benim varlığımı unutmuş gibiydi. Sanki resimlerdeki kişilerin canlanıp ona her şeyi anlatmasını bekliyor gibiydi.Bana bakması için boğazımı temizlediğimde bakışlarını bana çevirdi. Yüzüne bana bir şeyler açıklaması için beklentiyle baktığımda anladığını belli edercesine yandan bir gülüş takınarak konuşmaya başladı. "Sana söylemiştim bunca zamandır yaptığım araştırmalar işe yarasın diye...Neyse kardeşimin intiharından sonra (biliyorsun ki ben buna hiç inanmamıştım. ) kendi alanımda emniyetten bağımsız şekilde araştırmalarıma devam ettim.Sonuçta bende polistim ve bu dosyalara erişim hakkım vardı.İşin tek kötü yanı katil hakkında buradaki dosyaları ne kadar baştan sona defalarca incelesem de hiç bir şey bulamadım.Yani beni katile götürecek olan kişi sen olacaksın Kayla.." deyince bende ona "Bir şey soracağım.. yanlış hatırlamıyorsam 3 yıldır buralardan uzaksın ama baktığım dosya bir yıl önceye ait onları nasıl almayı başardın." dedim. Bana yüzündeki gülümsemesini alaycı hale getirip "Kolay emniyette bana yardım eden başka biri daha var o dosyaları ben olmasam da buraya getiriyordu..Ta ki ben tekrar buraya dönünceye kadar . Soruna cevap verdim şimdi sıra bende bana kendini anlat Kayla . Asıl sen nasıl birisin,ailen, arkadaşların kimler , nerede çalışıyorsun.." dedi ve kaldığı yerden sorularına devam etti "Ailemi tanımıyorum" bana ne demek istiyorsun dercesine bakınca açıklamama kaldığım yerden devam ettim. "ailem ben daha bebekken beni yetimhaneye bırakmışlar . Yani kim olduğunu bilmiyorum.İlerleyen zamanlarda Sarah ile tanıştım işte benim ailem Sarah oldu .Ve önceki bende kitapçıda çalışan kendi halinde biriydi. Bu kadar işte 26 yıllık hayatımın özeti.. " dedim. "Pekala nerede ve ne zaman kaçırıldın, hafızanın yaşadığın şeylerin ne kadarını hatırlamadığını öğrenmek için soruyorum bunları" derin bir nefes alıp benim hayatımı değiştiren o dönüm noktasını ona anlatmaya başladım. " Sarah'ın arkadaşının Eskapar adındaki bir mekanda partisi vardı ve bende davetliydim. Tarihse 21 Ekim 2015'ti..Partiden sıkılınca hava almak için dışarı çıkmıştım ve boynumda keskin bir acı hissedip gözlerim kararmıştı . Ondan sonrada gözlerimi zaten hastanede açmıştım ve yaklaşık olarak da 3 ayı hatırlamıyordum..ama" dün hatırladığım anı aklıma gelince duraksadım "Ama "diye beni tekrar yineledi cevap vermem için "Hani sana bazı tetikleyiciler olunca hatırlıyorum dedim ya sana. Dün bu zarf bana gelince kısa süreli bir sinir krizi geçirdim ve etrafındaki her şeyi dağıtmaya başladım en son bir bardağı elimde kırınca" daha önce fark etmediği sargılı elimi ona gösterdim ve başımı yere indirip kaldığım yerden anlatmaya devam ettim . "Kan unuttuğum bir anımı tetikledi ve kaçırıldığım ilk günü hatırladım.Eski ve kirli bir depoda ellerim ve ayaklarım bağlı şekilde sandalyede oturuyordum ve ona beni bırakması için yalvarıyordum. O ise kalın ve metalik sesiyle beni bırakmayacağını ve 2 ay kadar onunla kalacağımı söylüyordu.." sözümü kesip "Kayla onu bana tarif edebilir misin ?" Sorusuna karşılık ona baktığımda gözlerinde umut parıltıları oluştuğunu görsem de o umudu yok edecek cevabı söyledim. "Üzgünüm yüzünü görmedim çünkü kendini karanlıkta gizlemişti." dedim.Bu sefer o derin bir nefes alıp verdikten sonra "Peki madem başlangıç için bunlar yeterli ve sakın unutma artık yalnız değilsin" dedi güven verici gülümsemesiyle ve daha sonra karşımda durmayı bırakıp dosyalara doğru ilerledi. Eline aldığı dosyayı bana uzatarak" yapacak çok işimiz var "dedi. "Orada kaç dosya var." dedim yığın haline gelen dosyalara bakıp "Yaklaşık olarak 50 dosya.Onları senin yardımınla kategorileyeceğiz ve katilin kurban profilini belirleyeceğiz bu da şu demek oluyor birlikte sabahlayacağız.."dedi ve işine geri döndü. Ben de elime dosya alıp kendime oturabileceğim bir yer bulduktan sonra incelemeye başladım.

*************************************************

Elindeki neşteriyle kadının vücuduna çeşitli şekillerde yaralar açan SİYAH kadının daha fazla çığlık atmasını istiyordu.Çünkü çığlıklar ona dünyaca ünlü bestekar Beethoven 9.senfonisi gibi geliyordu.Ama çığlıklar atan kadın kısa sürede yorulup bayılınca elinde neşteriyle kala kaldı SİYAH...Hadi ama bu kadının sevgili SİMİRNA' kadar dayanıklı olmadığını biliyordu fakat bu kadar erken bayılacağını da tahmin etmezdi.Sanırım bu kadınla daha çok işi vardı.Sonuçta onu küçüğü için hazırlıyordu ve her şey mükemmel olmalıydı.Kadını o halde bırakıp çeşitli boyutlardaki oyuncağıyla dolu masasına ilerledi.Eline aldığı SİYAH zarfa koyacağı resmin arkasına bir şeyler daha yazdı ve içine bir bileklik atarak zarfı kapattı. Daha sonra depodan çıktığında şafak vaktiydi ve bu vakit havanın en soğuk olduğu zamandı.Dışarıdaki soğuk hava SİYAH'ı selamlarken SİYAH ise onun karşılamasını memnuniyetle kabul etti . Daha sonra geldiği orman yolundan geri gitti.Sevgili küçüğünün oradan ayrılmadığını biliyordu.Eve ulaşınca herhangi bir ses çıkarmadan kapıya zarfı sıkıştırdı.Acaba ona bıraktığı küçük hediyeyi görünce ne yapacaktı. Onun vereceği tepkiyi hayal ederken bile yüzünde oluşan ölümcül gülümsemesine engel olmadı ve oradan ayrılıp gölgelerle kaplı dünyasına geri döndü . Sonuçta güneş onun gölgelerde saklı kalmasını zorlaştırıyordu....
















SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin