BÖLÜM 15

755 187 226
                                    

Y/N:BU BÖLÜMÜ WATTPADDA TANIŞTIĞIM VE HİKAYESİNİ ÇOK BEĞENDİĞİM lifeisdrunkk İTHAF EDİYORUM. UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ.HİKAYE HAKKINDA Kİ YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI BEKLİYORUM :) HAFTAYA GÖRÜŞÜRÜZ :) ;) :)

Dün gece uyumayıp yarım kalmış olan kitabımı bitirdikten sonra elimdeki kitabı eski yerine bıraktığım sırada saatin 07:00 olduğunu gördüm.Yatağımdan kalkıp penceremin kapalı olan perdelerini açarken sanki bunu yapmam için bekleyen güneş ışığı da odamdaki karanlığı ateşiyle yavaş yavaş yakıp yok ettiğinde uykusuzluktan yorgun düşen gözlerimde bu yakıcılık dan nasibini alıp yüzümü buruşturmama neden oldu. Daha sonra ağır hareketlerle duş almak için banyoma ilerledim.Dün gece çıkarmadığım kıyafetlerimi bir kenara fırlattıktan sonra duşun sıcaklığını en düşük seviyeye getirdim.Soğuk su baştan aşağıya doğru ıslak hatlar çizip sıcak olan vücudum üzerinde akarken hissettiğim tek şey hiçlikti.Kaç dakika ya da kaç saat bu şekilde durduğumu bilmesem ve daha uzun bir süre bu şekilde durmak istesem de bir süre sonra psikologla olan randevuma geç kalmamak için soğuk suyu kapatıp duştan çıktım. Bornozumu üzerime geçirdikten sonra gözlerim aynadaki yansımama takıldı ve aynaya doğru ilerleyip karşımdaki yansımam üzerinde parmaklarımı dolaştırdım.

Hatırlıyorum da omzum da ki SİMİRNA dövmesini fark ettiğim gün bana farklı gelen tek şey yara almış olan vücudumken, bugünkü iyileşmiş vücudum bana eskiyi anımsatsa da (dövme dışında) gözlerine baktığımda artık ruhumun da ne kadar farklı olduğunu anladım.Sürekli kendime artık eski ben olmadığımı , hayatta kalmak için mücadele edeceğimi ve hatırlamadığım biriyle savaşmam gerektiğini kendime yineleyip, güçlü kalmaya çalışsam da hep , bu kanlı oyun bittikten sonra eski bene döneceğime dair elimde tuttuğum , kimseye göstermediğim kristalden yapılmış bir kelebek vardı ve ben içimde kalan tüm umut kırıntılarımı onun kanatlarına yüklemiştim. Ama bilmediğim ve acı bir şekilde öğrendiğim tek şey ise kelebek kristalden yapılmış bile olsa ömrünün bir günlük olduğuydu . SİYAH benimle iletişime geçtiği ilk gün , o kelebek elimde bin parçaya ayrılıp geri dönülmez bir hale gelse de ben bir yandan SİYAH ile savaşırken bir yandan da inatla kelebeği kırık parçalarını birleştirip kanatlarındaki umut kırıntılarımı geri getirmeye çalışıyor ve etmem gereken vedayı olabildiğince geciktirmek için çabalıyordum.Ama insan ne kadar bazı şeyleri düzeltmek için çabalasa da zamanı geldiğinde vazgeçmesini , vakti gelince bırakmasının gerekliliğini bilmeli...


Ve ben dün gece yeni benliğimi tam anlamıyla kabullenmiş ve eski benliğime sonsuza dek veda edip elimde tuttuğum kristal kelebeğin parçalarını dipsiz karanlık sulara bırakmıştım.Peki yeni ben neydi , kimdi ya da hayatta kalma için ne kadar ileri gidebilecekti...Sanırım tüm bu soruların cevaplarını yaşayarak öğrenecektim. "Pekala ona yeni benin ne kadar güçlü olduğunu gösterelim" deyip kendi kendime gülümserken aynadaki yansımamdan sayesinde eskiden yumuşak ve sıcak olan gülümsememin şimdi nasıl soğuk ve tehlikeli hale geldiğini gerçekte yaşadığım değişimin tahmin edebileceğimden de fazla olduğunu fark ettiğimde banyodan çıkıp odama geldim ve dolabıma yöneldim.İçinden giyeceğim kıyafetlerimi çıkardıktan sonra üzerime koyu renk kot pantolon , beyaz bluz ve bordo renkte deri ceket giyip saçlarımı salık bıraktıktan sonra ıslanan sargı bezimi değiştirmek için salona indim ve ilk yardım çantasından gerekli malzemeyi alıp sargı bezini çıkarırken bu sırada kahvaltı masasını hazırlayan Tamer ise işini yarıda bırakıp bana döndü(büyük ihtimalle ben duştayken gelmişti.) ve her zaman ki gülümsemeyle "Günaydın Kayla bu aralar pek görüşemiyoruz ama içimden bir ses bu süre zarfında bir şey yemediğini söylüyor.Haksız mıyım" dediğinde "Ne garip değil mi aynı evde yaşasak ta pek görüşemiyoruz.Ve evet haklısın bir şey yemedim çünkü canım istemiyor" dedim işime devam ederken."O zaman bir şeyler ye sonuçta güçsüz düşmeni istemeyiz değil mi ? ......" diye sordu.Sargıyı değiştirdikten sonra "Haklısın "deyip hazırladığı sofraya oturdum ve karnımı doyurmaya başladım.Sessizlik içinde geçen kahvaltımız "Şey Kayla benim bu aralar işlerim var ve gece olmayacağım senin için sorun olur mu"diye soran Tamer 'in sesiyle bölündü.Sonuçta dün gece yalnız kalmıştım ve bir sorun olmamıştı bundan dolayı "Tabi işlerini hallet bu gün yalnız kalmak benim için herhangi bir sorun oluşturmaz" dedim. Konuşma esnasında bir an için gözüm duvarda asılı duran saate takılıp saatin 09:00 olduğunu gördüğümde hızla masadan kalktım."Neyse sonra görüşürüz" dedikten sonra çantamı alıp evden ayrıldım.

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin