BÖLÜM 19

704 149 355
                                    

         Y/N:  İNANAMIYORUM 10K 'YI GEÇTİK HEPİNİZE ÇOK AMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.İYİ Kİ VARSINIZ... BU BÖLÜMÜ BENİM İÇİN DEĞERLİ OLAN OKULARIMDAN  mortal72 VE  artbrush İTHAF EDİYORUM ..UMARIM BEĞENİRSİNİZ.OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM... VE UFAK BİR RİCA EĞER KİTABIMI BEĞENİYORSANIZ ARKADAŞLARINIZA ÖNERİN VE DAHA BÜYÜK BİR AİLE OLALIM :) ;) :) ;) :)



           Bakışlarım uzun süre dolunayda takılı kalırken artık vaktin gece yarısı olduğunu haber vermek istercesine saat ürkütücü bir şekilde ses çıkartınca kendime geldim.İçimde kötü bir şey olduğuna dair his gittikçe daha da büyürken bu saate kadar ne Karan'dan ne de bir başkasından haber almamış olmam sanki bu hissimi kanıtlar nitelikteydi.Pencere pervazına oturup evi incelemeye başlarken evin dışından gelen araba sesi ile hızla evden dışarı çıktım.Ve kapıyı açtığımda karşılaştığım kişi Karan değildi...

        Karşımda benden bir kaç yaş büyük görünen sarı saçlı, mavi gözlü , karakteristik yüz hatlarına sahip bir bayan duruyordu.İkimizde aynı anda birbirimizi inceledikten sonra ilk konuşan o oldu."Evimde ne arıyorsun ve izin verirsen evime girmek istiyorum "dediğinde tüm bu süre zarfında onu içeri almadığımı fark ettim. Kenara çekilip eve geçmesi için alan sağladığımda eve girdi.Bana bakıp "cevap versen artık evimde ne arıyorsun." diye tekrar sorduğunda "tabi ..beni Karan getirdi ve beni burada bekle dedi.Senin evin olduğunu bilmiyordum." dedim.Bana bakıp rahatsız edici bir şekilde kahkaha attıktan sonra "öyle mi..acaba onu aramayı neden denemedin küçük kız" diye söylediğinde bu söze karşı sinirlensem de rahat bir tavırla "eğer telefonum yanımda olsaydı kesinlikle arardım..sen en iyisi o güzel aklını kendine sakla çakma sarışın "dediğimde o bozulduğunu saklamak yerine öfkeyle yüzüme baktı ve "Karan'ın senin gibi biriyle ne işi var acaba daha ışıkları bile açmayı akıl edemiyorsun "dedikten sonra lambayı açıp telefonuyla birini aradı.Tahminimce bu kişi Karan'dı.

          Kadının yüzü gittikçe endişeli bir hal alırken telefonda başka şeyler daha yaptıktan sonra tekrar kulağına götürdü."Peki.....tamam ...anlıyorum o yerin adresini alabilir miyim ? "deyip kağıda bir şeyler karaladıktan sonra "teşekkür ederim.."deyip aramayı sonlanırdı.Hızla dışarı çıkıp kırmızı renkteki arabasına bindiğinde bende hemen onu arkasından arabaya bindim.Bana tek kaşını kaldırıp "ne yapıyorsun" diye sorduğunda "bak beni burada bırakmayacaksın. Tahminimce bu Karan'la ilgili bu da şu demek oluyor bende sen nereye gidiyorsan oraya geliyorum..."dedim ve emniyet kemerimi taktım. "Artık arabayı çalıştırsan diyorum"diye konuşmama devam ettiğimde kafasını olumsuz anlamda sallayıp arabayı çalıştırdı.Böylece yolculuğum tanımadığım bir kadınla başlamış oldu...

         Yolculuk devam ederken elime bir kağıt tutuşturup "bu adresi biliyor musun çünkü Gökhan ( memur ) abi Karan'ın buraya gittiğin bana söyledi" dediğinde kağıtta yazana baktığımda tüm kanımın çekildiğini hissettim çünkü bu benim evimin adresiydi."Evet hemde çok iyi biliyorum" dedim ve yolu tarif ettim.Bakalım beni ne bekliyor diyen iç sesimle....

        Eve gelip kapının aralıklı şekilde bırakıldığını gördüğümüzde yanımdaki kadın kolumdan tutup "bekle "diye fısıldadıktan sonra çantasından silahını çıkardı ve şimdi anlamında kafasını salladığında kapıyı tamamen açtım.İçeriye girip lambayı yaktığımda o yukarı kata çıkarken bende elime aldığım tahta sopayla salona doğru yürüdüm ve benim için hazırlanmış olan sürprizle olduğum yerde kaldım.Salonun duvarına kanla "MEYDAN OKUMAN KABUL EDİLMİŞTİR KÜÇÜĞÜM... "yazıyordu ve bunun yanı sıra hançerle duvara gri kağıda sarılı kalbi sabitlemişti. Açıkçası ben bunun kimin kanıyla yazıldığını ve kalbin kime ait olduğunu bilmek istemesem de gözlerim bana ihanet edercesine kanı takip ediyordu..En sonunda görmek istemediğimi gördüğümde dizlerim artık beni daha fazla taşıyamadı ve olduğum yere yığıldım.Kanı halıma akan ölü bedene doğru emekleyerek hareket edip yanına ulaştığımda yerde yatan kafasını dizlerime koyup avuçlarımla yüzüne dokundum.Yüzü ölümün soğuk nefesini hissetmişçesine soluk ve soğukken hala olayı idrak edemeyen beynimle "Tamer" diye fısıldadım."Hayır ..hayır..Lütfen..lütfen bu da yine o lanet kabuslarımdan biri olsun" diye dua ederken içeri giren kadının çığlığıyla bunların kabus olmadığını anladım ve görüşüm bulanıklaşırken ruhumu karanlığa yavaşça teslim ettim..

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin